English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Cma

Cma tradutor Português

93 parallel translation
CMA toplantımdaki bu adam kız kardeşimle yatmış.
Este tipo está no meu grupo de toxicodependentes anónimos e fodeu a minha irmã. - Fixe!
AMC.
CMA. CMA :
Hadi, korkudan donuna sıçma.
Vá lá, não borres as calças.
Bir tam yıldan sonra ağzıma sıçılacağını düşünüyordum... bir otobüsün falan çarpacağını... ve sonraki grubun ağzına sıçma şansımın hiç olmayacağını.
Vi logo que depois de um ano inteiro a ser maltratado ia ser atropelado ou assim e não teria hipótese de maltratar os próximos caloiros.
Geçen riks TV'yi seyrettim. Aman sıçma vurarken
Podes ser um herói na televisão nacional, se não estragares tudo.
- Ortalığa s.çma, ese!
Não te ponhas com merdas.
- Sakın donuna sıçma.
- Não te borres todo.
Jack. - Altına sıçma! Seni öldürmeyecek.
- Não te cagues, ele não te mata.
Soldan ikinci herif. Sakın sıçma işin içine.
É o segundo a contar da esquerda.
"Yemek yediğin yere sıçma."
"Não cagues onde comes."
"Yaşadığın yere sıçma."
"Não cagues onde vives."
9'da da Dr. Carson tarihin en uzun sıçma işini yapıyor.
E na nove tem o Dr. Carson na mais longa ida ao banheiro.
Bu gece benim azıma sıçma. Artık bunlara tolerans tanımayacağım.
Não estou p'ra aturar atrevimentos.
Dave, mektup deliğinden sıçma sırası sende.
Dave, é a tua vez de cagares pela caixa do correio.
Çünkü ağzıma sıçma vakti geldiğinde çok nazikçe yapmıştın.
Porque, quando chegou a altura de me foderes..... foste muito meigo.
Ama, sırf sen anneciğini özledin diye balayımızın içine sıçma!
Mas não estragues a nossa lua-de-mel, só porque tens saudades do raio da tua mãe!
Sıçmaktan ve sıçma hikayelerinden vazgeçemiyor.
Não consigo parar de cagar. Não consigo parar de falar em cagar.
Yediğin yere sıçma. Anlıyorum.
Não caga onde come, percebo-a.
Sıçma şampiyonuydu.
Aquele miúdo conseguia cagar como um olímpio.
"Yemek yediğin kaba sıçma."
"Não cagues onde comes."
Bana mum lazım. Ve tuvalet kağıdı s.çma kovasına.
Queria comprar velas e papel higiénico para esta latrina.
Hediye verenin ağzına sıçma.
"A cavalo dado não se olha ao dente."
Takla, sıçma yüzme, istediğin her şeyi yapabiliyor.
É bestial. Vira, saltita, nada, tudo o que quiseres.
- Hayır, ağzıma sıçma.
- Não, não dê cabo de mim!
Adam kadınların üstüne sıçma kralı.
O gajo é o rei no que toca a cagar para as mulheres.
- Konsantrasyonumun içine sıçma.
Não fodas com a minha concentração.
Eğer "nasıl gidiyor" derken sıçma zevkine varıp varmadığımı soruyorsan eğer Dr. Karev cevap "gitmiyor".
Se por "como vai isso," está a perguntar-me se eu ainda tive prazer em tirar a porcaria, Dr. Karev, a resposta é isto não vai.
"İşin içine s.çma"
"Não faças asneira."
Dinle, Jane. Bu seçmelere girebilmen için gerçekten kıçımı yırttım bu yüzden yalvarıyorum içine sıçma.
Ouve lá Jane, estourei-me todo para te conseguir esta audição, por isso, por favor, por favor, por favor, nao estragues tudo!
Bir daha sıçma lafını duymak istemiyorum.
Já não consigo ouvir essa palavra, "diarreia".
Yemek yiyeceğin kaba sıçma.
Não mordas a mão de onde estás a tentar comer.
Burası bir lavobo, yani İngilizlerin deyimiyle sıçma yeri.
Isto é uma casa de banho, ou como os ingleses gostam de chamar, o cagadoiro.
Bir de şu etrafa sıçma olayını hallederseniz, daha iyi olacak.
E por isso que não devemos andar a urinar por todo o lado, hein?
En inanılmaz sıçma deneyimimi yaşıyorum hacı.
! Estou a arriar o calhau mais incrível de sempre, meu.
Sıçma.
Tretas.
Sıçma. Yine de sağol.
Isso é mentira, mas obrigada.
Süper boy Mac ile de beleşe sıçma hakkı kazanırsın.
E se escolheres um especial, podes até cagar de borla, não é?
Bu da ne, sıçma tahmini mi?
Que é isto, a previsão merdosa?
Toni sıçma şimdi işin içine.
Toni, não estragues tudo.
Bu sıçma işi bir delilik.
Isso é uma loucura.
Yediğin kaba sıçma evlat.
Bem, filho, não mordas na mão que te alimenta.
Her ne kadar babamın hayatımın içine sıçma şekillerini sana saymak istesem de buradaki doğal gün ışığı ve havanın eksikliği günlük ritmime geri dönüşümü olmayan bir zarar vermeden evvel buradan gitmem gerek.
Por mais que gostasse de relembrar as vezes que ele arruinou a minha vida por ti, tenho de ir embora antes que a falta de luz natural e o ar daqui prejudique irremediavelmente o meu ciclo circadiano.
Bir daha donuna sıçma o zaman.
Não te sujes da próxima vez.
"Duş yaptığın yerde sıçma."
"Não cagues onde tomas banho."
Sıçma meraklısı arkadaşımız pencereden mi girdi dersin?
Acha que o nosso amigo fecal entrou por esta janela?
İkinci ders : Kendi kapının önüne sıçma!
Lição 2 : não cagues à porta de casa.
Bu arada, şu sıçma hikayesini tekrar duymak çok eğlenceliydi.
E pelo que valeu, foi mesmo divertido ouvir aquela conversa de patetas outra vez.
Sıçma yeter.
Só... Não fodas tudo.
Sıçma sakın.
Não faças merda.
Dört numara. Yediğin yerde sıçma.
Nº.4. Não cagues onde comes.
Neden soyadımı hecelediğimi merak ediyor. Sıçma işlerini evde yaparlar.
As miúdas só fazem "cocó" em casa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]