Cumberland tradutor Português
129 parallel translation
Denize ilk çıktığımda benim de üstüm başım topraktı.
Eu era como tu quando vim para o mar. O musgo de Cumberland cobria-me.
- Cumberland.
- Em Cumberland.
Bana evini anlattığını duymadınız mı?
Näo o ouviu falar-me da casa em Cumberland?
O, 30 lu yıllarda, Cumberland Geçidinde yük taşıyıp bir servet yapan ihtiyar zorba Arad Blake'in oğlu.
É o filho do velho Arad Blake, que fez fortuna... transportando mercadorias pelo desfiladeiro de Cumberland nos anos 30.
Polis, Green Manors'tan kaçan sahtekarın, gerçek Dr. Edwardes'ı Cumberland Dağları'nda, kaybolduğu gün ziyaret eden bir hastası olduğunu düşünüyor.
A policia acredita que o impostor que fugiu de Green Manors... é o paciente que visitou o verdadeiro Dr. Edwardes... nas montanhas Cumberland no dia do seu desaparecimento.
"Cumberland Oteli'nden muhtemel hastasıyla beraber ayrıldığından beri hiçbir iz bulunamadı."
Nenhum rasto foi encontrado desde que ele deixou o Cumberland resort... na companhia do seu suposto paciente.
Cumberland Dağları'ndayken Dr. Edwardes'la karşılaştım o sırada uçak düştüğnde geçirdiğim şoku atlatmaya çalışıyordum.
Corri em direcção ao Dr. Edwardes quando estava nas montanhas Cumberland tentando recuperar de um choque nervoso que tive quando o avião caiu.
Cumberland'e Hindley Malikanesi'ni incelemeye gidiyor. Paradine'in sayfiye evini.
- Vai a CumberIand investigar HindIey hall, a casa de campo do Paradine.
Bu yüzden Cumberland'e gidiyor.
É por isso que vai a CumberIand.
Bayan Paradine çoğu zaman Cumberland'deki Hindley Malikanesi'nde yaşarmış.
A Sra. Paradine e o marido passavam grande parte do tempo num sítio chamado HindIey hall, em CumberIand.
Cumberland'e gitmeyeceğim.
Não irei a CumberIand.
Cumberland'e gideceksin. Sonra geri dönecek ve mahkemeye çıkacaksın.
Vais a CumberIand, depois voltas para o escritório e depois vais a tribunal.
Cumberland'e benimle birlikte gelecek misin?
- Queres ir comigo a CumberIand?
Tony Cumberland'den döndü mü?
O Tony já voltou de CumberIand?
Tony Cumberland'den döndü mü diye sordum.
Perguntei se o Tony já voltou de CumberIand.
Onun yeni dillere destan sevgilisi J. Cumberlanf Spendrill III ünlü seçkin bekar.
O seu novo acompanhante e apaixonado, J. Cumberland Spendrill III o melhor "partido" da actualidade.
İnsanlar, toplu cinayet salgınından korunabilmek, ve bir sığınak bulabilmek için, hükümetten yardım bekliyor. Cumberland sivil savunma ekipleri, habercilere, katillerin kurbanların çoğunu yarı yarıya yediklerini bildiriyor.
Segundo as última noticias que temos, muitas pessoas procuraram refúgio em igrejas, escolas e edifícios governamentais exigindo abrigo e protecção contra a vaga de assassínios que assola grande parte da nação.
Cumberland'deki sivil savunma yetkilileri, gazetecilere yaptıkları açıklamada, cinayet kurbanlarının vücutlarının parçalandığını söyledi.
A Defesa Civil disse à imprensa que as vítimas mostravam sinais de terem sido parcialmente devoradas pelos assassinos.
Bu cümle, kurbanlar üzerinde otopsi yapılması zorunluluğunu doğurdu. Bunun üzerine, Cumberland'deki tıp doktorları, karşılaştıkları tüm vakalarda, cesetlerin bir kısmının, katiller tarafından yendiği iddiasını doğruladı.
As autoridades médicas concluíram que em todos os casos, os assassinos devoram a carne das vítimas.
Bunun üzerine, Cumberland'deki tıp doktorları, karşılaştıkları tüm vakalarda, cesetlerin bir kısmının, katiller tarafından yendiği iddialarını doğruladı. Bu inanılmaz hikaye, her dakika elimize ulaşan gelişmelerle, daha korkunç bir boyut kazanıyor.
É difícil imaginar que tal coisa esteja a acontecer, mas estes são os boletins que temos recebido e transmitido, os quais foram verificados da forma mais completa possível em relação a esta confusa situação.
Protestan ha? Güney mi yoksa Cumberland mı?
Presbiterianos, não?
- Güney. - Ailem Cumberland'dan.
Minha família também é.
Şu andan itibaren ünvanı Cumberland Prensi olmuştur.
A quem, doravante, nomearemos Príncipe de Cumberland.
Selam Cumberland Prensi!
