Caddede tradutor Português
1,005 parallel translation
Eğer bu elbise kendi başına caddede yürüyor olsaydı... Paris'i baştan sonra aşarak onu takip ederdim.
Se este vestido andasse pela avenida sozinho, segui-lo-ia de uma ponta de Paris à outra.
Caddede bir doktor olacak.
Não a levante. Chame o médico no fim da rua, o Dr. Reagan.
New York'a varïnca dogru Dogu 92. Caddede Elsa Gebhardt'a git.
Ao chegar a Nova Iorque, vá logo ter com Elsa Gebhardt a East 92nd Street.
Şimdi yazın. Mekanın adı, Luigi'nin Yeri... 125. caddede. Bulunduğunuz yerden hemen köşeyi dönünce.
o restaurante chama-se Luigi's... na Rua 125, mesmo de esquina com a esquadra.
- Beşinci Caddede Eve's mağazasından.
- Na Eve, na Quinta Avenida, acho.
Vay canına, o meşhur caddede olmak Ne kadar da güzel bir duygu
Oh meu Deus como é bom estar Na avenida que sempre sorri
HANNAH BROWN DON HEWES CADDEDE YÜRÜRKEN
HANNAH BROWN DON HEWES EM SUBINDO A AVENIDA
Caddede buz pateni yapardık Ama buz yok
Podíamos patinar pela avenida Mas não há gelo no chão
Biz de caddede yürüyoruz Evet, caddede yürüyoruz
Por isso andamos pela avenida Sim, andamos pela avenida
Ve caddede yürümeyi çok severiz biz
E andar pela avenida É o que gostamos
Caddede yelkenle giderdik Ama yatımız yok
Podíamos velejar pela avenida Mas não temos um iate giro
Biz de caddede yürüyeceğiz Evet, caddede yürüyeceğiz
Por isso andamos pela avenida Sim, andamos pela avenida
Evet, oraya varana kadar Caddede yürüyeceğiz
Sim, andamos pela avenida Até chegarmos lá
Caddede yüzerdik Ama gölümüz yok
Podíamos nadar pela avenida Mas não temos nenhum lago
Evet, yapacağımız şey caddede yürümek
Sim, andar pela avenida Não te deixa cansado
O caddede
Na avenida
Ana caddede
Na rua principal.
Sen yürüdüğünde Benimle ana caddede
Quando você caminhar pela rua principal comigo.
Yok efendim, caddede biraz yürüdükten sonra Yüksel Palas'a uğrayıp bir şey içtim ve sonra da Elçilik'e döndüm.
De modo algum, senhor. Fui passear na alameda parei para uma bebida eo Yuskel depois voltei para a Embaixada.
Çiçero'yu kalabalık bir caddede ya da polisin gözü önünde öldürmeyi tercih etmeyeceksiniz.
Não é provável que vão matar Cícero numa rua cheia de gente... -... ou na frente dum policia.
# Yürüyorum caddede neşeyle #
" E até desço a alameda...
# Yürüyorum caddede neşeyle # # Mutlu bir nakarat ile #
" E até desço a alameda Com um feliz refrão...
Onu arabama götürün. Caddede bir yerlerde olacak.
Levem-no no meu carro.
Ana Caddede. Kim işletiyor?
O que se passa?
İmparatorun geçeceği caddede olmalı!
Olha, vai direita à avenida por onde vai passar o Imperador. - Dá-me o capacete. - Mas ê um telegrama particular.
Sen kendini nasıl hissederdin, caddede boylu boyunca sürüklenirken ve bir adam seni kırbaçlarken?
Gostarias de ser levado por uma rua... com um homem atrás de ti a dar-te chicotadas nas costas?
Madden'ı ellerini görene dek bekleyecek ve onu, yine caddede sürükleyeceğim ve bu defa asla geri dönemeyecek.
Vou ficar à espera do Madden para poder partir-lhe a outra mão. Aí ele vai aprender a lição... e não voltará a incomodar-me nunca mais.
5.Caddede işler açılır mı dersin?
Acha que nos saíamos melhor na Quinta Avenida?
51. Caddede detektif.
Ele é detetive na rua 51.
Doktorun evinin önünde, caddede iki parmak kalınlığında lastik izi var.
Há duas polegadas de borracha na rua à frente da casa do Doc.
Buraya dönerken, bay Connors'a rastladım... İkinci caddede sahibi olduğu binadaki bardan çıkıyordu.
Quando voltava para cá vi o sr. Connors a sair do bar... do seu edificio, na Second Street.
Az önce onu caddede koşarken gördük.
- Vimo-lo a correr pela rua. - Steve!
Ne demişler : "İşlek caddede çim bitmezmiş."
Mas como se costuma dizer "Não cresce erva numa rua movimentada."
Belki caddede falan denk gelmişimdir.
Excepto talvez na rua ou coisa assim.
- Ve dün gece dün gece, şuracıkta, ana caddede, üç tane fahişe bana yanaştı!
- E ontem â noite, aqui mesmo, na Rua Principal, fui abordado por três mulheres pintadas.
Caddede yürüyorum ve adamın biri düşüp ölüyor.
Vou rua abaixo e um homem morre.
38. caddede bir yaşlı hırtı mıhlayacağım.
Tenho de sair e fazer um trabalho. Tenho de acabar com um velho desgraçado, na rua 38.
- Yani... Caddede yanlarından geçtiğinde ya da bankta oturanları gördüğünde ya da yanından geçip gittiklerinde tanıdık gelen oluyor mu?
- Quero dizer, quando passas por pessoas na rua, ou as vês num banco, ou quando passam por ti, parecem-te familiares?
5. caddede saat 6 : 00'da yürümüştüm ama ama sanırım hâlâ geceydi.
Às seis da manhã já, mas isso é de noite.
Kavga başladı. Sonunda onları evden çıkardık. Onları caddede dövdük ve polise teslim ettik.
Houve uma luta... e finalmente conseguimos expulsá-los... batemos neles... e entregámo-los à polícia.
54. caddede oturuyorum, Modern Sanat Müzesi'nden biraz uzakta,.. ... oranın çay ayrıcalığı olan üyelerindenim. Kremasız.
Moro na Rua 54, perto do Museu de Arte Moderna, de que sou membro com'privilégios de chá'.
53 Batı 54. caddede oturuyorum.
Eu moro na Rua 54, 53 Oeste.
Caddede kör bir adamı gezdirirken nasıl görünürsün?
Que figura farias, a guiar um cego rua abaixo?
Ateşli silahı olan herkes, caddede karşıdan karşıya sıraya geçin!
Todos os homens com armas de fogo formam uma fila na rua!
Donmuş zayıf aşıklar 10. Caddede bulundu.
Amantes magrinhos congelados, achados na Rua 10.
- Caddede mi?
- Na rua?
Sadece bu öğleden sonra caddede ne yaptığını söyle?
O que fazia esta manhã na rua?
- 5. Caddede.
-... na Quinta Avenida.
Bir caddede yatıyor olabilir.
Pode estar caído numa rua qualquer.
Ana caddede.
Na rua principal.
Kim bilir caddede kim vardı?
Gritando desse jeito.