Cake tradutor Português
89 parallel translation
Hayır, anahtar değil.
Não, "cake" ( BOLO ) não.
- Ya da Melek Keki.
- Ou Angel Cake.
"Butt Cake" olarak bilinen kitabın bir devamı var.
Continuação de um outro livro, Bolo Traseiro.
Şekerparem.
Patty-cake
Şekerparem.
- Patty-cake! Patty-cake! - Oh, Marvin!
Şekerpare mi?
Patty-cake, patty-cake?
Şekerpare.
Patty-cake!
Karısı ona şekerparecilik yapan... ilk erkek sen değilsin.
Não és o primeiro homem cuja a mulher brinca ao "patty-cake".
Şekerparecilik oynadı.
- Ela brincou ao "patty-cake".
Benim Jessica'm yapmaz.
Não a minha Jessica. "Patty-cake", não!
Seni Acme'yle şekerparecilik oynarken yakalamadım mı?
Não foi você que apanhei a brincar ao "patty-cake" com velho Acme?
Buna dahil olmak istemezdim, ama o resimleri çektirmezsem...
Eu não queria ter nada a ver com isso. Mas ele disse se eu não posasse para essas fotografias "patty-cake"...
Bu yüzden ona Cake diyoruz.
Compreendes? E ele ficou a ser o Keek.
- Günaydın Maike. - Selam Cake.
Bom dia Mikel.
Vay Cake, seni gördüğüme sevindim.
Keek, ainda bem que vieste.
Cake, filmi sen kiralamış olabilir misin acaba?
Keek, será que foste tu próprio quem alugou o filme?
Hey Cake bu Mila ve bu da... -... üzgünüm ismini unuttum.
Apresento-te a Mila e... e..., desculpa, mas esqueci-me do teu nome.
Oraya mutlu gittim, mutluydum çünkü "Cake biraz para kazansın" diye düşünüyordum.
Eu entro e penso : boa informação. Esta sim! Aposto no Rodrigo e até fiquei feliz.
Bekle Cake, bizi kazıklamaya çalışıyorlar.
Keek, este carro é foda.
Tanrıya şükür sana ulaştım, ben Cake.
Frankie... ainda bem que te encontro.
Selam Cake, seni azgın at!
É o Keek. Olá Keek, meu lobo esfomeado.
Cake.
Keek.
- Cake. Selam Andy.
Keek... olá Andy.
Benim Cake.
Andy? Sou eu, o Keek.
Anahtar Cake'de.
O Keek tem uma chave.
Tamam, "Saldini's Bistro, Sally's Pasta ve Biftek" " Salvadore Oğulları Lokantası, 136.
Pronto, "Saldini's Bistro, Sally's Cake and Steak", "Restaurante do Salvadore Filho, Rua 136." Boa.
Patty Cake.
Patty Cake.
- Pan cake'lere bayılıyorum.
- Trabalha no McDonald's... adoro as panquecas e salsichas de lá.
Funnel Cake ya da Fried Snickers?
Fartura ou Snickers frito?
Hayır, Funnel Cake ve Snickers ile birlikte, bir şişe su demek istemiştim.
Não, queria dizer com a fartura e o Snickers frito.
Benim için yapıyorsan, crab cake alabilirim.
Se é só por pena, peço bolinhos de caranguejo.
Ben içki içemem ama Cosmopolitan "cheese cake" yiyebilirim.
Eu não posso beber mas posso comer!
"Yassı kek, yassı kek, fırıncı," "O kız keki yer, senden daha hızlı."
"Patty Cake, Patty Cake, padeira, ela consegue comer um bolo mais depressa do que uma enfardadeira."
Şu anki çörek yeme şampiyonu ve yeme işinin en zarif ismi, Patty Cake Newton.
A actual campeã dos bolinhos e a mais elegante comedora,
Bizim en sesli yiyicimiz...
Patty Cake Newton! O engolidor mais sonoro...
Yassı keki en çok bu götürüyor.
Patty Cake a utilizar sobretudo a técnica dos bolos.
Yani düşünsenize kim Kevin'a bir ödül verir ki, Dunkin'Donuts mı?
Quer dizer, quem é que ia dar um prémio ao Kevin? A Dan Cake?
Que buenos cake-os de pan-o!
Que buenos "Bol-os" de "panquec-os"!
Lütfen bize biraz Crab Cake getirirmisiniz?
Podíamos pedir mais empadas de caranguejo?
Chocorape Pasta...
Chocorape Cake...
- Pistachio L'apricot az peynirli pasta.
- Pistachio L'apricot raro com cheese cake.
"Üzgünüm" pastası bile var! ( Üzgünüm pastası = Sorry cake )
Tem até bolo de desculpas!
Carlos, kızımız koca pastanın yarısını yedi, ondan sonra hiç kimse mumları bulamadı.
Carlos, a nossa filha emborcou metade de um sheet cake, e depois, ninguém conseguiu encontrar as velas.
Adı da Bay Gateau Bay Cake imiş.
O nome dele era... Sr. Gateaux. Sr. Cake.
Bay Cake, tekrar saat üzerinde çalışmaya başlamış. Bitirmesi çok zahmet gerektiriyormuş.
O Sr. Cake trabalhou no seu relógio... até o terminar.
Bay Cake, bir daha görülmedi.
O Sr. Cake nunca mais foi visto.
Kek hamuru.
Cake mix?
Kek hamuru mu?
Cake mix?
Jenny Cake.
O bolo da Jenny.
Şekerparem.
- Patty-cake, Patty-cake, - Marvin, Oh!
Bu ne saçmalık.
- Patty-cake! Patty-cake! Patty-cake!