Cumhuriyet tradutor Português
953 parallel translation
Cumhuriyet hiç iyi durumda değil.
A república está a precisar muito de ser salva.
Ne güzel bir cumhuriyet.
Não é uma grande república.
Ben Cumhuriyet adına buradayım.
Eu estou aqui em nome da República.
- Fakat o Cumhuriyet için burada!
- Mas ele está aqui pela República!
İyi yemek için, evet, çalmak için, evet, cinayet için, evet, Cumhuriyet uğruna savaşmak için, hayır.
Para comer bem, sim, para roubar, sim, para matar, sim, para lutar pela República, não.
- Ben köprü işinde varım ve Cumhuriyet taraftarıyım.
- Eu estou pela ponte. E pela República.
Ben Cumhuriyet için her şeye varım, köprü için de.
Eu sou pela República, e pela ponte.
Hey, sahi... Cumhuriyet bir saldırı hazırlıyor gibi.
Ah, claro... diz-se que a República está a preparar um ataque.
Cumhuriyet'te kimsen yok mu?
Não conheces ninguém na República?
"Yaşasın Cumhuriyet!"
"Viva a República!"
Ben de vurulmak için "Yaşasın Cumhuriyet ve annem ve babam!" diye bağırmak istedim.
"Viva a República e a minha mãe e o meu pai!"
Cumhuriyet'in güneş doğarken saldıracağını biliyorlar, demektir.
Eles sabem que a República vai atacar quando o sol nascer.
Pilar bana, bu köprü işinden sonra beni birlikte Cumhuriyet'e götüreceğini söyledi.
A Pilar disse-me que vou contigo depois da ponte, que me vais levar à República.
Yaşasın cumhuriyet!
Longa vida à república!
İmparatorun zulmüne karşı cumhuriyet için çabalıyorum.
Luto pela república contra a tirania dos imperadores.
Yoksa anlatacağın şey, Steve Austin, Houston ve diğerlerinin ve de senin, Travis, cumhuriyet talebiniz mi, acaba?
Ou ia dizer-lhes que Steve Austin, Houston e outros e você também, Travis, planeavam declarar a república?
Cumhuriyet.
República.
Cumhuriyet de elimi, kolumu bağlayan o kelimelerden, işte.
República é uma dessas palavras dá-me um nó na garganta.
Cumhuriyet, bu kelimelerden biri.
República é uma dessas palavras.
Ancak, ihtişamının ve gücünün zirvesindeyken bile... Cumhuriyet, korkunç bir hastalığın pençesinde can çekişiyordu. Bu, kölelikti.
Mas mesmo no zénite do seu orgulho e poder... a República jaz fatalmente atingida de uma doença chamada... escravidão humana.
Marcus Licinius Crassus... en soylu mutluluk kaynağı... Cumhuriyet'in baş generali... Roma'nın babası ve koruyucusu... evime şeref verdiniz.
o brilho mais nobre... primeiro general da República... pai e defensor de Roma... dá honra a minha casa.
Biraz cumhuriyet özgürlüğüyle birlikte biraz da cumhuriyet yolsuzluğunu... kabul edebilirim, ama Crassus'un diktatörlüğünü ve... ve hiç özgürlük olmamasını kabul edemem!
Eu aceito alguma corrupção republicana com alguma liberdade republicana... mas não aceitarei... a ditadura de Crassus, sem liberdade nenhuma!
Cumhuriyet... 20 yıl süren iç savaş nedeniyle hâlâ zayıf.
A República... ainda está enfraquecida por 20 anos de guerra civil.
Cumhuriyet kurulmadan önceydi.
Isso foi antes de sermos uma república.
Birinci Dünya Savaşı'nı takiben Weimar Cumhuriyet liderlerinden ve demokratik anayasanın kurucularından biri oldu.
Durante a primeira guerra foi um dos líderes da República de Weimar... e um dos que moldaram sua constituição democrática.
Birleşik Devletler cumhuriyettir ve bir cumhuriyet de devlettir halkın patron olduğu bir devlet.
Os Estados Unidos são uma república. E a república é um estado no qual o povo é que manda.
