Cüce tradutor Português
1,489 parallel translation
Cüce pazarını sen ele geçiremezsin!
Não podes ficar com o mercado dos anões!
- Senin cüce fikrinden bıkkınlık geldi.
- A tua idéia de anão já está batida.
Geç bakalım, cüce.
Estava a olhar para o meu rabo, seu anormal.
Seni küstah cüce evladı!
Insolente filho de um monstro!
Mastürbasyon yapan bir cüce.
Um anão punheteiro?
- Kötü küçük cüce.
- Seu elfinho mau.
Bir cüce derneği futbol kulübü kurmaya karar vermiş. Böylece...
A associação de anões decidiu criar um clube de futebol então...
Beni duymadın mı, cüce? Herkes ben ne dersem onu yapar.
- faça-me o favor, todos fazem o que eu disser
Hep cüce gibi abileri jokey yaparlar.
São sempre uns gajos meio anões.
Cüce amcam, ineğe eşşek gibi delikler açmaya başladı.
e o pequenote começa a esfaquear a vaca, a abrir-lhe grandes buracos de lado
Bir zaafın mı var cüce kadınlara?
Tens um fraquinho por mulheres anãs?
Bekleyin, bir cüce vuruldu?
Espera. Um gnomo foi alvejado?
Kim cüce ateş ki?
Quem alvejaria um gnomo?
Onun için olmadığını biliyorum şişko cüce.
Sei que não são para ele, baixote.
Sanırım şu cüce motosikletlerin bir kısmını... Eyalet sınırındaki depodan taşımayı düşünüyor. Tamam.
E acho que ele está a tentar vender algumas daquelas motas pequenas de um armazém à saída de Stateline.
Tam olarak cüce değil, ama zar zor uzunluk koşuluna sahip, ve siyah.
- Não é bem anã, mas mal tem a altura mínima exigida, e é negra.
- Ne? Siyah cüce olmayacak.
- A anã negra fica de fora.
Teddy'nin arkadaşı cüce, biliyor muydun?
Sabias que o amigo do Teddy é anão?
Altın cüce.
- É o anão de ouro.
Bu "cüce" olayından nefret ediyorum.
- Odeio que me chames "anão".
Bu cüce de kim?
- Que anão é aquele?
Ben bir cüce değilim, seni pislik.
- Não sou um anão, parvalhão!
Cüce muhabbetini bırakın.
Esquece isso.
O üçüncü kekini yemekle meşgul bir cüce.
É um anão que já vai no terceiro monte de panquecas.
Tek kalan çirkin, kör cüce mi?
Já só resta a cria feia e cega?
Çocukluğumdan beri bana cüce derdi.
Ele chamava-me "pequenote", desde que me lembro.
- Benim, cüce.
- Sou eu, pequenote.
Hadi, cüce, buradan çıkmalıyız.
Anda, pequenote, temos de sair daqui.
Selam cüce.
Olá, pequenote.
Garrett, hiçbir şey fark etmezdi cüce olsan bile.
Garrett, não teria feito nada diferente apesar de seres um pequenote.
Bol şans ulaşabilmen için, ezik cüce.
Boa sorte para a alcançar, falhada minúscula.
- Orada olmanı söyledi cüce herif.
- Diz para lá estares, meia-leca.
Sakalsız bir cüce misin?
Deves ser uma espécie de duende sem barba.
Ben cüce değilim!
Não sou um duende!
Cüce, barmene şöyle der " Ona insan sopası diyorlar.
Então o mediano diz ao barman :
Anlaşmada yalnız bir cüce vardı, iki değil.
Eu aceitei um anão, não eram dois!
Sen neden bahsediyorsun, cüce?
De quem você está falando?
Bir cüce iki devle karşı karşıya.
Um David contra dois Golias.
Vay, vay. Bu Zıplayan Cüce değil mi?
Vejam só... "O Anão Saltitão"!
Ve işte böyle yapılır cüce.
Tiffany Lai E é assim que se ganha, anã!
Sanırım cüce olan adamla çıkmalıydım.
Acho que ia com o anão!
Cüce, kraliyet yamacına yerleştirildiği zaman, cüce vuruşunu yapacak küçük parmaklarıyla kralın gözlerini çıkaracak...
Eu sei. Eu poderia fazer uma coroa em que se pudesse esconder um anão.
Yeni fırçalanmış dişlerinden cüce kralıma nane kokulu kolye yapacağım.
Os teus dentes bem limpos darão um colar bem giro para o meu rei troll.
Üstelik onlarda tonlarca cüce var.
E eles têm montes de anões.
Benim vazomun orda ne kadar çok cüce cin olduğuna inanamıyorum.
Já viste quantos leprechauns estão na minha urna?
Demek istediğim orada bir sürü cüce cin var.
Estão montes de leprechauns lá fora.
Kör olmayı mı yoksa cüce olmayı mı?
Cegos ou anões?
Birincisi cüce bir zenci.
A primeira é uma anã negra.
Cüce ha?
Eu sou anão?
Kafamın orta kısmını traş ettirebilirim, buraya da bir cüce gizlenebilir.
Mas a cabeleira está fixe.
- Cüce Cin.
Um Duende.