Bu ne tradutor Português
105,737 parallel translation
Bu ne cüret.
Como é que ousa?
Tekrar hoş geldiniz Doktor. Bu ne şimdi?
- Bem-vindo de volta, doutor.
- Bu ne zamandı peki?
E quando foi isso?
Bu ne içindi? - Gardını düşürdün.
- Porque é que fizeste isso?
Bu yüzden Birleşmiş Milletlerin bizi desteklediğine emin olmalısınız. Ne kadar yorucu ve bürokratik konferans çağrısı yapmanız gerekiyorsa yapın.
É por isso que irá certificar-se que a ONU ampara o nosso jogo, não importa quantas videoconferências burocráticas... tenha que fazer.
Ceketinizde o logoyla birlikte burada dolaşarak ne elde etmeyi umduğunuzu bilmiyorum ama bu hepimiz için kötü bir şey.
Não sei o que esperam conseguir... vindo aqui com esses logotipos nos vossos casacos... mas... isto é mau para todos nós.
Bu da ne?
- O que é isso?
Ne anlama geliyor bu?
O que é que isso quer dizer?
Bu işimi görür. - Ne...
- Posso utilizar isso.
Bu da ne böyle?
Que diabo é isto?
Bu da ne böyle?
O que diabo é isto?
- Bu da ne?
O que é...
Bu yüzden ne diyorsan yapacağım.
Então... farei tudo aquilo que disseres. Está bem?
Kurtulabilir ama bize bu ikisinin ne yapabileceği konusunda bir fikir verdi.
Poderá sobreviver, mas já nos dá uma ideia do que aquelas duas... são capazes.
Bu, gerçeği hurafeden ayırmanın ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Isso demonstra quão importante é... distinguir os factos das insinuações.
Ne tür bir canavar bu büyüklükte bir şeyle uçar ki? Bir anlaşmamız vardı.
Que tipo de monstro voa por aí em algo daquele tamanho?
Bu adamın olayı ne?
Qual é o problema com aquele tipo?
Bu rapor konusunda ne kadar eminsin?
Quão confiante está acerca deste relatório?
Bu diğer gerçeklikte ne yaptım ben?
O que é que eu fiz nessa outra realidade?
Ne düşünüyor bu adam?
No que é que ele estava a pensar?
- Ne anlama geliyor bu?
Que diabo é que isso significa?
Bu konuda ne yapacaksın peki?
Então... o que é que vais fazer a esse respeito?
Bu özellikler tanıdığım hiçbir Fitz'de yok. Ne oğulun da ne babasın da.
Não me parece nenhum dos Fitz que conheci, pai ou filho.
Fakat senin bu ekip ne iş?
Mas... e esta tua equipa?
Ne? - Bu bizim için ne anlama geliyor peki?
Então... o que é que isso significa para nós?
Yani bu bedene ne istiyorsan yap.
Então, faça aquilo que quiser com este corpo.
Ne demek bu Coulson?
O que é que isso significa, Coulson?
Bu gerçeklikle alakalı gerçeği aştıkları zaman ne olduğunu gördüm.
Vi aquilo que aconteceu quando eles atravessaram... A verdade sobre esta realidade.
Ne çeşit bir komünist aldatması bu?
Que tipo de insinuação comunista é essa?
Bu şeyi ne zamandır koruyorsun?
Há quanto tempo protege esta criatura?
Sevgilinin oğlu bu konuda ne düşünürdü acaba?
Pergunto-me o que o filho da tua namorada acharia disso.
Bu erkeklerin sorunu ne?
Que têm os homens?
Bu düdüđü çaldýđýmda ne yapacađýnýz size kalmýţ.
Quando eu apitar, o que vocês fizerem é convosco.
- Bu da ne demek?
O que é?
Bu da ne?
O quê?
- Nick bu da ne demek?
Nick. O que é isto?
Bu adamı öldürmekte sıkıntı çekersen ne olursa olsun, beni ara tamam mı?
Se tiveres problemas em matá-lo, qualquer tipo de problemas, liga-me.
- Bunu biliyorum. O halde sorun ne? Bu davada birlikte çalışmamızın hiçbir mantıklı yanı yok.
- Bem, acontece que vamos ter um novo sócio e eles precisavam de um novo escritório.
- Yediğin kaba pislemeyi kesmezsen tabii. - Yediğim kabı pislemek mi? Bu da ne demek?
- Quando deixei de ser sua secretária começou a ter ataques de pânico.
Neil bu gizemli tavırların gereği ne? Biz senin avukatınız. Neyle ilgilendiğini bilmemiz gerekiyor.
A questão é que não estão honrando seu pedido e ele não pode sustentar os filhos.
- Satmamız gereken bir votka şirketi olduğunu. - Eğlenmek istediğini de söylemiştin zaten. Aynen öyle, bu ikisini birleştirirsek elimizde ne var?
Mas, Sr. Ross, estou inclinado a acreditar que sua história é relevante para o caso.
Lafı gelmişken bu devir ne zaman gerçekleşecek acaba?
- Bem, nós estamos largando. - Você tem que apresentar isso
- Kahretsin. Bu sefer ne yaptı?
- Quero falar sobre trazer a Pfizer.
Ne söyledikleri umrumda değil. Bu saçmalık ve oyuna gelmeyeceğim.
Invés de uma fraude mentirosa, você é um herói lutando pela redenção.
- Yeter bu kadar. - Harvey, ne tür işler çevirdin yine?
Isso é lá para fora.
Fakat bu oyun ne zaman geçerli olduğuna karar verecek kişi benim, ve birlikte ilk işimiz Harvey Specter'ın yeni yönetici ortak olduğu belirlemek olsun.
- Donna. - Entre as paredes, eu tenho um assento na mesa, é pegar ou largar. Vou pegar.
- Ne demek bu? Sanırım ikimiz de ne demek olduğunu biliyoruz.
Quero que saiba que não quis dizer nada daquilo.
Bu hız ne böyle?
Sabes a que velocidade ias?
Senden korkmadığım bir an bile olmadı. Ama seni bu hâlde görünce... ne kadar küçük, acınası bir adam olduğunu fark ediyorum.
Sempre senti medo ti, mas, ao ver-te assim, vejo que não passas de um homenzinho triste.
Ne boktan bir havalandırma sistemi bu?
Que raio de ventilação é que têm aqui?
Ne zamandır bu şekilde?
Há quanto tempo é que ela está assim?
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne zaman oldu 63
bu ne kadar 45
bu nedenle 273
bu ne biliyor musun 41
bu ne anlama geliyor 246
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne zaman oldu 63
bu ne kadar 45
bu nedenle 273
bu ne biliyor musun 41
bu ne anlama geliyor 246