.. Cumhuriyetin, "cumhuriyet" i tekrar et,.. ... ta ki uluslararası Komünizm tehlikesi bu büyük ulusun her bir köşesinden temizlenene kadar.
... da República, repito República, até o perigo do comunismo internacional ser escorraçado de todos os recantos desta grande nação.
Ben cumhuriyet askeriyim. Beni haklamak kolay değil.
Sou um soldado da República, não julguem que me fico!
Lübnan vatandaşlığına geçtim çünkü 1960 yılında Emir Abadie ile evlendim şu an Lübnan'ın sürgündeki prensesiyim biliyorsunuz Lübnan şu anda Sosyalist Cumhuriyet rejimiyle yönetiliyor.
Sou libanesa por adopção casei-me em 1960 com o Emir Abadie. Sou Rainha do Líbano em exílio, pois como saberá, agora é uma República Socialista.
Plato'nun'Cumhuriyet'iyle ilgilenir misin?
Interessa-lhe a República de Platão?
- Ben Plato'nun'Cumhuriyet'iyim.
- Bem, eu sou a República de Platão.
Sessizlik! Cumhuriyet ve General De Gaulle adına polis makamı pozisyonunu alıyorum.
Silêncio! vou tomar o comando da prefeitura de polícia.
Ulusal Direniş Komitesi tüm Cumhuriyet vatandaşlarından herhangi bir misilleme veya gösteri yapılmamasını istiyor.
O Comité Nacional da Resistência emitiu um apelo para que os cidadãos da República não se envolvam em qualquer tipo de represália ou demonstrações de qualquer natureza.
Sayın Bakan ben Cumhuriyet için buradayım.
sempre estive com a República.
Ben, Madero Cumhuriyet Ordusu Generali Huerta'yım.
Sou o general Huerta, do Exército Revolucionário de Madero.
General Huerta Cumhuriyet Ordusu'nun başıdır. Başka ne yapabilirim.Ona söz verdim.
General Huerta é o cabeça do Exército Republicano, dei-lhe a minha palavra.
Cumhuriyet Savcısı!
O procurador.
Üçüncü Cumhuriyet'in son Bastille Günü geçit resmi.
O último desfile do Dia da Bastilha, organizado pela Terceira República.
Doğrudan Cumhuriyet ile muhatap olmayı tercih ederim.
Aliás, tratemos antes directamente com a República.
Cumhuriyet'imiz bu kadar güçlü, peki ne yaptık?
O que tornou poderosa a nossa República?
Cumhuriyet ilan ederiz, halkı yanımıza çekeriz.
Declaramos a restauração da república e o povo juntar-se-á á nossa causa.
Kendine eş olarak Konsül'ü seçmesi ise Cumhuriyet'i yeniden kurmak için Senato'ya verilen bir işaret, bir davet.
Ter escolhido o cônsul eleito para marido, é uma indicação e um convite ao Senado para restaurar a República!
Messalina'nın kendine özgü, malum kahpece bakış açısına göre Senato ikisini alıp, Cumhuriyet'in başına geçirecek!
Dada a conhecida maldade de Messalina para conseguir o que quer, o Senado aceitará a sugestão e pô-los-á aos dois à sua cabeça!
Cumhuriyet'in sonunu da.
E do fim da República.
Umudumu çok önceleri ona bağlamış olabilirdim tabii o, babanın şu saçma Cumhuriyet hayallerini paylaşmamış olsaydı.
Podia tê-lo feito há muito tempo se ele não partilhasse a mesma esperança idiota do vosso pai, o regresso da República.
Marcellus'un ölümü, Cumhuriyet'in geri getirilmesi isteklerine yol açtı büyükannemin istediği en son şey.
A morte suspeita de Marcelo despoletou renovadas exigências do regresso da República, a última coisa que a minha avó queria.
Cumhuriyet mi?
A República?
Cumhuriyet dediğiniz tümüyle saçmalık bir şeydi!
A República não passava de um embuste!
Tıpkı baban gibisin. Durmadan Cumhuriyet isterdi.
Sois como o vosso pai, também desejais o regresso da República.
Nasılsın? Cumhuriyet'te işler nasıl?
Como vais tu e a República?
CUMHURİYET SAVCISI
PROMOTOR PÚBLICO