Chien tradutor Português
103 parallel translation
- Chien.
- Chien.
Chien'in saygısını istiyorsan dışında dur.
E se quiser o respeito do Chien, não entre lá.
Bir sintine işçisi istiyorsan, Chien'e sor.
Para um ajudante de porão, pede ao Chien.
Bırak motoru Chien halletsin. Ona iyi bakar.
Deixe o Chien cuidar do motor.
Peki Chien.
OK, Chien.
Bakım işi Chien'e aitti.
Chien fez a vistoria.
Chien kendini mi öldürdü diyorsun?
Está a dizer que o Chien se suicidou?
Lop-eye Shing, Chien'i sen öldürdün diyor.
Lop-eye Shing diz que você matou o Chien.
Chien'e olan kinin herkesçe biliniyordu.
A sua antipatia pelo Chien era bem evidente.
Derhal Chien'in yerine yeni bir işçi yetiştireceksin. Bütün zamanını ayır.
Vai treinar um novo ajudante para substituir o Chien.
Chien için hiçbir şey söylemedi mi?
Ela nada disse sobre o Chien?
Aynı Chien gibi?
Como o Chien?
Nehrin aşağısına, Şanghay'a doğru dönmek yerine, gölü geçeceğiz, ve China Light'e doğru Chien Nehri'ni döneceğiz.
Depois, em vez de ir para Xangai, atravessamos o lago, e subimos o rio Chien até China Light.
İstihbarata göre, Chien nehri bambu kamışlarından oluşan bir barikatla kapanmış ve yedek askerlerce korunuyor.
O rio Chien está bloqueado por uma barreira de juncos unidos por cordas de bambu e defendidos por milícias.
Bu Hsu Chien!
É o Hsu Chien.
Hsu Chien!
Hsu Chien!
Adım Ah San.
- Eu chamo-me Ah Lun. - Eu Chamo-me Ah Chien.
Hsu Chien buradayken güvendesin, ama kabadayılarla kavga etmeyi sever.
Ficas bem entregue nas mãos do Hsu Chien. Mas ele é um defensor dos oprimidos.
Sen şu Hsu Chien'ın getirdiğisin.
És aquele que o Hsu Chien trouxe.
Bekle, Wang ve Chang dönmemiş.
Esperem, o Chien e o Yu ainda não voltaram.
Efendim! Chang ve Wang dönmediler.
Sr. Gerente, o Chien e o Yu não voltaram ontem.
Chang ve Wang çok çalışıyorlar.
O Chien e o Yu trabalham muito bem.
Hsu Chien hakkında mı?
É por causa do Hsu Chien.
- Chien-fu, işleri ihmal etme!
- Outra vez a ser preguiçoso.
- Chien-fu!
- Chien-fu!
Yine kum torbası mı yaptılar seni?
Chien-fu... foste saco de porrada outra vez?
Chang, Chien-fu'yu buraya getir.
Hei, chama aqui o Chien-fu.
- Chien-fu.
- Sou o Chien-fu.
- Babana Chien derler miydi?
- Nasceste aqui?
Chien'in benim gibi sade insanlar için iyi bir isim olduğunu söylerler.
Eles dizem que sou pouco esperto por isso faço as tarefas mais dificeis.
Chien-fu...
Chien-fu...
Chien-fu, konuklarımız için Bean'le dövüş. .
Ouve, tu e o Chin-san vão fazer uma pequena demonstração.
Chien-fu, toparlan, asla iyi olamayacaksın.
Chien-fu, vai-te limpar e toma um remédio.
Chien-fu, iyi misin?
Chien-fu, que se passa?
Chien-fu, kaseyi alabilir misin?
Ouve, achas qeu consegues apanhar a tijela?
Chien-fu, buraya gel.
Chien-fu, anda cá.
Chien-fu, genç ustanın neler öğrendiğini göster.
Chien-fu, vais praticar com este rapaz.
Chien-fu... sadece bana kalmam için güvenli bir yer bul.
Chien-fu... não, preciso encontrar um sitio onde não me encontrem.
Chien-fu, sana borçlandım.
Chien-fu, estou-te muito grato.
Chien-fu, kenarda dur.
Chien-fu, afasta-te.
- Chien-fu...
- Chien-fu...
Chien-fu sinirlenmiş görünüyor!
Whoow, quando ele está zangado ele luta bem!
İyi işti, Chien-fu! Haydi tekrar Hung-tai'ye dönelim.
Chien-fu é demais, vamos voltar para a escola dele!
Chien-fu, hemen gitmeliydim..
Chien-fu, tive que sair em assuntos urgentes.
- Chien-fu, çay hazır!
- Chien-fu, anda buscar algum chá!
Chien-fu, onu yenemezsin, kaç!
Chien-fu, não consegues vence-lo, foge para longe.
Chien-fu!
Chien-fu!
Chien-fu, Bu çok akıllıcaydı!
Chien-fu, és um rapaz muito esperto!
Chien.
Chien.
Wang ve Chang geldi mi?
O Chien e o Yu já chegaram?
Ah, Chien-fu...
Ok...