Corpus tradutor Português
228 parallel translation
Mahkemeye çıkarma emri alalım.
Vamos buscar um mandado de habeas corpus.
Size, bir mahkemeye çıkarma emri alalım, diyorum.
Eu disse : "Vamos buscar um mandado de habeas corpus."
Evet, bir eğlence.
Sim, corpus.
- Çıkarma emri nedir, biliyor musunuz?
- Nunca viu um habeas corpus?
Habeas Corpus yerine keşke sizi ortadan kaldırsaydım.
Devia ter-me livrado de si em vez do Habeas Corpus.
Yasa diyor ki, kişinin öldüğü ceset parçaları ya da maktulün üzerinde olduğu bilinen giysi ve eşyalar ile tespit edilmelidir.
A lei requer que o corpus delicti seja estabelecido nem que seja por fragmentos do corpo ou por pertenças pessoais do defunto.
Ceset ya da cismani delil bulunmadığına göre bu iddianın kayıtlardan çıkartılmasını ve davalılar hakkındaki suçlamaların düşmesini talep ediyorum.
Na ausência de provas convincentes do corpus delicti, eu proponho que esta acusação seja anulada, e que as acusações contra os réus sejam retiradas.
Peki. Corpus Christi'den buraya, Brownsville'e doğru uçuyordum.
Eu estava ao sul de Corpus Christi, vindo para cá, Brownsville.
- Corpus'taki oyundan beri.
- Desde aquele jogo em Corpus.
Mahkemeye getirme emri, kişinin cesedinin getirilmesini talep eder.
Um habeas corpus, que autorize a entrega do corpo.
Yüzbaşı, size Ross'un getirilmesiyle ilgili mahkeme celbini veriyorum.
Capitão, vou apresentar-lhe um mandato habeas corpus, que o responsabiliza pela entrega do Ross.
Sanırım Yüzbaşı Bennet sana, mahkeme celbine uymak için pazartesiye kadar vaktin olduğunu söylemiştir.
Então o Capitão Bennet disse-lhe que tinha até segunda de manhã... para cumprir o mandato de habeas corpus.
Bir dakika! Habeas Corpus'un uygulanmasını talep ediyorum.
Exijo o deferimento de um habeas corpus.
Beyinlerimizin iki yarısı arasında bitmeyen bir diyalog var ve bu geniş sinir ağları ile kuruluyor bu kısma corpus callosum deniyor.
Mantém-se um diálogo contínuo entre os dois hemisférios do cérebro, canalizado por um imenso feixe de nervos, o qual é chamado o corpo caloso.
Bu dilekçe, yüksek makamınızdan David Okla Bertinneau'nun 1958'deki mahkumiyetinin gözden geçirilmesini, ve erken tahliyesini rica etmektedir.
Nesta petição, o David Okla Bertinneau roga-lhe que modifique a sua pena, e emita uma ordem de habeas corpus.
Bununla beraber, iyi halden ötürü, erken tahliyesine izin vereceğim.
No entanto, após considerar o caso, emitirei uma ordem de habeas corpus.
Ortada bir ceset bile yok.
Não há nenhum corpo. Nenhum "corpus delicti".
- Bir kaç günlüğüne Corpus'a git.
- Vá até Corpus uns dias.
Marty dün Corpus'a gitti.
O Marty foi para Corpus.
Corpus Christi'den yeni geldim. Epey para kayıp.
Acabo de voltar de Corpus Christi e falta um dinheirão no cofre!
Sen Mike ve ben Corpus Christi festivalindeydi.
Quando fomos os três ao festival de Corpus Christi?
Müessesemiz şovumuzun bir numaralı starını sunmaktan kıvanç duyar,... hasta, rahmetli ve neredeyse bir cenaze olan adam,... Karayiplerdeki turundan başarıyla döndü, Muhteşem Jake.
A casa se orgulha de lhes apresentar à estrela do espetáculo... o último homem doente e quase corpus delicti... retornando de uma excursão bem-sucedida pelo Caribe... o Estupendo Jake.
İkiniz Corpus Christi'ye gidip biraz dinlensenize.
