Dersu tradutor Português
65 parallel translation
Dersu!
Dersu...
Dersu Uzala.
Dersu Uzala.
Bak, Dersu.
Ouça Dersu.
Ertesi gün Dersu... tek kelime bile etmeden manganın başına geçti.
No dia seguinte, sem dizer palavra, Dersu tomou o seu lugar à cabeça do grupo.
Yağmurun söndürdüğü ateş... otlardan yapılmış yatak... ve bir parça Çin kumaşı...
Cinzas aplanadas pela chuva, uma cama de palha, um pedaço de tecido Chinês... tal com Dersu nos tinha dito.
Dersu'nun sözlerini doğruluyordu. Birkaç gün önce burada bir Çinli'nin gecelediği çok açıktı.
Um Chinês tinha certamente, passado aqui a noite, muito recentemente.
Dersu, yağmur dinene kadar bekleyelim.
Dersu, talvez devessemos esperar até a chuva parar.
- Eğlence olsun diye. - Geri çekil, Dersu.
- Porque gostamos de atirar.
- Dersu nerede?
Onde está Dersu?
Biraz seninle oturabilir miyim, Dersu?
Importa-se se me sentar consigo, Dersu?
Adamların ve atların büyük bölümünü Chernigovka'ya gönderdim. Dersu, Olentiev, Krushinov ve ben bir salla göle doğru gitmeye başladık.
Mandei a maior parte do grupo para Tchernigovka, e Dersu, Olentiev, Krushinov e eu... dirigimo-nos para lá numa canoa de fundo chato.
Dersu ve ben devam edeceğiz.
Dersu e eu continuamos.
Tamam diyorsan, tamamdır.
Você diz tudo bem, Dersu diz tudo bem.
Endişelenme, Dersu. Şimdi nereye gideceğimizi anlarız.
Não se preocupe Dersu, em breve vamos encontrar o caminho por que viemos.
Geceyi burada geçirmek zorundayız, Dersu.
Vamos ter que passar a noite aqui.
Ancak o zaman Dersu'nun benim için yaptıklarını anladım. Zekası beni kurtarmıştı.
Foi então que compreendi que a ingenuidade de Dersu me tinha salvo a vida.
Teşekkür ederim, Dersu.
Obrigado, Dersu.
Avlanmak, yok.
Dersu não pode caçar na cidade.
Ben sadece erzak isterim ben paraya ihtiyaç duymam.
Dinheiro, Dersu não precisa.
Sorun nedir, Dersu?
Que é, Dersu?
Dersu!
Dersu!
Ama Dersu bizimle olsa daha fazlasını başarabilirdik.
Mas se Dersu tivesse estado connosco, teríamos explorado muito mais.
Neredesin, Dersu?
Onde estás, Dersu?
- Merhaba, Dersu!
Como está, Dersu?
Hiç değişmemişsin, Dersu.
Eh, você não mudou nada, Dersu.
Ama hepsi gitti paranın.
Só que Dersu perde dinheiro todo.
Artık Dersu yanımda olduğu için kendimi güvende hissediyordum.
Sentia-me bem. Dersu estava connosco.
Dersu, ne dersin?
Dersu, que pensa? O nevoeiro vai levantar em breve?
Ya yaşlanıyorum... ya da kalbim fenalaştı.
Dersu a ficar velho. Ou Dersu tem cabeça não trabalhar.
Orada biz dururken o da tam buradaydı.
Quando Dersu parei além atrás, ele muito perto.
İki at çamura saplandı. Bu senin pipon mu Dersu?
Dersu, isto é o seu cachimbo?
- Dersu, nedir bu?
- Que é isto?
Onlar benim gömleğimde delikler açar, ben de onların!
Eles fazem buraco na camisa de Dersu. Mim fez buraco neles.
Dersu, sakin ol.
Dersu, não se preocupe.
Ne durumdasın?
Segure-se, Dersu!
Dersu'ya dair en candan anılarım... o sonbaharın başlarına ait.
Entre as recordações que tenho de Dersu, as mais felizes... estão ligadas ao inicio do Outono.
Korkma, Dersu. Ölü bir kaplan sana zarar veremez.
Um tigre morto não lhe faz mal.
Ama Kanga verir! Başka kaplan gönderir!
'Kongnga'vi mandar outro'Amba'atrás de Dersu.
O günden sonra Dersu değişti. Somurtmaya, huysuz davranmaya başladı.
Daquele dia em diante Dersu tornou-se taciturno e irritável.
İyi akşamlar, Dersu.
Boa noite, Dersu.
- Dersu, neden ateş etmedin?
- Por que não atirou?
Herkes bazen ıskalar, Dersu.
Mesmo o melhor atirador falha um tido uma vez ou outra.
Neden vuramadı ben onu?
Por quê Dersu falha?
Ateş edince, hedefi vururdum. Şimdi vuramıyorum.
Sempre Dersu nunca falha.
Ne oldu, Dersu?
Obrigado! - Obrigado por quê?
Muhtemelen Dersu'nun Kaplan derken asıl... söylemek istediği yaşlı bir adamın hayal gücü ile ormandan duyduğu korkuyu anlatmaktı.
É provavel que aquilo a que Dersu chamava'Amba'... fosse uma manifestação de terror que os bosques agora causavam, um fantasma que que atormentava a imaginação de um velho cansado.
Dersu, güneşin ne olduğunu biliyor musun?
- Sabe o que é o sol?
Güle güle, Dersu.
Adeus, Dersu!
Ne oldu, Dersu?
- Que se passa, Dersu?
Ayı gibisin!
Dersu, parece um urso.
Benimle Khabarovsk'a gel.
Dersu, venha comigo para Khabarovsk.