Detektif tradutor Português
1,726 parallel translation
Ve "komik" derken detektif, elbette komik olmadığını kastediyorum.
E quando eu digo que é engraçado, detective, é claro que significa que não é.
İspiyoncu olmanı beklemiyorum, detektif.
Não estou a pedir para seres um, detective.
Detektif Carl Ames ( Emekli ) Crews'un Cinayet Davasındaki Baş Detektif Crews'u içeri davet etmişler.
Eles simplesmente deixaram o Crews entrar.
Eddie, Anna'nın arkadaşıdır, detektif, Jake'in değil.
Eddie é amigo da Anna, detective. Não do Jake.
Ben davayı üstlenmeden önce Detektif Crews kaç yıldır hapiste miydi?
Quanto tempo o detective Crews ficou na prisão antes de eu pegar no caso dele?
Detektif Crews.
Detective Crews.
Tiffany, Detektif Crews, sana bazı fotoğraflar gösterecek.
Tiffany, o detective Crews vai-te mostrar algumas fotos.
Bu beyninin tamamıyla yıkanmadığını gösterir. Detektif Blair'ı aramanı istiyorum.
Disseste que a Elizabeth parecia assustada, o que é bom, isso diz-me que ela não está completamente dominada.
Detektif Sam Blair lütfen.
Detective Samantha Blair, por favor.
Üvey babası seni vuran detektif Carl Neely'di.
O padrasto dela é Carl Neely, O detetive que atirou em você.
- Kim? Senin Detektif Kemp.
- O Detective Kemp.
Detektif Neely
Detective Nelly.
- Teşekkür ederim detektif.
- Obrigado, detective.
Detektif Vartann, onu buldum.
Detective Vartann, apanhei-o.
Detektif Monk.
Detective Monk.
Tebrikler detektif Monk.
Parabéns, detective Monk.
Detektif Cavaliere iyileşecek.
O Detective Cavaliere vai ficar bem.
Ben Detektif Jim Brass, Las Vegas Polisi.
Sou o Detective Jim Brass, da Polícia de Las Vegas.
Detektif Carl Ames ( Emekli ) Crews'un Cinayet Davasındaki Baş Detektif Tom Seybolt'tan geriye kalan bunlar.
Aqui está o que sobrou do Tom Seybolt.
Detektif Crews aradı ve burada olduğunu söyledi.
O detetive Crews ligou e disse que já estava aqui.
Detektif Crews'u gören oldu mu?
Alguém viu o detetive Crews?
Bölüm politikası gereğince, şehrimizin zengin çeşitliliğini sevgiyle kucaklıyorum detektif.
Eu aceito a rica diversidade da nossa cidade, detetive, como o departamento de polícia diz que eu devo.
Ben detektif Reese.
Sou a detetive Reese.
Ama itiraf edersen, hakkında cinayet ya da detektif Crews'a saldırmak suçlamasında bulunmayacağız.
Mas, se confessar, não te acusamos de homicídio, ou por atacar o detetive Crews.
Ya da detektif Reese'in kalemini çaldığın için.
Ou por roubar a caneta da detetive Reese.
- Detektif Crews?
Detective Crews?
Charlie Crews'un cinayet davasında soruşturmayı yürüten detektif siz miydiniz?
Foi o detetive encarregado no caso de homicídio do Charlie Crews?
Detektif Carl Ames ( Emekli ) Crews'un Cinayet Davasındaki Baş Detektif Davayı kapattıktan sonra, tazminatımı alıp emekli oldum.
Aposentei logo depois que de o fecharmos.
Hayır, detektif, karıma yazdığım aşk mektuplarının bir kopyasını saklamam. İhtiyacım olacağını düşünmemiştim.
Não, detetive, eu não guardo cópias de cartas de amor para a minha esposa, não sabia que precisava.
Şu anda dışarıda, detektif Crews ile bu konu hakkında konuşuyorlar.
É sobre isso que está a falar com o detetive Crews agora.
Şu anda detektif Crews'a resmi ifadesini veriyor.
Ele está a finalizando o depoimento oficial com o detetive Crews.
Detektif Carl Ames ( Emekli ) Crews'un Cinayet Davasındaki Baş Detektif Bir arkadaşına yatıya gitmiş.
Estava a dormir fora de casa.
Detektif, eğer bu olay basına yansırsa, bu gerçekten bizim işi çok bozar.
Detective, se isto chega ao média, isto vai mesmo prejudicar o nosso negócio.
Detektif... size dışarda bir şey söyleyebilir miyim, lütfen?
Detective... posso ter uma palavra consigo, lá fora, por favor?
İşte burada. "Davaya Detektif çavuş Roy Given bakıyor, Marylebone Lane polis istasyonundan."
Aqui está : "A chefiar o caso está o Detective Sargento Roy Given, da estação de polícia de Marylebone".
Sen detektif değilsin.
Não és uma detective.
Ben, Detektif Martin Soap.
Sou o detective Martin Soap.
Söylediklerinize kulak misafiri oldum ve Detektif Lee iyi bir polistir ama pekiyi bir kurgulama yeteneği yok.
Sou o detective Jack Andrews. Ouvi o que estava a dizer ali dentro e... bem, a detective Lee é uma óptima polícia mas tem pouca imaginação, percebe?
Ama, diğer detektif mesajları kimsenin bulamadığını söylemişti.
Mas a outra detective disse que ninguém conseguiu encontrar as mensagens de voz.
Bu kız çabucak detektif olacak.
Esta rapariga vai chegar a detective em pouco tempo.
Ne kadar iyi biri detektif.
Mas que belo detective.
Bu kızlardan hiç birini istemiyorum- - Detektif, bunu görmelisiniz.
- Agora não, estou ocupado.
- Detektif Winn diyeceksin evlat.
- É Detective Winn para ti, miúdo.
Detektif, şurada bir serseri bir şey gördüğünü söylüyor.
Detective, está aqui um sem-abrigo que diz que viu uma coisa.
Merhaba, detektif.
Olá, detective.
Detektif yapılması gerektiğini düşündüysen gerekliymiş demek ki.
Detective, se achou que era preciso ser feito... Então, acho que era.
İyi avlar, detektif.
Bom trabalho, detective.
- Detektif şefi.
- Chefe dos detectives.
Çok iyi, detektif.
Muito bem, Detective.
Erkek arkadaşım var, detektif.
Tenho um namorado, detective.
Cesedi bulduğumu, arkadaşım detektif Blair'a anlattım. Kırıp ve girmek yerine.. En son ölü vücudu bulduğumda
Contei à minha amiga detective Blair que encontrei o corpo enquanto passeava, ao contrário de invadir, que foi como encontrei o último cadáver pelo qual a chamei.