Daisy tradutor Português
2,684 parallel translation
Ama hayır, sadece Daisy'nin dediği şeyi düşünüyordum Monica Craig kanserden ölmedi.
Estava a pensar no que a Daisy disse... sobre o cancro da Monica Craig não ser a causa de morte.
- Bugün Daisy'i gördüğümde... - Olmaz!
- Quando hoje vi a Daisy...
Daisy'i gördüğün için karar almak yok, anlayor musun?
Não tomes decisões baseado em teres visto a Daisy, entendido?
Daisy çok iyi olduğumu söyledi.
A Daisy disse que fui bastante bom. Estás a ouvir?
Yeğeninin adı da Daisy, değil mi? - Evet.
- Tem uma sobrinha chamada Daisy.
İsmi de Daisy.
Chamada Daisy?
- Hadi ya, Daisy mi?
- Não! Daisy?
Daisy çok yolculuk yapıyor. Ben de geceleri çalışıyorum. Seks yapmaya pek fırsat...
A Daisy trabalha muito, eu trabalho à noite, a nossa margem para fazer sexo é...
Daisy'ninkini giymişim.
Vesti as calças da Daisy.
Daisy, ben geldim.
Voltei, Daisy.
Daisy!
Daisy?
Daisy!
Estou aqui, Daisy.
- Daisy!
- Daisy?
Daisy'yi tanıyor musun?
Conheces a Daisy?
Daisy!
Daisy!
Telefonumu, cüzdanımı ve onurumu Daisy'nin evinde unuttum.
Deixei o meu telemóvel, a minha carteira e a minha dignidade em casa da Daisy.
Daisy, çok haylazsın.
Daisy, és uma provocadora!
Emin değilim ama gerçek adımın Daisy olduğuna inanmıyor.
Não sei ao certo, mas não acredita que me chamo mesmo Daisy.
Hayır, teşekkür ederim Daisy.
Não, obrigado, Daisy.
Daisy bagajlarını kaybedecek.
A Daisy vai desviar-lhes a bagagem.
- Teşekkürler, Daisy.
- Obrigada, Daisy.
Bence sen kendin için oldukça harikasın, Daisy.
Bem... Também acho que tu és maravilhosa, Daisy.
Daisy bunu, Deanna Barbieri'nin köprücük kemiğinde buldu.
A Daisy encontrou isto na clavícula da Deanna Barbieri.
- Çalışmanın utanılacak yanı olmaz Daisy.
- Daisy, não é vergonha trabalhar.
Daisy, Ivy, temizleyin şunu. Sanırım Bay Çok Bilmiş temizlemeyecektir.
Daisy, Ivy, limpem esta porcaria, porque o espertalhão não limpará.
Belki Daisy bana birkaç tavsiye vermek ister?
Talvez a Daisy queira dar-me uma dica ou duas.
Daha ne beşameli ne de somon için tere sosunu yaptım!
Ainda não fiz o bechamel, nem o molho de endro para o salmão. - Daisy?
- Daisy? - Ama benim yapacak kendi işlerim var.
- Tenho as minhas coisas.
- Sen de deneyebilirsin Daisy.
- Podias fazê-lo, Daisy.
Ona yardım etmelisin Daisy.
Tens de ajudá-lo, Daisy.
- Aferin Daisy.
- Bom trabalho, Daisy.
Niye vermeyeyim Daisy.
Não me importo nada, Daisy.
- Elbette biliyor değil mi Daisy?
- Claro que sabe. Não é, Daisy?
Onu göreceği için seviniyor Daisy. Sevinmeliyiz de.
Ela acha que seria bom vê-lo, Daisy e realmente seria.
Fakat Ivy ve Daisy ile başımız dertte.
Mas tivemos tanta confusão com a Ivy e a Daisy.
Yeter Daisy.
Calma aí, Daisy.
Merhaba Daisy.
Olá, Daisy.
Değil mi? Daisy?
Não estamos?
Jimmy?
Daisy? Jimmy?
Sensiz burası aynı değil, değil mi Daisy?
Isto não é o mesmo sem ti, pois não Daisy?
Jimmy, bunları çıkarabilirsin. Daisy sosu getiriyor.
Jimmy, as entradas podem seguir e a Daisy levará o molho para cima.
Bu, Daisy için pek kolay olmayacak.
Não vai ser muito fácil para a Daisy.
Daisy burada mı?
A Daisy está cá?
Daisy buraya Alfred'i görmemek için mi geldin?
Daisy, estás aqui para evitar ver o Alfred?
Daisy, hayatında aşık olacağın fazla insan olmayacak,... Alfred de onlardan.
Daisy, não haverá muitas pessoas que vás amar nesta vida, e ele é uma delas.
Şimdi istasyona gidiyorum Daisy.
Vou agora para a estação, Daisy.
Çok nazik bir hareket Daisy.
Foi simpatia dele, Daisy.
Hep bana iyi davrandın Daisy.
Foste sempre tão boa para mim, Daisy.
Sonsuza kadar, Daisy.
Amigos para sempre, Daisy.
İyi misin, Daisy?
Estás bem, Daisy?
Daisy'ye çalıştın mı?
Trabalhaste no The Daisy?