Danız tradutor Português
7,277 parallel translation
Aslına bakarsan Arlington'danız.
Tecnicamente, somos de Arlington.
Hava filtre sistemini ters çevirmek için dışarıdan hava almalıyız.
Tens de puxar o ar de fora para dentro para reverter o sistema de filtro de ar.
Dağ adamları kapının dışarıdan açılamayacağını sanıyor o yüzden korunmasız bırakıyorlar.
Os homens da montanha pensam que a porta não pode ser aberta pelo exterior, por isso a deixam sem guarda.
Los Angeles'dan ayrılmalıyız.
Temos de sair de Los Angeles.
Aynı anda hem Dahlia'dan kaçıp hem de Klaus'tan saklanamayız.
Se nos queres proteger, dá-nos algum tempo.
Kendi kızın yerine dışarıdan birini mi seçtin?
Selecionaste uma pessoa de fora na vez da tua própria filha?
Kız arkadaşınla uğraştığım için kusura bakma.
Desculpa, Dan. Desculpa por estar a chatear a tua miúda.
Şu ana kadar Bennigan'dan cevapları alma umudun boşa çıktı. Hatta umudunun çok uzağındayız.
Até agora, a sua esperança que o Bennigan tivesse as respostas todas, tem-se revelado infrutífera.
İkimiz de FBI'danız.
Ambos somos do FBI.
66'dan 39A'ya, girdiğimiz evde durumumuzu koruyacağız.
Três Niner Alpha, 66 verificando a situação da boleia para casa.
39A'dan 66'ya. AMT 20 dakikaya dışarıda olur. Top atışı için fazla yakınsınız.
66, Três Niner Alpha, QRF está a 20 Mikes e tu estás perigosamente perto da artilharia.
Biliyorsun, bu olay gerçekleştiğinde.. .. izinli olduğumuz için yukarıdan buna birşey demeyecekler.. .. bu işin çaresine bakacağız.
Eu acho que... sabes, em termos da nossa carreira, vamos ficar bem, porque aconteceu enquanto estávamos de licença, mas temos que descobrir o que... vamos fazer.
0'dan 99T'ya, bölgeden ayrılmanızı tavsiye ediyoruz.
Niner Niner Tac, aqui é Zero solicitando retirada.
Tabii Pentagon'dan daha güvenilir istihbaratınız varsa başka.
A menos que tenha mais informações do que o Pentágono.
Koa'dan hoşlanıp hoşlanmamamızın bir önemi yok.
Não interessa se gostamos dela ou não.
Kroger'dan önce de Lovers'Lane'di mekanımız.
- Antes de ser o Kroger, era a Alameda dos Amantes.
Kalsiyum, folik asit, A'dan Z'ye tüm vitaminler.
Cálcio, ácido fólico, vitaminas de A a Z.
Mona'ya olanlardan sonra, Alison'dan mümkün mertebe uzak olmamızın en iyisi olacağına karar verdik.
Depois do que aconteceu à Mona, todas decidimos que o que seria inteligente era ficar bem longe da Alison.
Acıdan kurtaracağımız ruhlar adına sana teşekkür ederiz. "
Obrigado em nome das almas de que pouparemos sofrimento ".
Sızıntıdan önce onu biliyordu.
- Ele soube antes da fuga de informação.
Siz onun öğretmeni, rehberlik danışmanıydınız.
Tem sido o seu professor e conselheiro.
Roma'dan çok uzak diyarlardayız Da Vinci.
Estamos muito longe de Roma, Da Vinci. Levem-nos!
Oluşan yaranın şekline göre eğitimsiz bir süvari tarafından böyle bir açıdan ateş edilmesi imkansız.
O ângulo da ferida diz-me que o cavalo tinha muitos palmos de altura, quase impossível para um cavaleiro inexperiente.
Polisten kaçtın, Retro Kız'dan bile kurtulmayı başardın.
Conseguiste fugir da policia, até iludiste a Rapariga-Retro.
Şu an olayı bu açıdan ele alamayız. Düşünmeye devam edin.
Não podemos usar esse ângulo agora, continuem a pensar.
Bak ne diyeceğim. Hadi çatıdan inip ayaklarımızı yere bir basalım, olur mu?
Vamos sair deste telhado e ir para terra firme.
- Seattle'dan biraz alırız.
- Podemos comprar um pouco.
