English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Carson

Carson tradutor Português

2,180 parallel translation
Şehrin dışındaki Carson kasabasında bir gardiyan. - Emin misin?
É agente carcereiro em Carson, nos arredores da cidade.
Carson civarındaki eski tutukluları araştıracağım.
Vou verificar os ex-presidiários do Carson na área.
Carson'a 21 yaşında gelmiş.
Entrou em Carson com 21 anos.
Eski Carson'lu azılı suçlular hâlâ kasabada yaşıyorlarmış.
Ex-detidos com antecedentes violentos que ainda vivem na cidade.
Eski Carson mahkûmlarının hepsiyle konuşuyorum.
Estou a falar com todos da lista de ex-detidos do Carson.
Eski Carson'lı mahkûmlarla görüşme nasıl gitti?
Ajudou a dica do Jane dos ex-detidos do Carson?
Burada hapishanedeki koruma işleri için haraç aldığını ve Walton'un seni daha yüksek güvenlikli bir hapishaneye transfer etmeyi plânladığını biliyoruz.
Sei que manda na protecção aqui em Carson e que o Walton queria transferi-lo para uma prisão de segurança máxima.
Çünkü eğer bir gardiyanın ölmesini istersem onu burada Carson'da hücreme en yakın temizlik dolabında bulurdunuz.
Porque se eu quiser um guarda morto, você encontra-o num armário de vassouras, aqui mesmo em Carson, no bloco da minha cela.
Bir gün Walton'u Carson'dan çıkışta takip ettim. Bir kafeye girdi.
Um dia segui o Walton desde Carson, ele foi a um café.
- Sabah ilk iş Cho'yu da alıp Carson'a gitti.
Desde manhã que o Cho levou-o para Carson.
Lansdale Carson'daki güçtür.
O Lansdale é o músculo em Carson.
Hâlâ Carson'da mısın?
Ainda estás em Carson?
Carson Palmer. 3,970.
O Carson Palmer. 3,970.
Carson'daki bir ıslahevi.
É o reformatório da cidade de Carson.
Öğlen Carson'da.
Cidade de Carson ao meio-dia.
Carson kasabasından başlayan Vegas'a giden uzun bir yol, Krick Jimmy'i aradı, değil mi?
Todo o dia, da cidade de Carson para Las Vegas, o Krick liga ao Jimmy.
Bay Carson'ın dokundurmasını anlıyorum.
Entendo a dica do Sr. Carson.
Şey, emin değilim, Bay Carson.
Não tenho a certeza, Sr. Carson.
Carson'a söyledim.
Eu disse à Carson.
Bir dakikanız var mı, Bay Carson?
Tem um minuto, Sr. Carson?
Buraya Leydi Mary'i görmeye geldim, Carson.
Eu só estou aqui para ver Lady Mary Carson.
- Evet, Bay Carson.
Sim, Sr. Carson.
O zaman bu ızdırabınıza bir son vereyim, Bay Carson.
Então deixe-me tirar-lhe o sofrimento, Sr. Carson.
Lord Hazretleri eve dönüyordu ve Carson Bayan Patmore'a bir mesaj iletmemi istemişti.
Sua Senhoria estava no caminho e Carson mandou-me para trás com uma mensagem da Sra. Patmore.
Açılışı Cora ile Carson yapar.
Bem, Cora abre com Carson.
Bizim Bay Carson...
Imagino que fizeste isso com a tua subtileza e tacto habitual.
D.I. Keşif Amaçlı İnsansız Uçak Komutanlığı, Carson Virginia.
BASE DE COMANDO DO DRONE Carson, Virgínia.
Çocukluğumdan beri sizi takip ediyordum ve sizi Carson programında da izlemiştim.
Acompanho-o desde miúdo e lembro-me de o ver no programa do Carson.
Birkaç gün önce tam olarak durduğum yerde Clover Lisesi son sınıf öğrencisi
Há já alguns dias, exatamente onde agora estou, Carson Philips foi encontrado pela Universidade de
Carson Phillips, yıldırım çarpmasıyla hayatını kaybetti.
Clover, onde foi golpeado por um raio.
Elveda Carson.
- Adeus, Carson.
Benim adım Carson.
O meu nome é Carson.
Annem, hamile kaldığında televizyonda o olduğu için adımın Carson olduğunu söyledi.
A minha mãe diz-me que me chamo assim por - que era nome do programa em direto que estava a dar quando fui concebido.
Küçükken çok zekiydim.
- Carson, xiu. - Era avançado prematuramente.
Carson, bu dedeni son görüşün.
Esta será a última vez que verás o teu avô.
Bu Carson Phillips Chronicle değil.
Isto não é o Alta Crónica de Carson, está bem?
O halde sen bir tema seç, Carson!
Então escolhes tu alguma coisa, Carson!
Carson. Niye bu kadar çok umursuyorsun?
Carson, porque te importas tanto?
- Sadece... Sadece bir erkek çocuk. Adı Carson Phillips. 17 yaşında.
Apenas um filho, chamado Carson Philips,
BenClover High Chronicle'dan Carson Phillips.
Sou o Carson Philips do Alta Crónica de Clover.
Ben Carson.
- Sim? É o Carson.
- Carson Phillips.
Carson Philips.
Merhaba Carson.
Olá? Não te queria ligar durante o período de aulas, mas acho que agora estás ocupado com os trabalhos de casa e com outras coisas.
- Carson, annenin akıl sağlığı yerinde değil.
- A tua mãe é instável.
Bunu yapamam.
- Carson... - Sabes que mais? Não consigo.
Carson, senden milyonlarca kez özür dileyebilirim ama...
Carson... posso dizer-te desculpa milhares de vezes mas...
Hiçbirimiz sana karşı çıkamadığımız için hepimizden üstün olduğunu sanıyorsun Carson. Ama karşılaşmak üzere olduğun saf nefrete hazır ol. Çünkü okulun geri kalanı bunu öğrendiğinde ve ailelerine söylediğinde bütün kasaba gerçek anlamda senden nefret edecek!
Carson, sempre pensaste que eras melhor que nós porque te aguentávamos, mas prepara-te para o ódio que te está direcionado, porque logo quando o resto da escola souber disso e contar aos seus pais, toda a cidade irá odiar-te!
Carson Phillips.
Carson Philips.
Şanslısın Carson.
Seu Carson sortudo, novo e ingénuo.
Bu Carson Phillips için mi?
Isto é para Carson Philips?
Carson?
Carson?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]