Catan tradutor Português
25 parallel translation
- Çok uzakta oturuyor.
O senhor vem de Gonzáles Catan.
Eimacher'ın izini Settlers of Catan turnuvasında buldum.
Localizei o Eimacher através da sua conta dos Descobridores de Catan.
Catan Yerleşimcileri'nin amacı yollara girip şehirler kurmaktır.
O objectivo dos "Colonos de Catan" é construir estradas e colónias.
Bu Settlers of Catan.
Este é o "Colonizadores de Catan".
Almanya'da yaratıldı. Orijinal adı Die Siedler Von Catan.
Criado na Alemanha, originalmente chamado "Die Siedler Von Catan".
Catan Yerleşimcileri oynamak ve çıkmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Não fizemos nada além de jogarmos "Colonizadores de Catan" e nos beijarmos.
Ben Catan Lord'uyum ve saygını hak ediyorum!
Sou o Senhor de Catan e mereço o teu respeito!
Ben daha çok "monopoly" adamıyım.
Sou mais do tipo "Colonizadores de Catan".
Sen de oyuncu musun benim gibi?
Gostas do... "Colonizadores de Catan"?
Ve Settlers of Catan'ı neredeyse senin kadar iyi oynuyor.
E ela sabe jogar o "Settlers of Catan" quase tão bem como tu.
Bana kaş çatan gökyüzü, ona da surat yapıyor.
Porque o mesmo céu que sobre mim se turva... a ele olha com tristeza.
Çöp çatan hattı hımm?
Pediu um pelo correio, não?
Daha önce hiç uyurken kaşlarını bu kadar çatan birini görmemiştim.
Nunca vi ninguém franzir tanto a cara dormindo.
Kalbiyle, kılıcı ve atıyla gelip çatan.
Que chegou com o seu coração, cavalo e espada.
Uykusunda kaşlarını bu kadar çok çatan birini hiç görmemiştim.
Nunca vi ninguém fazer tanta careta enquanto dorme.
Ona çatan çocuklarla hesaplaşmaya gittiğini düşündüm.
Julguei que tivesse ido acertar contas com quem o maltratou.
Bir ağaç ve kaşlarını bize çatan bir rakun var adamım.
Há um texugo e uma árvore na equipa deles.
Yanlış adama çatan bir çocuktu sadece.
Foi apenas uma miúda que gostava do tipo errado.
Her şeye mola verip keyif çatan Manny'ye ne oldu?
Onde está o Manny que parava para cheirar as rosas?
İnildeyen ve kaşlarını çatan Walter'dan intikam.
Vingança em Walter, que geme e resmunga.
- Çatanın içine baktın mı?
Viste o que há naquele saco?
O hep The Palms'da keyif çatan tuhaf tip.
É aquele tipo tenebroso que está sempre no The Palms.
Sık sık kaşlarını çatan şu okçu eleman.
O tipo das flechas que está sempre com olhar carrancudo.
Telefonumdaki şu kaşlarını çatan eleman.
É esta cara zangada vermelha no meu telemóvel.