Burger tradutor Português
1,107 parallel translation
- Sen hiç Ahab burger yedin mi?
- Comeste um hambúrguer no Ahab's?
Bir peynir seçersin, bir peynirli burger ve yemek için bir restoran?
Prefere ter um queijo, um "cheeseburger" e um restaurante em que comê-lo?
Kool-Aid olur şeker olmaz fıstık ezmesi olur bal olmaz ham olur burger olmaz.
Se tens sumo, não tens açúcar. Se tens pão, não tens geleia. Se tens hambúrguer, não tens mostarda.
Büyük Ahıl Burger'inden, Gülümseyen patates ve portakal soda istiyorum.
Quero o Big Barn Burger, batatas Smiley e uma laranjada.
Sky Burger'a gideceğim.
Eu vou ao Sky Burger.
Jack, tatlım? Akşam yemeğine kıymalı burger yaptım.
Jack, querido, fiz Sloppy Joes para o jantar.
Annen kıymalı burger yapmış.
A mamã fez Sloppy Joes.
Okuldan sonra burger yiyelim mi?
Chega-te para lá, meu. Vai um burger depois da escola?
Double Meat Burger'leri güzeldir.
Fazem um hambúrguer de carne excelente.
Bu hamburgerler Krusty Burger'da satılana çok benziyor.
Estes são muito parecidos com os que vendem no Krusty Burger.
- McDonalds'da bir Krusty burgerini peynirli olarak alabiliyorsun. Ama ismi peynirli Krusty burger değil.
- Bem, no McDonald's podes comprar um Krusty Burger com queijo mas não tem esse nome.
Krusty Burger'ın arkasındaki çöpte bir kutu kokuşmuş lahana bulduk.
Encontrámos molho para salada nas traseiras do Krusty Burguer.
Duble burger.
Um hambúrguer duplo.
Peki, o zaman biz iki burger patates kızartması ve diet kola alalım... - çünkü acelemiz var.
Então queremos duas hambúrgueres, batatas fritas e colas-light, porque estamos com pressa.
Burger King, Johnny Rockets deriz.
Burger King pode lançar...
Peynirli Ayakkabı Burger'a 303 sosuyla şöyle yazarız...
Shoeburger com molho 303...
Biri ateş etmeye başlamış.
O tipo abriu fogo num Fly Burger.
Oğulları Fly Burger'da çalışıyordu.
O filho trabalhava no Fly Burger.
Az konuştuk ve sonra masumane bir burger yedik.
Conversámos um pouco, e depois fomos comer um hambúrguer inocente.
Masumane burger diye bir şey yoktur.
Não existe tal coisa : um "hambúrguer inocente".
Bu adam burger reklâmlarının yönetmeni mi?
Esse Orson Welles realiza anúncios?
Buralarda bir yerlerde Happy Burger olmalı.
Tem que haver um Happy Burger por aqui.
Buralarda bir yerlerde bir Happy Burger olmalı.
Tem que haver um Happy Burger por aqui.
Özel derken, demek istediğim, Mary Tyler Moore ya da fazladan bir Mutlu Hamburger değil.
Não digo especial à maneira de Mary Tyler Moore ou especial à maneira duma refeição de valor extra no Happy Burger.
In-n-Out Burger'in oralarda... In-n-Out Burger, Camrose'da ama...
Vive em Radford, perto do In-N-Out Burger.
In-n-Out Burger'in oralarda... Hamburgerleri harikadır, Walter.
- O In-N-Out Burger é em CaSrOse.
In-n-Out Burger'e de uğrarız... Sen, kapa o amcık ağzını Donny!
O puto deve ser presa fácil.
Biraz burger,
- In-N-Out.
Kuzey Hollywood'da yaşıyor, Radford'da... Ahhh, şey, In-n-Out Burger'in orada...
Vive no Norte de Hollywood, em Radford.
Siktiğimin veleti...
Perto do In-N-Out Burger.
- Hamburger!
- Burger?
İşte orada. Hey, Burger! Summers.
Olá Burger, Summers.
Aşk Burger siparişi olan var mıydı?
Alguém pediu um hambúrguer do amor, muito bem...
Aslında, burger yemek uyar derim.
Na verdade...'tava a fim de comer um cheeseburger.
İlk olarak, Delta Hughes, Burger King'i dava etmek için bizi tutmak istiyor.
Delta Hughes quer contratar-nos para processar o Burger King.
Happy Burger'e hoş geldiniz. Siparişinizi alabilir miyim?
Bem-vindo ao Happy Burger.
Belki vejeteryan burger bu yüzden berbattır.
Talvez por os hambúrgueres de soja serem uma porcaria.
Çoğu insan kardeşleriyle Şükran Günü'nde, kolejdeki oda arkadaşlarıyla kolej toplantılarında, Joey'le de Burger King'de görüşebiliyor.
Há muita gente que só vê as irmãs no dia de Acção de Graças e os colegas de faculdade nos encontros... ... e o Joey no Burger King.
Bizim arabada Burger King kokusu var.
O nosso carro tem cheiro a Burger King.
Devekuşu burger mi?
Um hambúrguer de avestruz?
- Hiç Devekuşu Burger yedin mi?
- Já comeste hambúrguer de avestruz?
- Canım Krusty Burger. - Bence de.
- Os velhos Hambúergueres Krusty.
Ve Moe'nun yerinden sonra, Krusty Burger'e gittik, ve başkan biraz daha para üstü aldı.
Depois do Moe, fomos ao Krusty Burger, e o presidente recebeu mais trocos.
Yeni Fatso Burger işçi arıyor.
O novo Fatso Burger está a contratar pessoal.
İlk olarak Fatso Burger'de çalışan insan özel biridir.
Primeiro de tudo, as pessoas que trabalham no Fatso Burger são especiais.
Neden Fatso Burger'de kariyer istiyorsun?
Porque é que tu queres uma carreira no Fatso Burger?
- Fatso Burger'de.
- No Fatso Burger.
Krusty Burger'ı.
Um Krusty Burger?
Chuck, duble burger söyledim. Kes sesini.
Eu pedi duplo.
Sırf kibar olmak için onu Burger King'e mi götürecektin?
- Porquê?
Oraya gideriz, ve oğlanı yakalarız...
- Estaremos perto do In-N-Out Burger. - Cala a boca, Donny!