Bölge savcısı tradutor Português
1,155 parallel translation
- Selam. Bölge Savcısı King mi?
- Fala o Promotor King?
Birincisi, o piçin babası bölge savcısı.
Em primeiro lugar, o pai do chavalo é o Promotor.
Bölge Savcısı Morris Klein'ın Ofisi Çarşamba, 10 Kasım
GABINETE DO PROCURADOR QUARTA-FEIRA, 10 DE NOVEMBRO
Bölge savcısı yardımcısı cipten 12 metre uzakta olan gözleri sulanmış bir valenin ifadesine göre dava açıyor.
O Procurador Geral apresentou queixa e baseado no testemunho de um arrumador de carros com visão turva que estava a 12 metros do jipe. A testemunha ocular é um bónus.
Bölge Savcısı mı?
Pelo PDA?
Evet, sen geceyi Bölge Savcısı'nı düzerek geçirirken biz senin yapmadığın işleri yapıyoruz.
Sim, por isso, enquanto tu passaste a noite a fornicar com o PD, nós tivemos de fazer o teu trabalho.
Uzun, esmer, yakışıklı bölge savcısı.Tamam, iyi değil.
Alto, moreno, Promotor Distrital. OK, não adianta.
Sen bir iblis yakalamadın nerdeyse bir bölge savcısını öldürüyordun.
Tu não capturaste um demónio, tu quase mataste um Promotor Distrital.
Bölge Savcısı Reece Davidson, Araştırma Şubesi'nden.
Reece Davidson, Gabinete de Investigações o PD.
Bölge Savcısı?
- advogado?
Soruyorum çünkü bugün Bölge Savcısı bana sormuştu ve ben hiçbir şey bilmediğimi fark ettim.
Só te pergunto porque quando aquele investigador do PD apareceu lá hoje, queria saber essas coisas, e eu apercebi-me que não sei de nada.
Bölge savcısının asistanı geliyor.
Vem aí o PAD ( Promotor Assistente Distrital ).
Bu davaya atanan bölge savcısı asistanıyım.
Eu sou o Promotor Assistente Distrital designado para este caso.
Çekici olan bir, bölge savcısı asistanı ki bu onu bir şekilde bize karşı tehdit haline getiriyor.
Por mais bonzão que ele seja, ele é um Promotor Assistente Distrital, o que o torna uma espécie de ameaça para nós.
Bölge savcısını ya da hâkimi getirebiliriz.
Podemos chamar o M.P., talvez um juiz.
- Bölge savcısıyla konuştuk.
Falámos com a Procuradora.
Bölge Savcısını kafalamam lazım.
É hora de que seduzir ao fiscal.
Bölge savcısı yeminli ifadesini kasete aldı mı?
- O Promotor gravou o depoimento?
Bölge savcısına göre bu her şeyi ortaya çıkarıyordu :
Para o Procurador Geral aquilo resolvia o caso.
Hey. Şu anda Yale'de hukuk okuyor, bölge savcısının yanında da staj yapıyor.
Está agora em direito em Yale, a praticar para Delegada do PR.
Bölge savcısı yardımcısıyım.
Eu sou promotora municipal assistente. - Certo.
- Bölge savcısı.
- Ele é o promotor municipal.
Bölge Savcısı Gömü cinayetler davasında Benjamin Corey Jennings hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
O Acusador Público reportou que prepara os cargos de homicídio contra Benjamin Corey Jennings no caso chamado "Assassinatos de enterro".
Abin bunu bölge savcısına getirdi.
O seu irmão trouxe isto para o acusador público.
Bölge savcısını arayacağım.
Vou ligar ao Procurador.
Bölge Savcısı, Bowery Avcısı hakkında bilgi istiyor.
A Procuradora quer informações sobre o caso do Perseguidor.
Bölge Savcısı odasını antikalar ve Berber halılarıyla dekore etmek istiyor bizse masa için yalvarıyoruz.
A Procuradora quer redecorar o gabinete com antiguidades e tapetes berberes e nós temos de pedir esmola.
Bölge savcısı oraya nasıl geldiğini bilmek istiyor.
O Procurador Adjunto quer saber como foi lá parar.
Bugüne kadar burada pijamaları içinde benden yanıt bekleyen tek bir bölge savcısı görmedim.
Nunca nenhum esteve aqui de pijama à espera da resposta.
Bölge savcısı geldi. Savunma yapmayı reddetti.
Veio cá um Promotor Público local e ele recusou que o representasse.
Hukuk okumayı babam San Francisco bölge savcısı olduğu için seçtim.
Fui para Direito porque o meu pai era Promotor Público em S. Francisco.
Bölge savcısı değilim, ama ruh ikizin, Diana Rollins diye birinin ölümünde cinayetle suçlanacak.
Parece-me que a sua alma gémea vai ser acusada de homicídio na morte de Diana Rollins.
Özür dilerim, Bayan bölge savcısı. Bir trafik kazası için aranmıştım.
Desculpa-me, "Sra. Procuradora", fui chamado para o acidente.
Kayınbiraderim bölge savcısıdır.
O meu cunhado é Advogado.
Bölge Savcısı bu davanın darağacına gideceğini söylüyor.
Levem-na. Eu, Harrison, digo que é caso pra enforcamento.
Bölge savcısı mahkeme emri için yeterli olmadığını söyledi.
O ministério diz que isso chega para um mandado de captura.
Bölge savcısı korkup onu salıverdi.
Tinha um corte de faca na mão. Mas o Ministério Público... recuou e o libertou.
Bölge savcısına bağlı.
Isso depende do procurador.
Bölge savcısı az önce kurbanın sütyeninin fotoğrafının bir kopyasını bana verdi.
O Procurador deu-me as fotos do soutien da vítima.
CSI'nın itibarı için bölge savcısına bu davanın peşini bırakmasını söyle. Yolumuzdan çekilsin.
Pela reputação desta unidade, deixa o Procurador retirar a queixa e arquivar o caso.
Bölge savcısını arayıp ona bildiklerimizi söyleyelim mi?
- Deveríamos avisar o Procurador?
Şikayetimi doğrudan bölge savcısına ileteceğim.
Vou apresentar queixa directamente ao Procurador do Distrito.
Biliyorsun, Bölge Savcısıyken bunun sekiz katı kadar bir ofisim vardı.
Sabes, quando era um PA, tinha um gabinete oito vezes maior que este.
Bölge savcısı Manuel'in ölümünün kaza olduğuna ikna oldu.
O Ministério Público declarou a morte do Manuel como acidental.
Oldukça katı bir Bölge Savcısı'ı. Yıllar boyunca bir sürü düşman edinmiştir.
É uma Procuradora-adjunta impiedosa, fez muitos inimigos ao longo de 2 anos.
Ya bize anlatırsınız ya da bölge savcısı yardımcısına.
Se não fosse eu, agora estarias morto e não em liberdade condicional. Então foi a casa do Carpenter ver o que ele andava a tramar.
Bölge savcısı beni arıyor.
Tenho o Procurador no bip.
Şehrin öbür yakasında bölge savcı yardımcısı o küçük katilin bu yıl sonuna kadar asılacağını söylüyor.
Já o assistente da promotoria promete que a pistoleira irá à forca até o fim do ano.
Sözünü tutabilirse Bölge Savcı Yardımcısı Harrison bir gün Vali Harrison olabilir.
Quem sabe? Nesse caso, o promotor Harrison pode chegar a governador um dia.
Ve Bölge savcısı bu konuda çalışıyor. Ne zaman?
- Quando?
Bölge Savcı Yardımcısı.
É Procuradora-adjunta.