Bir gezide, Büyük Britanya'dan gelen bir kız tekneye binmişti.
Uma vez, uma miúda da Grã-Bretanha estava no barco.
Ama ara sıra hâlâ merak ediyorum o Büyük Britanya'dan gelen kız nasıl bir tepki verirdi ona gülüşünün güzel olduğunu söyleseydim.
Mas às vezes, ainda me pergunto o que ela teria feito... Se eu tivesse dito : "Adoro a tua gargalhada".
- Neyi? O kapıdan çıktığımızda resmi emirlerimiz, yaptırımlarımız, korumamız, gizli kimliğimiz olmayacak.
Quando sairmos por aquela porta, não temos quaisquer ordens oficiais... nenhuma aprovação oficial, nenhuma protecção, nem disfarce.
- Eminim Kral'ı çağırırsanız... - Kral'dan bahsetmiyorum. Gerçek babasından bahsediyorum.
- Não o Rei... o pai dele.
Çiftler genelde onları neyin evlilik danışmanlığına getirdiğini bilmezler. Lakin sizin gelmek istemiş olmanız sizin açınızdan pozitif bir adım.
Os casais nem sempre sabem... aquilo que os traz a um conselheiro matrimonial, mas... o facto de terem querido vir, é... um passo positivo.
Belki de danışmana ihtiyacımız vardır.
Talvez precisemos mesmo de terapia.
Evlilik danışmanına ihtiyacınız bile kalmadı.
Vêem, e nem sequer precisaram de um terapeuta para casais.
Onu Arkham'dan uzak tutmak için elinizden geleni yaptınız.
Acho que tem feito tudo o que pode para mantê-la fora de Arkham.
Porto Riko'dan sonra stok yapmamız gerekiyor.
Depois de Porto Rico, precisamos de provisões.
Adımın Leydi Sif olduğunu söyledin ama Asgard'dan neden ayrıldığım, beni Midgard'a neyin getirdiği zırh yerine neden bunları giydiğim... -... birer gizemden ibaret.
Dizeis que me chamo Lady Sif, mas por que deixei Asgard, o que me trouxe até Midgard, por que uso estas peles em vez de armadura é um mistério.
S.H.I.E.L.D.'dan mısınız?
Lamento. É da S.H.I.E.L.D.?
Direktörleri kapı kapı dolaşan bir satıcıdan farksız.
O Director é um vendedor de porta a porta.
Sizin danışmanlığınız altında, benim yöneteceğim tek bir S.H.I.E.L.D.
- Uma SHIELD. Onde eu serei o diretor, com o vosso aconselhamento.
Seninle birbirimize çok benziyoruz ikimizin de dışarıdan görünen hayatımız farklı.
Sabes, tu e eu somos muito parecidos.
Hırsızımız çaldığı şeyleri ön kapıdan çıkarmamıştır.
O nosso ladrão não saiu, propriamente, pela porta da frente.
Buraya bir sürü kız geliyor ama hepsi evlenecekleri adamın şu kapıdan girip boşluktan şikâyetçi olmasını bekliyor.
Entrevistei rapariga após rapariga, e para quê? Elas apenas querem que os seus futuros maridos... entrem por aquela porta, a queixar-se de uma cárie.
- SSR'dan mısınız?
Vocês são os tipos da R.C.E.?
Sizin yardımınızla, herkesin yakın zamanda gerçekleşen saldırıdan etkilenmiş herkesin ve Hell's Kitchen'i evi olarak gören herkesin daha parlak bir gün görmesini sağlayacağız.
Com a vossa ajuda, podemos garantir que todas as pessoas afetadas pelos ataques recentes, e todos aqueles que consideram Hell's Kitchen a sua casa, verão um futuro melhor.
Meksika'dan mısınız?
Mexicano?
Ayrıca Sentinel'dan arkadaşınız Tim Corbet aradı.
Também ligou o seu amigo Tim Corbet da Sentinel.
Şu kapıdan çıkacaksınız.
Queiram sair por esta porta.
On beyazdan, on kırmızıdan ayır. Onları say.
Dez brancas, dez vermelhas, deixa-as separadas.
Bu adam bilinmeyen bir taşıyıcıdan gelen viral ansefalitin dolayısıyla psikoz rahatsızı.
Este homem sofre de psicose causada por encefalite viral de um vírus desconhecido.
Cisco'dan haber aldınız mı?
Sabes do Cisco?