Cremé tradutor Português
2,294 parallel translation
Kahverengi saçları, sarı pantolonu ve dolabımdan... aldığı krem rengi bir bluzu var.
Tem cabelo castanho, leggings douradas, um top creme que tirou do meu armário.
Bak ne buldum... Bayanlar için duş kremi.
Olha o que eu encontrei, creme de barbear feminino.
Antibiyotik krem sürdüm ve yara bandı yapıştırdım.
Apliquei creme antibiótico e coloquei um penso.
Bütanı neden krem brüle için harcadım ki?
Por que desperdicei o meu butano no leite creme?
Beyaz mı krom mu? Porselen.
É creme.
Ton balığı, yumurta, krem peynir ve yaban turplu burrito.
Atum, ovo e burrito de queijo-creme com rábano-picante.
Artık kızılcık suyu için yer yok.
Agora não tenho espaço para creme de ovos.
Evet, kızılcık suyuyla.
- Com creme de ovos.
Özel masa örtüleri, tereyağ ve yumurta detayları varmış.
Pormenores como toalhas de linho cor creme ou casca de ovo incluídos.
Bacaklarıma sürmek ister misin?
Queres passar o creme nas minhas pernas?
Eğer iğnelerden dolayı kolun ağrımaya başlarsa anestezik krem istediğini söyle.
E se o braço começar a doer das picadas de agulha, diga que quer um creme analgésico.
Posta kutuma tıraş köpüğü, havuzuma gıda boyası.
Creme de barbear na minha caixa de correio, corante na minha piscina.
Tamam ama markete gitmemiz gerekecek. Kremasız kahve içemem.
Certo, mas precisamos comprar, não bebo café sem creme.
Bil bakalım bugün yine kim şoför oldu?
O segredo é afogá-lo no licor, salvá-lo com respiração boca-a-boca, e encher a panela com creme de menta e afogá-lo de novo. O teu cabelo tem algo de maravilhoso hoje, adoro.
Sabah erken kalkacağım için salak gibi onu ektim. Saat 1 : 00'de hala ayaktaydım.
Grande tolice, pois fiquei acordada até à uma a ver um programa sobre um creme para firmar os seios.
Fındık kreması her günahı kapatır.
Creme de nozes disfarça o sabor.
Çikolata, krem şanti, vişne...
Chocolate, creme batido, cerejas...
Kahvesine birazcık krema katmayı seviyor.
Ela gosta um pouco de... creme no seu café.
Şey, iki sütlü kahve, değil mi?
Café com creme?
Lily yapmıştı, creme brule le le le le.
A Lily fez Crème Brûlée lê lê lê.
Dolapta krem peynir de var.
Há salmão fumado e queijo creme no frigorífico.
Yasemin çayı, kaplan pelesenk, dudak pelesenki, çay ağacı yağı..... büyük bir kutu beyazlaytıcı.
Chá de jasmim, bálsamo Tigre, creme para os lábios, óleo de chá, óleo para banho... - Um pacote grande de descolorante.
Saç kremi, deri kremi, şekerli olan herşey.
-... amaciador, creme de corpo... - Tudo o que tiver açúcar.
bu nedir simdi?
Vou buscar creme.
Biliyorum. Tereyağlı yaptıklarında daha çok seviyorum.
Eu adoro quando eles usam a cobertura de creme de manteiga.
Bu sefer bir topikal krem kullanacağım.
Em vez disso e desta vez, vamos utilizar um creme tópico.
O şeyi bana sürmeyi dene de ben de senin topikal kremini...
Tenta alguma coisa e levas com o creme tópico...
Yeni haber.
C'um creme de chocolate!
Pam, kremayla dolup taşmış bir şeyler yemek istiyorsan sana bu leziz donutları sunuyorum. - Öyle mi?
Pam, se quiseres comida que costuma levar recheio de creme, ofereço estes deliciosos donuts.
Özür dilerim, krema istemeyi unuttum.
Peço desculpa, esqueci de pedir o creme.
Kremayı bekleyeceğiz.
Espere o creme.
Vanessa'nın sırtına krem sürdürmesini severim.
Gosto de quando a Vanessa me pede para lhe esfregar o creme nas costas.
Kremalı şeftali gibi bir cilt.
E pele como pêssego e creme.
Pardon. Gözüme krem kaçtı. Acaba göz damlanız var mı?
Entrou-me creme solar no olho, tem aí por acaso gotas?
Odanda harika bir sütlü kahverengi ipek kravat da var.
Vais com uma gravata creme, bem bonita.
- Sütlü kahverengi mi?
- Creme?
Zırh gibi yoğun bir krem olmalı, böylece tüm gün korunabilirler.
- Tem de ser um creme muito denso, como uma armadura que os protege durante todo o dia.
Göz kamaştırıcı, çıplak bir kadın klinikteki işine gitmeden evvel, süper yoğun kremi o güzel vücuduna sürer.
Uma rapariga lindíssima, completamente nua, passa um creme espesso por todo o corpo, antes de ir trabalhar para um centro.
Krema kazandım.
Estou a fazer creme de ovos.
El kremimi sonra yaparım.
Ponho o creme nas mãos mais tarde.
Kremden süreyim sana biraz.
Deixa-me passar-te creme.
Mary, dünyanın bütün kırışıklıklarını düzeltebilecek bir mucize güzellik kremi olmadığının farkına varmalısın.
Mary, tu tens que perceber que não és um creme de beleza mágico que pode amaciar o mundo para o livrar das suas rugas.
Bak, eski vitaminler, el kremleri..... ve sebepsiz yere burada sakladığın bir sürü boktan şeyler!
Vê, creme das rugas, creme para as mãos e mais porcaria de beleza. E todas as outras porcarias que guardas aqui sem nenhum motivo!
Araba krem renkli bir minibüstü, muhtemelen bir Buick.
O carro de fuga era uma pick-up de cor creme, provavelmente um Buick.
- Krem rengi ya da ya da mavi tonlarında olmalı.
- Queremos creme... ou um verde-água.
Sadece bir sivilce kremi iyi gelmeyecek.
Apenas um creme que não ajudará.
Bu krem cildi tekrar yeniler Aloe Vera, tutya taşı ve Jojaba yağı içerdiği için cildi besler.
Este creme tem um nutriente extra que cuida da pele. Contem Aloé Vera, Calamine e óleo de Jojoba... que restauram o pH da pele.
Temel olarak... bu krem çok iyi.
Basicamente significa... que este creme é muito bom.
Dostum, tıraş kremi en iyisiydi.
O creme de barbear foi o melhor.
Vitaminlerim, melatonun uyku bantlarım doğala özdeş östrojen kremim projesteron kremim, bir tutam testosteronla...
Com as vitaminas, os pensos de melatonina, o creme de estrogénio, o creme de progesterona, um toque de testosterona...
Kozmetik fabrikasında bir görev üzerindeydi ve bekçi köpeği gelip onu tüy dökücü krem tankının içine düşürdü.
Ela estava trabalhando numa fábrica de cosméticos quando um cão de guarda perseguiu-a em uma tina de remoção de creme de cabelo.