Vão os dois para Corpus Christi, descansem e voltem para cercar o Gaines.
- Habeas Corpus'tan bahsetmemiz lazım.
Devíamos falar com ele sobre "Habeas Corpus".
Habeas Corpus.
Habeas Corpus.
- Habeas Corpus, Griff.
"Habeas Corpus", Griff.
- Habeas Corpus.
- "Habeas Corpus".
Teamülden sorguya gelenler, acımasız ve alışılmadık suçlar burada.
Precedentes de habeas corpus, Castigos cruéis e pouco habituais.
Habeas Corpus yasaları, onları seni serbest bırakmaya zorlayacaktır.
O habeas corpus significa que serás libertado.
Mahkemede sizin tanıklık etmeniz için gereken belgeyi alabilir sizi gelmeye ve tanıklık etmeye zorlayabilirim, biliyor musunuz?
Posso conseguir um habeas corpus e forçá-lo a testemunhar no Tribunal.
Hakimle konuşacağım. Sistemi dava edeceğim!
Falarei com o juiz sobre "habeas corpus".
Haksız fiil külliyatı sağlanamamıştır.
Não existe nenhum corpus delicti.
Corpus Christi'de daire falan sattım.
Depois condomínios no Corpus Christi.
Yasalara aykırı tutuklama dilekçesi sunuyorum.
Isto é uma petição para "habeas corpus".
Eve kadar bizimle gelebilirsin, ama sonra kovuldun!
Levamos-te até Corpus Christi, mas depois, estás despedido!
Bütün dünya, tüm Corpus Christi yıkılsa, fikrini değiştirmez!
Toda a gente, a Corpus Christi inteira pode vir buzinar-lhe aos ouvidos, mas ele não vai ceder!
Corpus'a gitme! Öbür yoldan git!
Não vás para casa, não!
- Corpus hariç her yere!
- Qualquer lugar menos Corpus Christi!
Selena, Corpus Christi, Teksas'ta vahşi bir şekilde vuruldu.
Selena foi brutalmente baleada em Corpus Christi, Texas, esta tarde.
Corpus Christi'de doğup büyüyen Selena, sadece yirmi üç yaşındaydı.
Selena cresceu em Corpus Christi e tinha apenas 23 anos.
Emin olamıyorum, ama, ımm... Bu da bi duşakabin ya da bi tutuklama emri.
Não tenho a certeza mas ou é um chuveiro ou um mandado de habeas corpus.
- Buna "habeas corpus" derler.
- Habeas corpus, cabrão.
Bu bir itirafname, ve yazılı ihzar emrini destekler.
É a declaração de um moribundo e concederá um habeas corpus.
Corpus'dan.
De Corpus.
Arkada bir Cutlass 442 var. Çalıp tepesini açabiliriz.
Podemos polir um Cutass 442 com nossos corpus nús.
Fiili ihzar emri azat ilanı doluyum.
Estou cheio do facto... habeas corpus, emancipação, proclamação...
Habeas corpus'a göre Bayan Bonifante ile adete dayalı hukuki evliliğiniz vardı ve dolayısıyla müvekkilimin gayrimenkul ve menkullerin eşit paylaşımına hakkı var.
Bem, devido ao habeas corpus, você e a Miss Bonifante tiveram um casamento consuetudinário, o qual, até agora, lhe dá o direito ao que a lei classifica como
Bu durumda avukatım, Bay Michael Beattie... hukuki danışmanım Bay Nicholas Barron tarafından hazırlanan... mahkeme çağrısını sunacaktır.
Nesse caso, o meu advogado, Sr. Michael Beattie... lhe entregará um habeas corpus... redigido pelo meu conselheiro, Sr. Nicholas Barron.
Oradan bir profesörü meslektaşlarını bedava çalışmaya ikna etmiş. İhzar emri çıkartmışlar. Ve kazanmışlar.
Um professor e uns colegas fizeram-se cargo do caso, apresentaram um recurso de hábeas corpus e ganharam.
Son değişimi o başlatmıştı.
- Suspendeu o habeas corpus.
Tanrı seni kutsasın.
Corpus Christi.