English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Civic

Civic tradutor Português

71 parallel translation
Dorking Civic Tiyatrosu'nda yine yerli katliamı olmuş.
Ouve outro massacre índio no Dorking Civic Theatre.
Muhteşem Amerikan Bale Kumpanyası Halk Merkezi konser salonunda iki gece üst üste gösterisini sergileyecek.
A magnífica Companhia Americana de Ballet apresenta-se no Civic Center Music Hall.
Civic TV, yatağınıza alacağınız TV.
O canal que você leva para a cama.
Civic TV, yatağınıza alabileceğiniz TV.
O canal que você leva para a cama.
Ben Max Renn.
Sou o Max Renn. Sou director da Civic TV.
Civic TV'yi ben yönetiyorum.
Sou director da Civic TV.
Ben Max Renn. Civic TV'yi yönetiyorum.
Sou director da Civic TV.
Civic TVBaşkanı, Max Renn iki üst düzey yetkilinin ölümünden sorumlu olarak aranıyor.
Max Renn, presidente da empresa de televisão TV Cívica, é procurado em relação às mortes de dois executivos...
- Civic Arena'ya, doğru mu?
- Ao Centro Cívico, não é?
Arabamı almaya geldim, markası Civic.
Vim pelo Honda Civic.
89 model Civic'iniz yok mu?
Não tem uma Honda Civic 1989?
Beyaz, küçük bir Honda.
Uma merda de um pequeno Honda Civic branco!
Sizi Kent Stadından arıyorum. 555-1923.
Estou a falar da Civic Arena. 555-1923.
- Jerry. Salı günü için Dayton Civic Merkezinde iş çıktı.
Surgiu uma coisa para terça-feira, no Centro Cívico de Dayton.
Gördüğün gibi bunlar Honda Civic değil.
Como pode ver, não são Honda Civics.
Kilitlerde, direksiyonda ve kontakta görünür bir hasar yok ve gördüğün gibi bunlar Honda Civic'ler değil.
Não há danos visíveis Nas fechaduras... Colunas de direcção ou ignições. E Como pode ver, esses não são Honda Civic.
Üç adet Honda Civic, usta şoförler... şasinin altında aynı yeşil neon ışığı.
Três Honda Civic, condução de precisão... e o mesmo brilho verde de néon, debaixo do chassi.
Demin içeri baktım, Hector Spoon marka motoru olan... üç Honda Civic yarıştıracak.
Eu fui lá e o Hector vai concorrer... com três Honda Civic com motores Spoon.
Hondalar termik santralin dışında bir yere gizlenmiş.
Os Civic estão escondidos algures fora de Thermal.
Civic Arena'ya, Eagles ile Huskies arasındaki... sezonun final maçına hoş geldiniz.
Bem-vindos à Arena Cívica para o último jogo da temporada, entre os Eagles e os Huskies.
Eski model bir Honda Civic'i takip ediyorum. Muhtemelen çalıntı. Kuzeye Koval yoluna doğru gidiyor.
Agente a perseguir um Honda Civic, último modelo, possivelmente roubado, seguindo para Norte em Koval Lane.
1986 Chicago'nun Portland Maine'deki Cumberland Civic Center'daki kaçak çekimi.
Está aqui uma cópia de 1986 de "Chicago ao vivo... " no Cumberland Civic Center ", em Portland, no Maine.
Görgü tanığı mavi bir Civic'e binerken görmüş, yarım plakası var.
A testemunha viu a suspeita entrar num Civic azul e tirou parte da matrícula.
1981 model, Honda Civic. Mavi.
Honda Civic, 1981, azul.
Highview polisine göre, Cordell Ferris Honda Civic marka arabasının çalındığını ihbar etmiş.
De acordo com a informação, um Cordell Ferris apresentou queixa dum Honda Civic roubado na sua casa.
- Bir Honda Civic'le sevkıyat yapmak zor olmalı.
É difícil fazer entregas num Honda Civic.
Ee, B.K.D.N gelecek haftasonut Santa Monica Civic Center'da bir konser verecek.
Então, os BOH vão tocar no Centro Cívico Santa Mônica na segunda que vem.
Sadece " Civic'te şu adamın yanında oturuyordum.
" Sentava-me ao lado daquele tipo nas aulas de cidadania.
Efendim bir Honda'nın içinden iki adam iniyor.
Dois homens num Honda Civic, a circular o quarteirão.
Michael, soygundan 92 model, mavi bir Civic ile kaçtı.
O Michael saiu do roubo num Civic azul de 1992.
'98 model Civic bu.
Isso é um Civic 98.
Civic Center'daki Neal Sedaka'yı izlemeye gidersiniz!
Vais ver Neil Sedaka no centro cívico.
Senin için sadece Civic ve Sundance modelim var.
Para ti só tenho aquele Honda Civic e aquele Sundance.
Civic'leri sevmem.
Não gosto dos Civic.
Lis, Civic Arena'daki Judas Priest konserine gitmek ister misin?
E então, Lis, queres ir ver os Judas Priest à Mellon Arena?
15 yaşında bir arabayı tek başına kaldırdı.
Levantou um Civic, aos 15 anos.
Civic Eczanesi.
Civic Drugs.
Bunu bir de Honda Civic ile drift yaparken izlemelisin.
Devias vê-lo correr em um Honda Civic.
Bir de annesinin Civic'inin aynasından sallanan özürlü yazısı.
E uma placa de deficientes para pendurar no espelho do Civic, da sua mãe.
Civic, Rosario'nun.
O Civic é da Rosario.
1985 model Honda Civic.
Um Honda Civic 1985.
Diyene bak, senin bantlanmış bir Civic'in var.
Diz a rapariga com o Civic cheio de fita isoladora.
Peki, onu tek tamponu olmayan 2005 Honda Civic'inle mi, yoksa senin sandığı 155.000 dolarlık arabayla mı götüreceksin?
Então, vais levá-la no teu Honda Civic de 2005, sem o pára-choques ou no carro de 155 mil dólares que ela acha que tens?
Tamam, önümde bir Civic var, amacıma hizmet edecektir.
Percebeste? Achei um Civic que é capaz de servir.
Civic kullanırken, Jaguar'ın anahtarlarına kavuşmuş gibi oldunuz.
Acabaram de receber as chaves de um Jaguar quando têm andado num Civic.
İlk arabam bir Civic'ti.
Sabes, o meu primeiro carro foi um Civic.
Engelli yerine park etmiş bir Honda Civic var.
O dono de um Honda Civic branco estacionado na zona dos deficientes.
Bir Civic mi?
- Um Civic?
İki tane. 1999 Honda Civic.
Honda Civic 1999, azul.
Benimki eski bir Honda Civic'ti.
- A minha mãe tinha um Civic.
Civic de iyidir.
É um bom carro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]