Bryan tradutor Português
866 parallel translation
Bryan seni görmek istiyormus.
Bryan quer vê-lo.
Sekreterim Bay Bryan'in beni görmek istedigini söyledi.
Ouça, a minha secretária disse-me que Mr. Bryan me quer ver.
Ben bölge savcisi Bryan'la konusurum. Herkesi tutuklamaya kalkarsa isin çok karisacagini... ama Wilmer'la ugrasirsa olayi kolayca çözebilecegini... anlatirim.
Posso dizer a Bryan o nosso Procurador Distrital, que se ele anda por aí... tentando culpar toda a gente ele terá um caso complicado... mas se ele se concentrar aqui no Wilmer, ele terá uma condenação... diante dele.
Bryan Forbes?
Bryan Forbes?
William Jennings Bryan'ın resminin hemen yanında...
Ao lado de uma foto de William Jennings Bryan :
Kendimizi William Jennings Bryan'la akşam yemeği yerken bulabiliriz.
Podemos acabar até a jantar com William Jennings Bryan.
Baltimore'da Gad Bryan'la çalıştım.
Trabalhei para o Gad Bryan.
Adını Bryan Patrick Lyndon koydular.
Bryan Patrick Lyndon.
Üstelik o bir anneydi ve küçük oğulları Bryan'ın... giydirilmesi, eğitilmesi ve şımartılması ona huzur verecekti.
Além do mais, como mãe toda a sua alegria... se resumia a vestir, educar e mimar o pequeno Bryan.
Güle güle küçük Bryan.
Adeus, Bryan.
Şimdi seni gerçek bir büyücü yapacağım Bryan.
Vou-te transformar num verdadeiro mágico, Bryan.
Çok iyi Bryan. Selam ver bakalım.
Muito bem, Bryan.
Sağol. Bryan'ın sekizinci yaş gününde yerel aristokrasi, ekabir ve çocukları... saygılarını sunmaya geldiler.
No 8º aniversário de Bryan, a nobreza e alta burguesia... veio apresentar cumprimentos.
Selam ver Bryan, çok başarılıydın.
Faz uma vénia, Bryan, estivestes lindamente.
Biliyor musun Bryan, gökkuşağının bütün renkleri bir tek renk yaratır.
Do conjunto das cores resulta uma só.
Bryan, çok başarılıydın.
Bryan, fizeste tudo muito bem.
Bryan, büyük çocuklar mumla uyumaz.
Um rapaz da tua idade já não dorme com velas.
Küçük Bryan çok tatlı bir çocuk. Sen de debdebe içinde yaşıyorsun.
O Bryan é encantador... e a tua vida magnífica.
Yarın meteliksiz kalabilirsin. Sevgili Bryan da üvey ağabeyinin insafına kalır.
Podes amanhã ver-te sem nada... e o nosso querido Bryan à mercê do meio-irmão.
Bryan, gördüğün gibi çalışıyorum.
Estou a trabalhar, Bryan.
Bryan, lütfen sessiz ol!
Está quieto, Bryan!
Bryan, lütfen bu kadar gürültü çıkarma.
Faz favor não faças tanto barulho.
Bryan'ın doğum günü için olduğunu söyle, sürpriz olmasını istiyorum.
É uma surpresa para os anos do menino Bryan.
Rahatsız ettim, kusura bakmayın Bay Lyndon... ama galiba Bay Bryan sözünüzden çıkmış... ve Doolan'ın çiftliğine gitmiş.
Perdoai o incómodo, Sr. Lyndon... mas o menino Bryan desobedeceu-lhe... e foi à quinta do Doolan.
Ah Bryan, neden sözümü dinlemedin?
Por que me desobedeceste, Bryan?
Neredesin?
Bryan!
Los Angeles'dan. İsmi de Bryan MacKenzie. Tam anlamıyla harika ve muhteşem bir adam.
É de Los Angeles... e chama-se Bryan MacKenzie, e... e é um homem espectacular e espantoso!
Bryan'la tanışana kadar evliliğe inancım yok sanıyordum. Bryan, tanıdığım erkeklerin hiçbirine benzemiyor.
Pensava que não acreditava no casamento, até conhecer o Bryan!
- Bryan ne iş yapıyor?
O que faz o Bryan?
Bryan bir bilgisayar dehası.
O Bryan é um génio de informática!
Bryan?
- Bryan...?
- Bryan MacKenzie.
Bryan MacKenzie.
- Merhaba, ben Bryan MacKenzie.
- Sou o Bryan MacKenzie!
- Bryan.
Bryan!
Ben Bryan'ı gezmeye götüreyim. San Marino'yu görsün.
Quero dar uma volta com o Bryan, mostrar-lhe San Marino.
İyi akşamlar Bryan.
Boa noite, Bryan.
Sana durumu açıklayayım. Bu Bryan'ın kim olduğunu bilmiyoruz.
O problema é que não sabemos quem é na verdade esse Bryan!
Öyleyse Amerika'nın En Çok Arananları programında Bryan'a ikizi kadar benzeyen birini gördüğümü söylemem de ilgini çekmez herhâlde.
Não deves estar interessada em saber, que vi uma cara igualzinha à do Bryan, em "Os mais Procurados da América"?
Bryan'ın ailesiyle tanışmak için Bel-Air'e doğru yola çıkmıştık.
Íamos a caminho de Bel Air para conhecer os pais do Bryan.
Marta, bunlar dünürlerimiz George ve Nina Banks.
Estes são os sogros de Bryan, George e Nina Banks.
Çocuklar söylediler mi bilmiyorum ama iş için Avrupa'daydık. Bryan'ı görmek için de Roma'ya uğradık.
Não sei se os miúdos vos disseram, mas fomos em negócios à Europa e fomos a Roma ver o Bryan.
Bryan da Danimarka'da birkaç yaz geçirdi.
O Bryan passou alguns verões na Dinamarca.
Bryan'ın annesi, yakın akrabaların isimlerini vermek için aradı.
A mãe do Bryan telefonou a dar os nomes da família directa.
Her gece Amerika'nın En Çok Arananları'nı izleyip Bryan'ın yüzünü arıyorsun. Bir de piknik muhabbeti çıktı.
Ver diáriamente "Os mais Procurados da América", à procura da cara do Bryan e agora esta do piquenique!
Hatta... Sakın bunu söyleyince sapıtma ama Bryan'ın annesi liste için aradığında düğün masraflarına katılmayı teklif etti.
Na verdade... nada de histerias com o que vou dizer... mas quando a mãe do Bryan telefonou a dar a lista, ela disse que gostariam de ajudar a pagar a recepção.
Bryan'ın aşkı Onu kanatlandırdı
"O amor do Bryan dá-lhe asas"
Evet Bryan?
Sim, Bryan?
Onunla evli olmak istiyorum.
O Bryan não é como os outros que conheci.
- Bryan da kim?
Quem é o Bryan?
Bryan, tam olarak ne işle meşgulsün?
Bryan, o que é que você faz?
Annie, Bryan.
Bryan!