Coconut tradutor Português
79 parallel translation
Ben Coconut Grove Kızlarından biriyim.
Sou uma das'Coconut Grove girls'.
Coconut Grove'un sahibi Lina ona ne derse yapabilir...
O dono do'Coconut Grove'pode fazer o que Lina quer...
- Hindistan cevizi moka camoka, fıstık yağı, muz - nane.
Coco Coconut? Mocha Jamoca? Peanut Butter'n Jelly?
Coconut Grove'da lüks bir eve girdi.
Vai para uma casa luxuosa, Coconut Grove.
Babası zengin, Coconut Grove'da.
Os pais, muito ricos, vivem em Coconut Grove.
"Doktor, akşam yemeklerine çıkacak yürüyüş ve evlilik yapacağı birini arıyor."
Ouve-me esta : "Procuro médico branco, americano, solteiro, sensível para partilhar jantares à luz da vela, passeios em Coconut Grove, e casamento."
Limuzin sürücüsü Coconut Grove'da denizin yanında mı yaşar?
Um motorista de limusina com uma casa sobre a água em Coconut Grove?
Hibiscus Adası'nda oturan Thomas Chandler adında biriymiş.
Thomas Chandler, ao norte da Coconut Lane, Ilha de Hibiscus.
Onu Coconut Plajı'nda bulduk.
Encontrámo-lo na Praia Coconut.
Chuck Coconut Grove'dan biriyle evleniyordu. Yemek bu akşam Delano'da olacakmış.
A noiva é de Coconut Grove e o copo-de-água seria hoje, no Delano.
Özellikle iki buçuk metrelik dalgaların vurduğu Coconut Groove büyük zarar gördü.
O furacão de categoria dois atingiu, com especial gravidade, Coconut Grove com vagas de dois metros e meio.
Adam Coconut Grove'da bulunmuş. Burgaca yakalanmış gibi görünüyor. Burgaç Hobbie Plajı'nın üstünden geçmiş.
Se ele aterrou em Coconut Grove, o redemoinho deve tê-lo apanhado aqui.
Coconut Grove'da 48 saat küçük bir doz.
Bem, 48 horas em Coconut Grove é uma pequena dose.
Ben de kızları Coconut Grove'a ve alışverişe götürürüm.
Posso levar as meninas a fazer compras em Coconut Grove.
Adım Hindistancevizi Pete.
Sou o vosso anfitrião, Coconut Pete.
Hindistancevizi Pete'in Zevk Adası
Ilha do Prazer de Coconut Pete
Zevk Adasına hoş geldiniz!
Bem-vindos à Ilha do Prazer de Coconut Pete!
Ev sahibiniz rock'n'roll'cu Hindistancevizi Pete!
O vosso anfitrião e o filho preferido do rock'n'roll Coconut Pete!
Seni seviyorum Hindistancevizi Pete!
Adoro-te, Coconut Pete!
Hindistancevizi Pete, tutuklusun.
Coconut Pete, estás preso!
İşte Hindistancevizi Pete!
Cá vem o Coconut Pete!
- Hindistancevizi Pete.
- Coconut Pete.
ŞARKIYI TAHMİN ET ÖDÜL KAZAN
Adivinhe a Canção de Coconut Pete Ganhe um Prémio
Hindistancevizi Pete.
O Coconut Pete.
Mesela su anda ünlü Hindistancevizi Pete yemeği yapıyorum.
Por exemplo, agora, estou a fazer a minha famosa paella Coconut Pete.
Hindistancevizi Pete yemeğine?
A paella do Coconut Pete?
Hindistancevizi Pete'e?
Coconut Pete?
"HİNDİSTANCEVİZİ PETE" İN KIZ KARDEŞİ VE ENİŞTESİ
IRMÃ E CUNHADO DE "COCONUT PETE"
HİNDİSTANCEVİZİ PETE KONSERİNDEKİ İZDİHAMDA ÖLDÜLER
PISADOS ATÉ À MORTE EM CONCERTO DE COCONUT PETE
Coconut Groove gururla sunar, karşınızda çok sevdiğiniz muhteşem, Bobby Darin!
O Coconut Grove orgulha-se em apresentar o único... Bobby Darin!
Bu mülkler Coconut Groove'da. Atlantik Kıyı Sırtı'nın üstündeler.
Estas propriedades em Coconut Grove, elas estão na encosta atlântica.
Coconut Grove'dan istettiğimiz acil servis kayıtları yolda.
Os registos das Urgências de Coconut Grove já vêm a caminho.
Florida'da çekim yaptığımız yerlerden biri, hmm, hindistan cevizi ağaçlığında bir ev idi, kendine kont diyen bir adama ait.
Um dos locais que filmamos na Flórida, foi numa casa em Coconut Grove, que era de um tipo que se intitulava a ele próprio de conde.
Coconut Grove'da oturuyorlar.
- Vivem em Coconut Grove.
Coconut Grove'daki bir bankamatikte şüpheli bir şeyler olmuş.
Actividade suspeita numa subrede de caixas multibancos em Coconut Grove.
Bayanlar, baylar, Coconut Grove gururla yetenekli, karşılaştırılamaz Virginia Fallon'ı gururla sunar.
Senhoras e senhores, o Coconut Grove se orgulha de apresentar a maravilhosa, a talentosa, a incomparável Virginia Fallon.
Adım Frank Pierce. Coconut Grove'daki Mercedes galerisinin sahibiyim.
Sou Frank Pierce, da Mercedes-Benz de Coconut Grove.
2 saat içinde Coconut Grove Alış-Veriş Merkezinde ol.
Vai ao centro comercial Coconut Grove. Daqui a duas horas.
Coconut Grove'dan çok uzakta. Evet.
Fica a quilómetros de Coconut Grove.
Peki ya sen? Sizden sonra "Hindistan cevizi suyunu" söyleyeceğim ve çok etkileyici olacak.
- Eu vou cantar "Lime in the Coconut".
Kışı Miami'de geçiriyormuş.
Ela passa o Inverno aqui em baixo, em Coconut Grove.
Bazen Coconut Grove'a.
Outras vezes foi a Coconut Grove.
Coconut Grove'dan kasabımız.
O nosso carniceiro de Coconut Grove.
- Coconut Grove'da bir evde. Tüm bildiğim bu!
É tudo o que sei!
Dün gece Coconut Grove'da gerçekleşen bir soygunun kamera kayıtları.
Isto é um vídeo de segurança de um roubo em Coconut Grove na noite passada.
Adresi Coconut Koru'su.
- Vivia em Coconut Grove.
Altın Hindistan Cevizi Kulübüydü.
Golden Coconut Club.
Hayır, Altın Hindistan Cevizi Ambarı.
Não, Golden Coconut Depot.
Merhaba?
Actividade suspeita numa subrede de caixas multibancos em Coconut Grove.
Coconut Grove.
No Coconut Grove.
- Onunla nerede tanıştın?
- Onde o conheceste? - Numa casa em Coconut Grove.