Viva o Príncipe de Cumberland!
Cumberland Prensi!
O Príncipe de Cumberland!
Al Cumberland bu stüdyoyu inşaa etmiştir ilgisini anlayamadım.
Al Cumberland criou praticamente este estúdio, caso não saiba.
Hollywood'un ideal evlilikleri hakkındaki gerçekleri öğrenin. Nora'nın kocasıyla kavgaları hakkındaki sırları, Al Cumberland'ın ünlü oyuncular hakkında söylediklerini.
Saiba a verdade sobre o casamento mais idílico de Hollywood, sobre as discussões secretas de Nora com o marido, sobre o famoso sofá de casting de Al Cumberland.
Evlenmeden önce Al Cumberland ona verdi.
O Al Cumberland ofereceu-lho antes de se casarem.
Yaklaşık 12 yıl önce, teknesi Malibu'da paramparça bulundu film işinde kayalar üzerinde sörf yapıyordu.
Mas há 12 anos, quando o barco de pesca do Cumberland foi encontrado desfeito nas ondas de Malibu, o cinema já estava em crise.
Cumberland ona unvanını verdi Bu nedenle, Komser
O que tem isto a ver? O Cumberland doou-lhe a propriedade, tenente.
Yıldızlar, köşkler, dedikodu, eski Al Cumberland hikayesinin yeni bir sunumu.
Castings de sofá, bisbilhotices, uma reedição da velha história de Al Cumberland.
Cumberland'daki cenaze salonunda.
Está no velório em Cumberland.
Araştırmamı tamamladım, 21. yüzyılın başlarında kabul edilen Cumberland Belgesine göre...
Terminei a minha pesquisa. Baseado nas leis de Cumberland aprovadas no século XXI.
Hampshire, Wiltshire, Cumberland, Yorkshire?
Hampshire, Wiltshire, Cumberland, Yorkshire?
# Bir Cumberland madeninin zifiri karanlığında
Na escuridão de um mina em Cumberland
Cumberland Geçidi'ne ne demeli?
Não se lembra de Cumberland Gap?
Cumberland Şehir merkezindeki olaylar devam ediyor...
De novo em directo do centro cívico de Cumberland...
Evet. Virginia'daki Cumberland Eyalet Hapishanesi'nde bulunan Robert Torrence'a gönderilmiş bir paketin nereden gönderildiğini öğrenmek istiyorum.
Procuro identificar a origem de um pacote que foi enviado para Robert Torrence no Estabelecimento Prisional de Virgínia.
Annesi Cumberland'da yollamıştı. Anneannesinin evinde uyuşturucudan uzak kalsın diye.
A mãe mandou-o para Cumberland, para tentar mantê-lo limpo, em casa da avó.
Buradakiler İngilizler ve buradakiler İngilizlrle yandaşları.
Aqui Cumberland, inglês. Aqui Ingoldsby, escocês.
Sarhoş Şef Joe gibi görünmeyi göze alarak. Cumberland sosunun içine biraz porto şarabı ekledim.
Correndo o risco de parecer Joe, o ChefBêbedo, adicionei mais Porto ao molho.
Özel Ajanlar, Ray Cumberland, Wilson Hale, FBI'dan.
Agente Especial Ray Cumberland, Wilson Hale, FBI.
1986 Chicago'nun Portland Maine'deki Cumberland Civic Center'daki kaçak çekimi.
Está aqui uma cópia de 1986 de "Chicago ao vivo... " no Cumberland Civic Center ", em Portland, no Maine.
Cumberland Mills mi?
Cumberland Mills?
Aman Tanrım. Bilmen gerekir diye düşündüm çünkü az önce Cumberland Mills'den bana... daha yüksek maaş, bonus... ve daha iyi bir pozisyon teklif edildi.
Achei que devia saber que me ofereceram um emprego com melhor ordenado, melhores condições, e um cargo melhor na Cumberland Mills.
Seni şu Cumberland işi için zorladığım için özür dilerim.
Desculpa ter-te empurrado para aquele emprego na Cumberland.
Dennis Reynolds, Cumberland kampında danışmanken... genç bir kampçıya tacizden dolayı evine gönderilmiştir.
Quando Dennis Reynolds era monitor em Camp Cumberland, foi mandado para casa pela violação técnica de uma jovem campista.
Lara Cumberland'la sohbetini izledim.
Vi a tua prestação no "Lara Cumberland".
Maryland Cumberland'dan az önce öğrendiğimiz bu gelişmeyi bir kez daha tekrarlıyoruz.
De acordo com este último boletim recebido há instantes de Maryland, a Defesa Civil disse à imprensa que as vítimas foram parcialmente devoradas pelos seus assassinos.
- Cumberland?
- Cumberland?
Ben Jacqueline Singer, Cumberland Eyalet Hapishanesinden canlı yayınla karşınızdaydım. Burda kalınca daha rahat edebilirsin.
Talvez seja melhor ficar aqui.