Caine tradutor Português
830 parallel translation
- Caine gerçekten güzel gemi.
- O Caine é uma beleza.
- Caine bir arkadaki gemi.
- O Caine é o navio de dentro.
Bu gemi Caine'dir.
Este é o Caine.
Umarım Caine'de çalışacak yeteneklere sahipsindir.
Eu só tenho esperança que tenha categoria para o Caine.
- Caine, bir küvetten farksızdır.
- O Caine é um navio arrasado.
Caine, bir mayın tarama gemisidir.
O USS Caine é um draga-minas.
Caine'i yakından incelediğine göre artık sevmeye başladın mı?
Agora que viu o Caine bem de perto, já gosta mais dele?
Caine'den kurtuluş yoktur.
Não há fuga do Caine.
"Caine'deki ihtiyaç açığı da en kısa sürede kapatılacaktır."
"Compreendo necessidades do USS Caine têm prioridade."
Amiral gemisi mi, yoksa Caine cehennemi mi?
O estado maior do almirante ou o inferno do Caine?
Caine berbat bir gemi.
O Caine é um navio desleixado.
Donanma Personel Komutanlığının Kasım 1943 tarih ve 01602 1 sayılı, emri uyarınca Donanmaya ait - - Caine gemisinin komutanlığını, bu emri getiren subaya bırakacaksınız.
De acordo com o Gabinete de Pessoal Naval, despacho 016021 de Nov. de 43, vai apresentar-se e substituir o comandante do USS Caine.
Caine'in miskin mürettebatını hatırlamam için bu yeterli olacaktır.
Vou të-lo meia-hora atrasado para me recordar a tripulação desleixada do Caine.
Caine, bu Donanmanın en hızlı hedef keşfi yapan gemisi olacak.
O Caine vai ser o melhor navio-alvo de toda a marinha.
Caine'de artık roman yazmayacaksınız.
Acabou-se a escrita de romances a bordo do Caine.
"Sefer sonunda Caine gemisi komutanının derhal - - Batı Denizleri Komutanlığı'na rapor vermesi gerekmektedir."
"Ao chegar, comandante do USS Caine apresente-se imediatamente ao comando do Atlântico."
Komutanlık, geminin savaşa dönecek durumda olmadığını düşünüyordu.
Ele duvidou da capacidade do Caine de regressar a combate.
Gemiyi bir gecede şekle sokmamı beklememelerini söyledim.
Disse-lhe que não esperasse ver o Caine em forma de repente.
DMS CAINE'E. JACOB BÖLGESİNDE ÇIKARTMA BİRLİKLERİNE KATILIN.
AO DMS CAINE FORCA DE INV ASÃO ÁREA JACOB.
Bu gemi, adını Donanma Subayı Arthur Wingate Caine'den almıştır. Caine, göğüs göğüse savaşırken şehit düşmüştür.
Este navio tem o nome de Arthur Wingate Caine, da Marinha, que morreu devido a ferimentos recebidos em combate.
Caine'de bunu herkes bilmeli. Madde 184 :
A bordo do Caine é de leitura obrigatória.
- Caine yüzen bir hata.
- O Caine é um erro flutuante.
Ben de Caine'de görevliydim, muhabere subayı olarak.
Eu estava a bordo do Caine, como oficial de comunicações.
Suç : isyan çıkarmak. Steven Maryk, Yüzbaşı, Birleşik Devletler Donanmasına ait Caine gemisinde görev yaparken, 31 Temmuz 1944, tarihinde Yarbay Queeg'i bilerek ve isteyerek görevinden almıştır. Tanım :
Acusação : motim.
31 Temmuz günü Caine gemisinin nöbetçi subayı siz miydiniz?
O senhor era o oficial no convés do DMS Caine a 31 de Julho?
- Caine'i temizlediği için mi?
- Porque limpou o Caine?
Gemi Kaptan Queeg'in komutasındayken, onda herhangi bir delilik belirtisi gözlediniz mi?
Quando o capitão Queeg estava no comando do Caine, alguma vez notou que ele desse indícios de loucura?
Caine'in mayın tarama tatbikatları sırasında kendi mayın hattına girdiği doğru mu?
Durante o período em que o Caine servia como navio-alvo, alguma vez passou por cima do cabo de reboque?
Caine'in çıkartma botlarına öncülük ettiği sabah, emirleriniz arasında denize bir ikaz işareti atmak da var mıydı?
Na manhã em que o Caine escoltou os barcos de assalto à praia, as suas ordens incluíram o lançamento de um sinal de cor?
Sadece Caine'in subayları var.
Só os oficiais do Caine.
Caine'in subayları kutlama yapıyorlar demek.
Vejam só. Os oficiais do Caine em alegre festejo.
"Denizde İsyan" ın gerçek yazarına içelim. Bunu hak ettin.
Um brinde ao verdadeiro autor de "Motim no Caine".
- Adım Caine.
- Chamo-me Caine.
- Caine.
- Caine.
Caine, gidemezsin.
Não podes ir, Caine.
Caine!
Caine!
Kwai Chang Caine.
Kwai Chang Caine.
Caine?
Caine?
Caine.
Eu sou Caine.
Ama Caine'i kullanıyorum.
Mas eu escolhi Caine.
- Bu Caine. Bir arkadaşım.
- Este é Caine, um amigo.
- Evet, Öğrenci Caine.
- Sim, aprendiz Caine.
Caine.
Caine.
Konuşmak istiyorum Caine.
Eu quero conversar consigo, Caine.
Kuşkun varsa hemen söyleyeyim çocuklar bir dostunu rehin aldı.
Em caso você ter alguma dúvida, Caine, eu quero dizer-lhe os rapazes emboscaram um amigo seu.
Sen Caine'sin.
Você é Caine.
Evet, Öğrenci Caine.
Sim, Aluno Caine.
Adım Caine.
Chamo-me Caine.
Caine'de çok fazla kaldım.
Estou no Caine há demasiado tempo.
- Yoksa Caine'den kaçıyor musun?
- Vais fugir do Caine?
Queeg bu esnada görevinin başında, ülke ise savaş halindedir.
Steven Maryk, tenente, reserva naval dos EU, enquanto servia a bordo do USS Caine, a 31 de Julho de 1944, de livre vontade e sem autoridade substituiu o capitão-tenente Queeg. O Queeg estava a exercer o seu comando, estando os EU em guerra.