English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Cookie

Cookie tradutor Português

459 parallel translation
Ateşi yakın!
Cookie, atiça o lume!
Tabakları iyice doldur, Cookie.
Põe bastante, Cookie.
- Yemekte ne var, Cookie?
- Que vamos comer, Cookie?
Benim adım Clarence Harvey Cook. Bana Cookie derler.
Chamo-me Clarence Harvey Cook, chamam-me Cookie.
Cookie...
Cookie...
- Hemen hazırla Cookie, çok açım.
- Prepara-a, Cookie. Estou esfomeado.
Puro, Cookie.
Um charuto, Cookie.
Hazır mısın, Cookie?
Pronto, Cookie?
- Cookie, Sefton'ı gördün mü?
- Cookie, viste o Sefton?
- Tamam, Cookie.
- Muito bem, Cookie.
- Ne oldu Cookie, kim yaptı?
- Que aconteceu, Cookie? Quem foi?
Hiç puro kaldı mı, Cookie?
Ainda há charutos, Cookie?
Hadi, Cookie, Bana bir puro getir.
Vá lá, Cookie, dá-me um charuto.
Ama belki de, Cookie, o pislik Amerikalı bile değil.
Mas pensando melhor, Cookie... Talvez o delator não seja americano.
- Sorun o değil, Cookie.
- Não é essa a questão, Cookie.
Cookie?
O Cookie?
Hayır, Cookie olmaz.
Não, não o Cookie.
Görüşürüz, Cookie.
Adeus, Cookie.
Cookie, çatlak ses istemiyorum.
Agora, Cookie, sem piadas, por favor.
Cookie, arabaları ayarla, bu akşam saat sekizde biraz eğleneceğiz.
Certo, porque não arranjam uns carros... e nos divertimos esta noite por volta das oito horas?
- Hayır Cookie.
- Não, Cookie.
Güle güle Cookie.
Adeus, Cookie.
- Güle güle Cookie.
- Adeus, Cookie.
Aşçıbaşı, çekil yoldan.
Anda, Cookie, sai da minha frente.
- Pekala, aşçıbaşı, uzaklaş.
- Pronto, Cookie, sai daqui.
- Hala oradalar mı, Cookie?
- Ainda continuam, Cookie?
Cookie!
Cookie!
Şimdi olmaz Grace, sonra. Cookie'nin gümüş sigara tabakası nerede?
Cadê a cigarreira de prata de Cookie?
Ben Cookie Pinza'nın duluyum!
Sou a viúva de Cookie Pinza.
O eskiden Cookie'ye kahve götürürdü.
Ele levava café para Cookie.
Bu Grace'in kocasına aitti Cookie Pinza'ya, yakın arkadaşımdı.
Isto era do marido de Grace Cookie Pinza... - um amigo pessoal.
O arada evlendi tabii Cookie Pinza'yla.
Ela se casou no meio tempo com Cookie Pinza.
Cookie'nin peruğunda bile senin o şişko bedenindekinden çok erkeklik vardı!
Cookie tinha mais coragem num fio de cabelo... que você nesse seu corpo gordo.
Kocam Cookie Pinza asla polis çağırma demişti.
Meu marido dizia para nunca chamar a polícia.
Cookie Pinza sonradan onunla evlendim.
Cookie Pinza, com quem me casei...
Yani Cookie de geri mi dönecek?
Quer dizer que Cookie vai voltar?
Evet, eğer birbirimizi kaybedersek, benimle Cookies'te buluşursun.
Se nos perdermos, encontramo-nos no Cookie.
Bu ilginç. Muhtemelern Cookies'tedir.
Ele deve estar no Cookie's.
Sadece minibüsünü gün ışığı rengine boyadın, ve saçların uzadı. Cookie Gurnich'i etkilemek.
A única razão para pintares a carrinha e deixares crescer o cabelo era para impressionar o Cookie Gurnich.
Coookie? Sarmaş dolaş...
O Cookie!
Cookie'nin ne yapabileceğini bana anlatma.
Steven, não me contes aquilo que Cookie podia fazer.
Cookie'nin gölgesinde değil. Doğru olmak...
Não na sombra do Cookie.
Cookie Gurnich için asla seni affetmeyeceğim.
Nunca te perdoei por causa do Cookie.
- Fırıncı kadın!
Cookie woman!
- Fırıncı ka... kadın.
- Cookie wo... woman.
Fırıncı kadın mı?
Cookie woman?
Evet, fırıncı kadın.
Cookie woman.
Dostu Cookie, şapkanın sende olduğunu söyledi. Seni aradım.
O amigo dele, o Cookie, disse-me que você tinha o chapéu, e fui procurá-lo.
Cookie ne cehennemde?
Onde diabo está a Cookie?
Cookie, seni öldüreceğim.
Cookie, vou dar cabo de ti.
Eğer aşkımı verirsem... Gerçekten Cookie üzüldü mü?
O Cookie esmigalhou-se mesmo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]