English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Demo

Demo tradutor Português

558 parallel translation
Senin kaybolduğunu düşündük.
Demo-lo como perdido. Vocês estão todos bem.
Onlara, saldırganlık durumlarında kullanmak üzere tam yetki verdik.
Em assuntos de agressão, demo-lhes poder absoluto sobre nós.
Kim o?
Pelo demo! Quem está aí?
Ona bir paket banyo köpüğü verdim. Suda balık gibi rahat olduk.
Ofereci-lhe gel para o banho e demo-nos como peixes na água.
Aklımı kaybetmiştim, tam kayalıktan atlayacakken... Şeytana meydan okumanın ve onu ait olduğu cehenneme göndermenin vakti gelmişti.
Nesse momento, eu estava realmente louco, e estava mesmo à beirinha do penhasco quando tinha chegado a altura de olhar o Demo nos olhos e de o mandar para o inferno, que era o lugar dele.
Biz her zaman iyi geçinmişizdir, değil mi?
Demo-nos sempre tão bem.
Size oda ayırmıştık...
Demo-vos o quarto...
Size, parka bakan... oda 12'yi verdik... eminim beğeneceksiniz... Çantalarınızı gönderteceğiz...
Demo-vos o quarto 12 que tem vista para o parque, de certo gostarão, mandarei as malas para cima.
- * Ve biraz eğlenmek istesen * - Demo hazırlıyorum.
And you wanna have some fun
Merak ediyordum da geçenlerde kayıt stüdyosunda demo albümü hazırlıyordum...
Olhe, o que me perguntava... Estou fazendo uma maquete em um estúdio de gravação.
demo, reklam gibi biraz para kazanmış olursun.
Pode ganhar uns trocados.
Demo işinden. Bu kadar aşağı düşmeyecek kadar iyisin sen.
- As apresentações.
Arkadaşlarımıza da verdik.
A sério, meu. Demo-las a uns amigos.
Hayır efendim satmadık, onu bedava verdik...
Não, não o vendemos. Demo-lo.
Dinleyebileceğimiz bir demo kasetiniz var mı?
- Tem uma cassete que eu possa ouvir? - Uma cassete?
Size tarımı öğrettik, portakal verdik, üzüm verdik, size bir kültür verdik.
Ensinámo-vos a agricultura. Demo-vos as laranjas, as uvas, o sistema de irrigação.
Veyahut, senin bir çift'şeytan köftesi'taktığını anlatmaya çalışıyor.
O que ele te quis dizer é que estás com dois dejectos do Demo.
Ralph, biz sana imtiyazların hepsini verdik ve şimdi tahminlerimize göre karımız şu anda seninkinden % 20 daha az.
Ralph, demo-lhe o benefício da dúvida... e nossas projeções estão ainda 20 % por debaixo das tuas.
Üzgünüm, Kressler, ama ben ve doktor, çok iyi geçindik, aynen böyle.
Desculpa Kressler eu e o Dr. demo-nos optimamente.
Bir demo çıkartabiliriz.
Poderíamos gravar um disco.
Willy ve ben hala iyi arkadaş olamadık.
No início o Willy e eu demo-nos mal.
Birbirimize kanımız kaynadı ve başka bir gün görüşmek için sözleştik.
Demo-nos muito bem e ficámos de nos encontrar no dia seguinte.
Şu anda müzik demo hazırlıyor.
Anda a gravar uma maqueta para um disco.
Bu bir varlık. Canavar bu.
É o Demo!
- Herkes memnun gibiydi.
Demo-nos os quatro lindamente. Todos pareciam muito contentes.
- Biz yalnızca sizinle demo kasedimizle ilgili konuşmaya gelmiştik.
- Só viemos por causa da nossa demo.
Sizler sözleşmesiz bir grupsunuz..... ve radyo istasyonuna zorla girip demonuzu canlı yayında çaldırmak mı istiyorsunuz?
São uma banda de garagem, e invadiram uma rádio para pôr a vossa demo no ar?
- Size söylüyorum, bu demo sağlam.
- Digo-te, é difícil.
- Adamım demo mahvoldu ya.
- Gaita. A demo ardeu.
Demonun öteki kopyasını getirmek.
Arranjar a outra cópia da demo.
Demo kasedi.
É uma cassete demo.
Gerçekten o demo kasedine ihtiyacım var.
Preciso mesmo da cassete demo.
Ekip, siperlerden dışarı!
Unidade Demo, avante!
Bu demoları.
Bem, isso é uma demo.
O nöbetçi doktordu ve öylece başladı.
Ela estava de serviço e demo-nos logo bem.
Çok iyi anlaştık.
Mas demo-nos tão bem!
Yıkım ekibi!
Demo! Demo!
- Frank, yıkım ekibi nerede?
Frank, onde está a equipa do Demo?
"Televizyonda iş istiyorsan bir demo çekmelisin." Ben de yaptım.
"Para conseguires um lugar na televisão, faz uma gravação." Então... eu fiz uma.
Demo kasetim var ya? - Evet?
Sabe, a gravação que lhe mandei...
Herkes der ki, televizyonda çalışmak istiyorsan bir demo yapman gerekir.
Todos diziam... "Para conseguires um lugar na televisão, faz uma gravação."
Az önce ufak bir plak şirketinin yapımcısıyla tanıştım. Çok taze ve rakipsiz bir sesim olduğunu söyledi ve "Kokan Kedi" ye demo yapmak istiyor.
Conheci uma produtora de uma editora pequenina que disse que eu tenho um som muito fresco e sereno e quer gravar uma demo do "Gato Fedorento".
Demo kasetim!
A minha cassete demo.
Yıldız Geçidi dizide anahtar bir mitolojik unsur çünkü birkaç mitolojik sisteme uyuyor Mısır, Kelt, İskandinavya dizide kullanılan üç ana sistem bunlar.
Osíris e eu demo-nos bem. O químico resultou. Por que não libertaste o veneno?
Demo hazır.
Bomba preparada.
Demo kasetleri kayıt şirketine götürüp parasını alamadan, sana demo kasetlerin parasını veremeyiz.
Não podemos pagar o preço das demos a não ser que levemos as demos à editora e sejamos pagos!
Askerlerinize kamp için en iyi topraklar. Halk Kurtuluş Ordusu tüm yiyecek ve konaklamanın bedelini ödüyor.
Demo-vos mais comida e as melhores terras para os vossos acampamentos.
Bugün iktidar Başkan Clark'ta ve onu oraya biz oturttuk çünkü hem yabancılardan hem de kendimizden korkuyorduk.
Hoje, o Presidente Clark tem o poder, e nós demo-lo a ele porque temos medo dos extraterrestres e medo de nós mesmo.
Biz Açıkçası burada da anlaştık.
Demo-nos bem aqui.
Hi, ben Demo's eczanesinden Laura.
- Farmácia.
Canavar.
O Demo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]