Compton tradutor Português
445 parallel translation
Taşıt B, Atlantik ve Compton'ın köşesinde. Sinyal açısı, 244 derece.
Carro B na Atlantic e Compton, com um ângulo de 244 graus.
Teğmen Compton, hanımefendi.
Primeiro-tenente Compton.
Eğer bela arıyorsan Compton, şimdi sırası değil.
Se quer arranjar sarilhos, Compton, esta não é a altura certa.
Compton!
Compton!
- Compton!
- Compton!
Compton!
O Compton!
Compton'ı canlı gören son kişi kimdi?
Quem foi a última pessoa a ter visto o Compton vivo?
- Compton'ın düşmanı var mıydı?
- O Compton tinha alguns inimigos?
Evet... pekala, son zamanlarda Compton'la pek geçinemediğimiz doğru.
Sim, está bem. É verdade que o Compton e eu não nos temos dado bem.
Compton, Shirley'e hep kur yapıyordu...
O Compton estava sempre a atirar-se à Shirley...
Sanırım Bay Ffolly Hardwicke sefil Compton'ın ve yanlış yönlendirilen gençlerin alçakça eylemlerini öğrendi.
Acho que foram as vis actividades do malvado Compton e dos seus desviados rapazes que o Sr. Folly Hardwicke descobriu.
Yani Compton, Ffolly Hardwicke'i susturdu.
Então, o Compton silenciou o Folly Hardwicke.
Peki Compton'ı kim öldürdü?
E quem matou o Compton?
Compton'ın kamarasına gizlice girdiğimde oraya gizlice giren kişi gemici sandığını ve içindekileri biliyordu.
Quem entrou na guarita do Compton quando eu lá estava, obviamente sabia da arca e do seu conteúdo.
Compton, susması için Ffolly Hardwicke'i öldürdü.
O Compton matou o Hardwicke para conseguir o seu silêncio.
Compton'ın suç ortağı da onu ganimet için öldürdü.
O cúmplice do Compton assassinou - o a ele para conseguir o saque.
Compton'ın suç ortağı, suçu birlikte işlediği kişiyi daha gizli şekilde yok ederdi.
O cúmplice do Compton teria escolhido uma forma mais discreta de se ver livre do seu parceiro de crime.
Bir tek katil olduğundan şüpheleniyorum, Ffolly Hardwicke ve Compton'ı o öldürdü. Henüz bilmediğimiz bir nedenden dolayı kendi nedeni.
Tenho fortes suspeitas de que há apenas um assassino, que matou o Folly Hardwicke e o Compton por uma razão que ainda não conhecemos.
Compton'ın sandığında bu zarfı buldum ve buharla açılmıştı.
Encontrei este envelope na arca do Compton, e foi aberto com vapor.
Compton, mütevelli heyetiyle yazışmaları niye açmak istesin?
Porque quereria o Compton interceptar uma carta para os provedores?
Bu rakamların arkasında, bir tür hesap var, Compton yapmıştır, burada 33 sayısı görülüyor.
Na parte de trás estão uns números, um género de cálculos, talvez do Compton, mas aqui está o número 33.
Compton, suç ortağı tarafından öldürüldü.
O Compton foi morto pelo seu cúmplice.
Kızın, ganimeti Compton'ın kamarasından alan suç ortağı olduğunu kabul ediyorum ama bence Humbert da işin içinde.
Admito que a rapariga deve ter sido a cúmplice que levou o saque da guarita do Compton, mas ainda acho que o Humbert está envolvido.
Belki de ona bilerek yanaşmış olabilir, bu şekilde o evlere giriş imkanına sahip olacak ve gerçek aşkı olan Compton'ı izleyebilecekti.
Pode ser que ela se tenha atirado deliberadamente a ele para ganhar entrada nestas casas para que, como diz,'juntar os trapinhos'com o verdadeiro amante, Compton.
Ölümünden sonra Compton'ın kamarasında bu zarfı buldum.
Encontrei este envelope na guarita do Compton depois da morte dele.
Sanırım Bay Ffolly Hardwicke bu dolandırıcılığı fark etti, Compton da öyle ve böylece suç listesine şantajı da ekledi.
Acho que o Sr. Folly Hardwicke tropeçou nesta fraude, tal como o Compton, que adicionou chantagem à sua lista de crimes.
Şimdi Compton'un yerinden çıkıyorum.
Estou a sair do Compton agora.
Oradaydılar ama şimdi yok.
Já lá estiveram, agora já não estão. Nem o Compton.
Compton da yok. Bu da, yalnızca bizim aygıtlarımızca okunabilen bir güç ya da aracının sorumlu olabileceğini gösterir.
Parece que uma força ou agente, só em parte discernível para os instrumentos, pode ter sido responsável.
Tümüyle normal. Compton'a ne olduysa, diğerlerini etkilemedi.
O que aconteceu ao Compton não teve efeito nos outros.
Compton'ın kayboluşuyla bunun arasında bir bağlantı var mı?
Há alguma ligação entre isto e o desaparecimento do Compton?
- Compton.
- Compton.
Pekâlâ, Compton.
Está bem, Compton.
Compton'la mücadelende, onun bazı hücreleri zarar gördü.
Na sua briga com o Compton, algumas células dele foram danificadas.
Başkalarını da kendi hız seviyelerine çıkarabiliyorlar. Compton ve bana yaptıkları gibi.
Conseguem acelerar outros ao nível deles, como me fizeram e ao Compton.
Compton, tükenmişti.
O Compton foi extinto.
- Tıpkı Compton'ın olduğu gibi.
- Como aconteceu ao Compton.
- Compton?
- Compton?
Compton gibi.
Como o Compton.
Merhaba, ben Denis Compton.
Olá, sou o Denis Compton.
Siz Tuğamiral Sör Dudley Compton musunuz?
O senhor é o almirante Sir Dudley Compton?
Kimin hatası bu duvar gibi sağır karı... Dennis Compton'un mu?
Então de quem é a culpa, sua esgrouviada de primeira?
Compton'dan bir talihlimiz var!
Temos um contemplado em Compton!
- Eski bir dostumu bulmanızı istiyorum adı Titrek Finch.
Sim, Sr. Compton. Arthur, encontra um velho amigo meu, o Sr. Shaky Finch.
- Evet bay Compton.
- Sim, Sr. Compton.
Bay Compton, yönetim kurulu endişelerini bir kez dahabildirmek istedi.
Sr. Compton, a Comissão pediu-me para transmitir o receio deles.
Bizi Compton'da dolaştırıyorsun.
Faz-nos andar em Compton e tudo.
- Compton'dan.
- De Compton.
- Compton'dan mı geldiniz?
- Vêm de Compton?
- Oradan korktuğunuzu sanıyordum.
- Não tinham medo de Compton?
- Evet bay Compton.
- Certo, Sr. Compton.