English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Demeyeceğim

Demeyeceğim tradutor Português

308 parallel translation
Hiçbir şey demeyeceğim...
Nada...
Bunun için şimdi size hoşçakalın demeyeceğim.
Então, ainda não me despedirei.
Haçları geri getirmedikçe sana iyi geceler demeyeceğim.
Dar-te-ei as "boas noites" quando devolveres as cruzes.
Ne dersem hoşgörülü bir alay ile karşılanacak, o yüzden bir şey demeyeceğim.
Seja lá o que eu diga vão considerar com uma ironia tolerante, então não digo nada.
Ona hiçbir zaman merhaba demeyeceğim.
Nunca lhe direi olá.
Peki Sinyor. Başka bir şey demeyeceğim.
Pronto, señor, não digo mais nada.
Yaptıklarıma dün doğru derken bugün yanlış demeyeceğim.
Não direi hoje que a nossa política estava errada... quando dizia ontem que estava certa.
- Demeyeceğim de!
- Nem peço!
Onlara "evlenemezsiniz" demeyeceğim. Ama benim mutlu davranmamı beklemeye...
Não vou dizer que não podem casar, não tenho direito, mas não podem esperar que fique feliz com algo que um homem normal...
- Sana Napster demeyeceğim.
- Não vou chamar-te Napster.
Bayanlar, baylar. Bu hafta şunu demeyeceğim :
Senhoras e senhores, não vou dizer simplesmente :
Seni gördüğüme sevindim demeyeceğim ama seni gördüğüme sevindim.
Não digo que estou feliz por te ver, mas, bolas, estou feliz por te ver.
Bak, ben bir şey demeyeceğim!
Entre. Não irei!
Hayır, demeyeceğim.
- Não, senhor.
Kaydı olabilecek bir adama'kaydı yok'demeyeceğim.
Não vou deixar um tipo sem cadastro se ele puder ter um.
Çocuklara iyi bak demeyeceğim çünkü biliyorum ki bakacaksın.
Não te digo para cuidares dos miúdos... porque sei que o farás.
Anneme iyi bak demeyeceğim, çünkü biliyorum ki onu da yapacaksın.
Não direi para cuidares da Mamã porque sei que farás isso também.
Artık "siz" demeyeceğim. Bundan sonra "sen" diyeceğim.
Lindas raparigas enamoradas a comprar laranjas...
Demeyeceğim.
Não digo!
Hayır demeyeceğim.
Não digo que não.
Galiba artık hiç "Siktir et" demeyeceğim.
Nunca mais volto a dizer "que se lixe".
Her hafta sonu bize gelebilirsiniz demeyeceğim.
Não vou dizer que podem ir à casa todos os fins-de-semana.
Söz veriyorum... artık hayır demeyeceğim... ve pişman olmayacağım.
Por isso, prometo-vos : basta de recusas... e de arrependimentos.
Dört demeyeceğim.
Não vou chegar a quatro.
"ne olduğunu bilmiyorum çok yorgunum" demiştin ben tamam demiştim ama artık tamam demeyeceğim.
Sou o Milton, lembram-se? Como a minha caneta?
Jurek ile evlenmek istersen sana hayır bile demeyeceğim.
Mesmo que queiras-te casar com aquele rapaz Jarek, Não te direi para não o fazeres Não importa o quanto tu quizesses que eu o fizesse
- Bir daha demeyeceğim.
- Não volto a repetir. - Chega-te para lá!
Bir daha hiçbir zaman golfa sıkıcı bir oyun demeyeceğim.
Nunca mais chamo o golfe de estúpido.
- Lütfen, de. Lütfen demeyeceğim.
- Pede por favor.
Çocukken annemi kaybetmemiş olsaydım, bu yollara düşmezdim demeyeceğim, kodeste herkes öyle der ya.
Não estou a dizer que o meu destino teria sido diferente... se a minha mãe fosse viva quando era puto, na prisão, não ouvimos outra coisa.
Ona hiçbir şey demeyeceğim.
Não vou chamar-lhe "papá", não vou chamar-lhe nada.
Merhaba bile demeyeceğim.
Nem sequer vou dizer "olá".
Ama demeyeceğim.
Mas não vou.
Karşımdaki kadın seni seviyorum demedikçe seni seviyorum demeyeceğim.
Nunca mais digo "amo-te" a não ser que a outra pessoa o diga primeiro.
Diyemem. Ve demeyeceğim de.
Não posso e não o faço.
- Tamam ama ben sana öyle demeyeceğim.
- Pois, mas eu não te vou chamar isso.
Sana bir şey demeyeceğim.
Não quero dizer-lhe nada.
Ve kesinlikle oraya çıkıp yaptım demeyeceğim.
E decerto que não direi que o fiz.
Öyle demeyeceğim lanet olsun.
Não vou dizer isso, raios partam.
Öyleydim demeyeceğim lanet olsun.
Não vou dizer que estava, bolas.
Hiç bir şey demeyeceğim.
Já me calei.
Bu yüzden, kusuruma bakmazsanız size "hoşça kalın" demeyeceğim.
Por isso vão-me desculpar... se eu não disser adeus.
... "taşın" demeyeceğim.
- Não volto a dizer-te que saias.
Tekrar'otur'demeyeceğim!
Não volto a avisá-lo!
Sana fahişe filan demeyeceğim.
- Não te vou chamar cabra.
"Ben demiştim" demeyeceğim.
Não direi, "Eu bem disse."
Asla da demeyeceğim.
- Nunca disse isso, amor ; nunca o direi.
Artık başka bir şey demeyeceğim.
- Não digo mais nada.
Ağlama demeyeceğim ama formalite icabı yapılan çağrılardı.
mas meras comunicações :
Öğretmenime bir daha "pudra kutusu" demeyeceğim.
"NÃO IREI CHAMAR À MINHA PROFESSORA" BOAZONA " "
Ona baba demeyeceğim.
Mamã, tenho andado a pensar...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]