English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Crema

Crema tradutor Português

49 parallel translation
Onları yakıyorsunuz.
Você os crema.
Beni yak.
Crema-me.
Beni yak ve küllerimi güçlü bir doğu rüzgarına savur.
Crema-me e deita as cinzas num vento forte para o Leste.
Hiç Katalonya kreması yedin mi Alison?
Alguma vez provou Crema Catalana, Alison?
Naaşını yakmamız gerekir.
Devíamos crema-la.
Ne kadar uğraşıldıysa da, annesi yakılmasına karşı çıktı.
Independentemente ela recusou-se a crema-la.
Ama tabi aslında cesetleri yakmayan krematoryumun işleri bu hale getireceğini tahin edemediniz?
Claro que não contou com um crematório que na verdade não crema corpos.
Çakmağı bile yok. Bu kül Crema'dan geliyor. Popüler bir dominik sigarası.
A cinza é proveniente de Crema, uma popular marca dominicana.
Hayali cesedi yakarsın, hiç bir kanıt kalmaz.
Crema o corpo imaginário, sem provas.
Crema catalana'yı bırak da bize bir şeyler çal. Haydi.
Larga esse crema catalana e toca uma música, sim?
Onu yakacaktım.
Eu ia cremá-lo.
Sally'deki Noel gösterisinde çalışacaktım, dedektifler onun fotoğrafıyla çıkageldi, öldürülmüştü. Cesedi teşhis etmeye kimse gelmediği için onu yakacaklardı.
Tinha uma reserva para um show de Natal no Sally's, vieram ter comigo e mostraram-me uma foto dela, assassinada e iam cremá-la, porque ninguém reconheceu o corpo.
Evet ama üzerinde çok çalışmana gerek yok, onu yakacağız.
Sim. Mas não te esforces muito com este. Vamos cremá-lo.
"Yakacağız" da ne demek?
Raios! Agora "vamos cremá-lo"?
Branmer'in naaşını çalıp kimse fark etmeden yakmak.
Roubar o corpo do Branmer e cremá-lo sem que ninguém se apercebesse.
Yasal olup olmadığı umurumda değil, onu yakmayacağız izi kalmayacak bir köprüden atmayacağız düşün, külleri yok olup gidecek!
Pouco me importa se é legal ou não, não vamos cremá-la nem atirar as cinzas de uma ponte onde não podemos visitá-la, depois de ser levada pelo vento...
Phoebe onu yaktıracak.
Ela vai mandar cremá-lo.
" Onu yakacağız.Bir anda, O ve sahip olduğu her şey cennete gidecek.
" No solo, estão seres rastejantes. Cremá-lo-emos. Em breve, ele e todos os seus bens estarão no Paraíso.
Eğer ölmediyse onu yakmak büyük bir hataydı.
Se não morreu, cremá-la foi um grande erro.
Ben oraya gidince yapacaklar. Sonra da onu getireceğim. Peki.
Vão cremá-la quando eu lá chegar, e eu trago as cinzas.
Bedenini yaktırdım, külleriyle özel bir şey yapmak isterim.
Mandei cremá-lo e queria fazer algo especial com as cinzas.
Karl ile ben yakılmasını istiyoruz. Küllerinin Santa Monica İskelesi'den saçılmasını.
Eu e o Carl queremos cremá-lo e espalhar as cinzas no cais de Santa Monica.
Onu zamanında dul eşine vermek için yakmayı düşünmüyorsun herhalde.
Bem, não pode pensar em cremá-los a fim de devolver a tempo para a viúva.
Patron onun naaşını yakmak istedi.
O meu patrão queria cremá-lo.
Kim dedi onu yakabileceğiniz?
Quem disse que você podia cremá-lo?
Gömülmedi, yakıldı.
Ele não foi enterrado. Mandei cremá-lo.
Yakılmasını istiyoruz.
Nós queremos cremá-la.
Bunun üzerinde çok uğraşma. Onu yakacağız.
Mas não te entusiasmes muito com este, porque vamos cremá-lo.
Bunu yaşıyorken yapmalıydı. Bedenini yaktırmayı.
Deveríamos ter feito isto muitas vezes quando ele estava vivo cremá-lo.
Onları yakmak için bir kibrit atıverebiliriz.
Podíamos acender outro fósforo e cremá-los.
İsteği üzerine onu yaktırdım. Vazoyu bugün getirdiler.
Mandei cremá-la, como ela pediu.
Ope'a söyle, cesedi mesaiden sonra yakacağım.
Diz ao Ope que vou cremá-lo à noite.
Yakmaya mı çalışmışlar?
Tentaram cremá-la?
Hayır, cesedi yakmayın.
Não vai nada cremá-lo.
Gidip cesedi teşhis etmen lazım yoksa yakacaklarmış.
Tens de reclamar o corpo ou vão cremá-la.
Yanması için mavi bir sıvıyla kaplanmış olabilir.
Ele foi mergulhado num líquido azul que devia cremá-lo.
Evet onu yakmayı, gömmeyi yada tuvalete atıp sifonu çekmeyi mi düşünüyorsun?
É? Estás a pensar em enterrá-lo ou cremá-lo ou simplesmente atirá-lo pela sanita abaixo?
3 hafta içinde kimliğini belirleyemezsen, bölge idaresi dosyayı kapatacak.
Se não puder, em três semanas, o município irá cremá-lo.
Onu yakmalarını istedim.
Mandei cremá-lo.
Çekil yolumdan küçük sinek yoksa seni yakarım.
Fora do caminho, seu verme, ou mando cremá-lo.
Onları Skeeter'da yak.
Vamos cremá-los no Skeeter?
Cesedini yaktırdım.
Por isso mandei cremá-lo.
Öldüğünde onu yaktık ve küllerini uzaya gönderdik.
Quando morreu, mandámos cremá-la. Enviámos as cinzas dela para o espaço.
Orduya onun kalıntılarını yakması için yetki ver.
Autoriza o Exército a cremá-la.
Bgün de onu tarla da yakacaktık cenazede odun yığınları geriye doğru yandı.
Fomos cremá-lo hoje no campo, na pira funerária lá atrás.
10.000 ailenin çığlıklarıyla uğurlu çınlamaları ile...
Vou cremá-lo na pira funerária. Com os gritos angustiados de 10 mil famílias ecoando como uma melodia auspiciosa.
Yeniden denerseniz onu erkenden kül edersiniz, tamam mı?
Se repetirem, vão cremá-lo mais cedo.
Amit'i öyle bir öldürdün ki cenazesinde onu yakacak bedeni yoktu.
Você matou Amit de tal maneira que não pude nem cremá-lo.
Cenaze evinde yakmak üzere götürecekler.
A agência funerária vai cremá-lo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]