Camera tradutor Português
404 parallel translation
Camera : Eduard Tisse
Realização de S. M. EISENSTEIN.
Kamera!
Camera!
Çekim başlasın!
Camera!
Kameranız siyah ekrandan başka bir şey kaydetmeyecektir.
A sua camera só irá apanhar uma névoa negra.
U. S. Camera'daki bir resim için poz verdim diye kızdılar.
Pousei para uma fotografia publicada na U. S. Camera e ficaram aborrecidos.
S. Camera'da mı?
- Na U. S. Camera?
U. S. Camera'da mansiyon ödülü.
Menção honrosa na U. S. Camera.
U. S. Camera.
U. S. Camera.
Bak, sende U. S. Camera var!
Veja, tem a U. S. Camera!
U. S. Camera varmış bende.
Tenho a U. S. Camera.
Bir Lecia marka kamera için 2.00 dolar mı?
Dois Dólares por uma camera Leika?
Houston, kamerayı çalıştırıyoruz.
Houston, estamos a activar a camera.
Kamera 2, Volney'e yakın gir!
Camera 2, closed no procurador Volney! Camera 2, closed no procurador Volney!
- Kamera sarıyor!
- Camera a rolar!
Annie, çabuk. Bana en iyi kamera ekibini getir.
Depressa me dê o melhor equipe de camera.
Kamera ekibi mi?
Equipe de camera?
Kamerayı al.
Pegue na camera!
Hazırla, herşeyi hazırla.
Silêncio, Camera, Acção.
Pekala, Devon bunun görsel bir kaydını istiyor, o yüzden video kameranı aktif hale getiriyorum.
Certo, e Devon que confirmação visual disto por isso vamos activar a camera de video
Kamera.
Camera.
Bu, ikinci kameradaki kameraman.
É o camera da camera dois.
Bu bir Candid Camera falan mı?
Estou nalgum programa de televisão, tipo "Candid Camera"?
Aztec Camera.
Aztec Camera.
Sekiz mermi şarjörde, bir tane de namluda.
Oito no carregador, uma na camera.
Video kameram nerede?
Onde esta a minha camera de filmar?
Kamera onu sinirlendiriyor.
A camera põe-no nervoso.
Şu büyük kameraya bir baksana!
Prepara a grande camera!
Emma teyzenin kamerasında ne kadar film kaldı bilmiyorum.
O problema é que não sei quanto filme resta na camera da tia Emma!
Ve kamerasız ben.
e eu nao trousse a camera.
Sonra yavaşça dön ve kameraya bak.
E camera verá você
Kamera tam şurada. Unutma.
A camera está lá, não se esqueça.
Kamera burada olacak.
A camera aqui.
Şu kamerayı kapatsam iyi olur.
É melhor desligar esta camera.
Bir kamera var.
Há uma camera.
Oyun sürerken kamera tribünde suratını mavi beyaza boyamış bir geri zekalının üstünde durduğunda atılan bir basketi kaçırmaktan. - Nefret ediyorum bundan! - Ben de.
quando a camera filma as bancadas e fica parada a fixar um pateta qualquer de cara pintada, e eu perco uma marcação.
Janice'in makinasındasınız.
Estás no Janice Camera.
Kamerayı yukarı getir.
Aumentem a camera de cima.
Tamam, kamera iki, bana pisti göster.
Ok, camera dois, deêm-me os planos.
Kameranı hareket ettirmeye devam et, çünkü hızlıyım.
- Mantém a camera em movimento, porque sou bastante rápido.
Şirket beni gönderdi. Yeni kameramanın benim.
Joel, o novo "camera man" enviado pela filial.
Kabul ediyorum, kitabını işi kabul etmeden önce okumam gerekirdi. Ama daha yeni okumaya başladım, vay be! İşe aldığın son kameramana ne olduğunu okudum.
Pronto, devia ter lido o livro antes de aceitar este trabalho, mas estou a ler agora e desgraçado do seu outro "camera man"!
Tatum, kameramanım, Himbry...
a Tatum, o meu "camera man"...
Mola! Ölü kameramanı duymasam da olur, tamam mı?
Pausa, não preciso de ouvir falar de "camera men" mortos.
O duvarda gizli bir kamera yok.
Não há nenhuma camera naquela parede.
orada camera var mı?
- Têm câmaras lá em cima?
Ama hiç kamera görmüyorum.
Mas... eu não vejo nenhuma camera...
Beni ilgilendirmez ama, sanırım burada o kamerayla birşeyler karıştırıyorsun.
Não tenho nada a ver com isso, mas um berbequim potente e algumas brocas de titanium são capazes de te levar mais longe do que essa camera.
Keşke kameram olsaydı.
Quem me dera ter na altura a minha camera.
Alan Alda'nın gelmesiyle dizi dramatik ve dini oldu ya hani...
Quando Alan Alda começou a mandar atrás da camera e o show se tornou dramático e religioso?
MALP'ın kamerasıyla Yıldız Geçidinin fotoğrafını çekebilecek misin bir bak.
Veja se consegue redireccionar a camera do MALP para ter uma imagem do Stargate.
Bana aci veriyor.
Onde quer que vás com a tua camera...