Chef tradutor Português
1,486 parallel translation
Celine Dion'un kişisel şefiyle kek pişirirken bize katılın.
Junte-se a nós para assar bolos com o chef pessoal de Celine Dion.
Daniel Boulud hakkında bir tane var.
Vamos fazer com o chef Daniel Boulud.
- BBQ chef'e yeniden ihtiyacınız olacak.
- Tens que ver o assado.
Tokyo'nun en pahalı şefini tuttum, 5 yıldızlı.
Contratei um chef de Tóquio de alta categoria : 5 estrelas!
Yeni restoran, Tokyolu şef, 5 yıldız...
Restaurante, chef de Tóquio, 5 estrelas...
Katılmamış olanlara gelince, buonasera, bana "Şef" diyebilirsiniz.
Para os outros, buonasera, e podem chamar-me "Chef".
Gazeteye şöyle bir ilan verebilirsin "Şef aranıyor".
Podias colocar um anúncio : "Procura-se Chef".
"Harika bir kız için şef / erkek arkadaş aranıyor."
Isso. "Chef / namorado para rapariga linda."
- "Bahçıvan / şef / erkek arkadaş."
- "Jardineiro / chef / namorado".
Evet, mutfak biraz küçük ama siz de şef sayılmazsınız tabii.
Sim, a cozinha é pequena, mas você não é exatamente um chef.
Çoğunlukla mısırdan oluşan dostumuz Rico tarafından yapılan çok leziz bir yemek, ki muhtemelen kendisi birazdan...
Um saboroso prato do nosso "chef" feito pelo nosso amigo, que parece...
Şeften bir ziyaret demek. Şanslı günümde olmalıyım.
Uma visita do Chef, é o meu dia de sorte.
Birisinin elektrik faturasını ödemesi gibi megabeyini asteroit darbelerinden ve diğer tehlikelerden koruması ki bunun çok pratik olduğunu düşünmüyorum.
Em um computador convencional, os dados se deslocam em grandes blocos. Seria como um chef colocando o jantar e a sobremesa num recipiente e servindo a um cliente desafortunado.
Çünkü aleyhimde söylentiler yayıyor ve hepsi saçmalık çünkü gerçekten iyi bir şefim!
Porque ele anda a espalhar vários boatos sobre mim, e isso é ridículo, porque sou uma boa Chef!
Şefe Sezar salatasının mükemmel olduğunu söylersin.
Informe o Chef do Caesar que a salada estava excelente.
Dostum, hepimiz arkadaşsak, neden Jeffrey'nin... -... aşçı yamağını çaldın? - Bu doğru değil.
- Se somos tão "camaradas", porque tentaste roubar a sous chef do Jeff?
Jeffrey'in yardımcı şefi.
Esta é Eliza Greene, a sous chef do Jeff.
Geçen hafta restorandayken çorbamı geri gönderince tanıştık.
Ela é chef. Conhecemo-nos quando estava num restaurante a semana passada e mandei sopa para trás.
Şefin spesiyalitesi ve iki şişe Pinot... Bana hiç işmiş gibi gelmedi.
Dois pratos das sugestões do chef, duas boas garrafas de Pinot...
Şef! Şef!
Chef?
Kurbanın adı Balthazar Wolf. Mekanın baş aşçısı.
A vítima é Balthazar Wolf, o chef principal.
Bu sabah, pasta-börek şefi Spike Ridenhauer ve bulaşıkçılardan biri, Juan Costa tarafından bulunmuş.
Foi encontrado de manhã pelo chef da pastelaria, Spike Ridenhauer, e um dos ajudantes de cozinha, Juan Costa.
Pasta şefi siz değil misiniz?
O chef da pastelaria não é você?
Zorla giriş olmaması genelde katilin, şefi tanıyan veya anahtarları olan biri olduğu anlamına gelir.
A ausência de arrombamento significa que o assassino conhecia o chef ou é alguém com chave.
Bölüm şeflerimizden birisi.
- Domingo? - O nosso chef adjunto.
Ameliyata girecek. Ülkeme gidip gidemeyeceğimi sormaya gitmiştim.
Fui pedir ao chef se podia ir lá.
Şef Wolf, kardeşimin ameliyatı için verdi.
O chef Wolf deu-mo para a operação da minha irmã.
Harika şeftir.
É um chef fabuloso.
Sadece yeni bir şef bulmak için zamana ihtiyacım vardı.
Só precisava de tempo para arranjar outro chef.
Wolf'un yerini alacak harika bir şef buldum.
Já arranjei um chef novo para substituir o Wolf.
Özel bir aşçın var senin.
Tu tens um chef particular.
Ona kanepede sarılıp, Iron Chef'i izlemeyi.
Enroscados no sofá. A ver o Chefe de Ferro.
Fransız Aşçı'mızı öldüren silaha benzer.
- Apostamos no Chef Francês.
... "Kötü Aşçı", "Kathy Griffin'deki Hayatım", "Lahitime Şekil Ver", "Beşe Gidenden Şişman mısın?", ve "Orange County'nin Mezar Soyucuları".
"Bottom Chef", "A Minha Vida Sobre Kathy Griffin", "Artilha a Minha Cripta", "És Mais Gordo Que Um Miúdo do 5º Ano?"
Meselenin "silahlar değil, onları kullananlar" olduğunu sanıyordum.
Pensei que a questão não eram os utensílios, mas o chef.
Aslında şef benim.
Na verdade, sou chef.
İnanılmaz bir şef ve süper casussun.
És fantástica como chef e superespiã.
Şef ile tanışmak istediğimi söyledim.
Perguntei se podia conhecer o chef.
Evet, şef Wagner.
Sim, Chef Wagner.
- Aşçı şapkası denir ona. - Ne dendiğini biliyorum.
Penso que ele ficaria bonito com um daqueles chapéus de chef.
Çürümüş mal satıyorsan şef deliye dönecek.
Se no vende mercadoria podre, o chef vai ter uma fúria.
Pazarda bir kadın elma satıcısına bağırıp şefin deliye dönmesiyle ilgili bir şeyler söylüyordu.
Havia uma mulher a gritar com um vendedor no mercado. Qualquer coisa sobre um chef que ia zangar-se.
Times'da "Geoffrey Mcshaw yaratıcı ve iddialı geleceğin şefi." yazıyor.
O Times diz que o Geoffrey McShaw é evocativo e desafiante. Um chef do futuro.
Red Fish Blue'nun şefi istediğim zaman orada çalışabileceğimi söylemişti.
Fui convidado para ser chef do Red Fish Blue.
Sana daha önce söylemeye çalıştım, Şef.
Já lhe tinha tentado dizer, Chef.
Hayır. Şef!
Não, Chef!
Kovuldun! Ve, Bay Bulaşıkçı, artık yeni yamağımsın.
E, senhor lavador de pratos, agora é o meu novo sub-Chef!
Şef olmak istiyorum.
Quero ser Chef.
- Bay Johanson aşçı.
O Sr. Johanson é um chef.
Ben de bir şefim aslında.
Também sou chef, sabe?
Şef?
- Chef?