Daylight tradutor Português
43 parallel translation
Dava lllinois mahkemesinde temyize gitti Daylight Kitap Şirketi'ne karşı Summerville, US268 - hayır, bir dakika.
Vão recorrer em Illinois, e alegar Daylight Book Company vs. Summerville, US268 - esperem,
# Ve gün ışığı solmaya başladığında
# And when the daylight hour rolls around
# Gün aydınlanır ve ben evime gitmek isterim. #
Daylight come and me wan'go home
Gün aydınlanır ve ben evime gitmek isterim. #
Daylight come and me wan'go home
Gün aydınlanır ve ben evime gitmek isterim. # # 6 ayak, 7 ayak, 8 ayak boyu salkım.
Daylight come and me wan'go home
Gün aydınlanır ve ben evime gitmek isterim. # # 6 ayak, 7 ayak, 8 ayak boyu salkım.
Lift six foot, seven foot, eight foot bunch Daylight come and me wan'go home
Gün aydınlanır ve ben evime gitmek isterim. #
Six foot, seven foot, eight foot bunch Daylight come and me wan'go home
Gün ışığından daha sıcak...
Friendlier than daylight
Gün ışığının dostları...
Friends of the daylight
Daylight Kasabası Ortaokul ve Lise Müdürü ile görüşme.
Estamos a falar com o Diretor Elliot West, na escola preparatória e secundária de Daylight.
" Kingdom of daylight's dauphin,
" Delfim do Reino da Luz,
Jane'e bunu yapanlar "Daylight" operasyonu hakkında bilgiye sahipler.
Estou cada vez mais certa que as pessoas que fizeram isto à Jane sabem sobre Daylight.
Eğer Daylight hakkında bilgiye sahipse, ortadan kalkmalı.
Olha, se ela sabe mesmo sobre Daylight, Ela tem que desaparecer.
Eğer bu kızın vücudunda "Daylight" ile ilgili dövmeler varsa çok ciddi sorunumuz var demektir.
Se essa mulher tem informações sobre o Daylight no corpo, então estamos em problemas muito sérios.
Eğer kızın vücudunda Daylight ile ilgili bilgi varsa, başımız dertte demektir.
Se essa mulher tem informações sobre o Daylight no corpo, então estamos em problemas muito sérios.
Kız Daylight'ı biliyorsa kim bilir başka kimler biliyordur?
Olha, se a tua rapariga sabe sobre o Daylight, então quem mais sabe?
Bu kızın vücudunda Daylight ile ilgili bir bilgi varsa başımız dertte demektir.
Se essa mulher tem informações sobre o Daylight no corpo, então estamos em problemas muito sérios.
İşin doğrusu, Daylight.
A verdade... ... chama-se Daylight.
Davenport'un yardımı ile Daylight projesi işe yarayabilir.
Com a ajuda do Davenport este programa Daylight, pode mesmo funcionar.
Carter bana Daylight'ı kullanmadığını söyledi.
O Carter disse-me que não estás a usar o Daylight.
Daylight onlarla mücadele etmemiz için bize gerekli olan kozu verdi.
O Daylight deu-nos a vantagem que precisávamos para combatê-los.
Sonra Daylight onunla bir kampanya çalışanı arasında bir telefon görüşmesi yakaladı.
E o Daylight interceptou uma chamada entre ele e um colaborador de campanha.
Bu Daylight'ı bildikleri anlamına gelmez.
Isso não significa que sabem alguma coisa sobre o Daylight. Não interessa.
- Evet. Daylight ortaya çıkarsa, orada suçlu idaresi yok.
Se o Daylight for divulgado, lá podemos evitar a extradição.
Bu kızın vücudunda DayLight ile ilgili bilgi varsa başımız dertte demektir.
Se essa mulher tem informações sobre o Daylight no corpo, então estamos em problemas muito sérios.
İşin doğrusu ismi Daylight.
A verdade chama-se Daylight.
İsmi Daylight.
Chama-se Daylight.
Jane Doe bizi Daylight'la ilişkilendiren tek kişi.
A "Desconhecida" liga-nos ao Daylight.
Birisi Guerrero aracığılıyla Daylight'ı ortaya çıkarmaya çalışıyorsa onu yasal olarak tarafsız kılmak için akıllarına gelen her şeyi yaparlar.
Se alguém está a tentar expor o Daylight através do Guerrero, torná-lo legitimo neutraliza tudo que eles pensam ter.
Mayfair'in karşı koyamayacağı bir suçlamada bulunmak için yasadışı istihbarat ve muhbir kullanacağız.
No caso da Mayfair utilizar informação ilegal e informadores falsos a forçar condenações que nunca deveriam ter sido submetidas. "Daylight."
"Daylight." Yasadışı çalıştık.
Operámos fora da lei.
Daylight'ı itiraf etmelisin.
Devia expor tudo sobre o Daylight.
Daylight'ı kurcalamanı istemiyorum.
Não quero que ponhas as mãos no Daylight.
Daylight yasadışı bir NSA programıydı. Ama tahmin ediyorum ki size bunu anlatmamıza gerek yok.
Daylight era um programa ilegal da NSA, mas acho que não precisamos te informar disso.
Beni buldular. Birileri Daylight'ı biliyor.
Encontraram-me, alguém sabe sobre o Daylight.
Daylight Come Security'den arıyorum evinizden bir alarm aldık. - Alo? - Alo.
- Alô?