Deux tradutor Português
90 parallel translation
- Deux champagne.
- Champanhe.
Hay Allah, evet.
- Oh, meu Deux... Sim.
Beş yıl sonra, Amélie Montmartre'de bir kafe'de garson olmuştu.. .. "İki Değirmen"'de.
Cinço anos mais tarde emprega-se num café de Montmartre, o Deux Moulins.
- "İki Değirmen"'de, biliyorum.
- Deux Moulins, bem sei.
"Iki Degirmen kafesinde.. Saat 4'ten sonra"
"Café Deux Moulins ; vou lá muito á tarde a partir das 4 horas."
İki tabak salyangoz.
- Deux plats d'escargots.
"Un, deux, trois, zïpla." Neden dinlemedin?
"Un, deux, trois, salta." Por que näo me ouves?
Un, deux, trois, quatre...
"un, deux, trois... quatre..."
- Les Deux Amours.
- Les Deux Amours.
Bir iki üç.
Un... Deux... Trois...
Bir iki üç!
Assim : un deux trois!
O zaman bir başkasıyla nişanlı olmama rağmen soğuk aşk dünyam çılgın bir tutkuya dönüştü. Deli bir aşk. İki kişilik çılgınlık.
O meu pequeno romance no trabalho tornou-se uma paixão ardente, um amour fou, a folie à deux.
Paylaşılmış psikotik bozukluk mu?
"Folie à deux?" Não é isso.
Paylaşılmış psikotik bozukluk iki kişi tarafından paylaşılan delilik.
"Folie à deux." Uma loucura partilhada por duas pessoas.
Un ( 1 ), deux ( 2 ), trois ( 3 )... quatre ( 4 ). Birine delicesine aşık olduğunuz zaman, onu kesinlikle size göre olduğuna inanmak için bazı nedenler uydurursunuz.
Quando se fica apanhado por uma pessoa, arranja-se sempre maneira de acreditar que é a pessoa certa para nós.
Partnerinin onu kaldırmak için bir vince ihtiyacı olacak.
O par dela no pas de deux vai precisar duma grua para a içar.
Pas de deux dersinde partnerin Charlie olmalı.
Faz sentido que o Charlie seja o teu par na aula de pas de deux.
Kötü bir pas de deux partneri, kötü bir tenis partnerine benzer.
Um mau par no pas de deux é como um mau parceiro no ténis.
Çift Değirmen Kafesi.
"o Deux Moulins."
- Çift Değirmen'de, biliyorum.
Deux Moulins.
Kafeden biri mi?
Alguém do Deux Moulins?
Çift Değirmen Kafesi, saat 4'ten sonra.
CAFÉ DEUX MOULINS. SEMPRE ESTOU LÁ A PARTIR DAS 16 : 00.
Deux routes par là, puis tournez à gauche.
Passa duas ruas e vira à esquerda.
Özel öğle yemeği.
Almoço à deux.
Bugünün programına baktım. Almanca'm yoktur ama gösterinin kabaca tercümesi... "Ceza Kanunları, Bölüm 2."
Verifiquei e o filme de hoje, uma tradução imperfeita e nem sequer falo alemão, é "Código Penal Parte Deux".
- Les Deux Amour.
- Les Deux Amours.
Hup, iki, üç, dört.
Hup, deux, trois, quatre.
Hup, iki, üç, dört
Hup, deux, trois, quatre.
Tanrım, Pluto.
Deux, Pluto.
Parti "Les Deux"'daki arka odada.
A festa é nas traseiras do Les Deux.
İki.
- Deux.
Başka neden onunla San Diego'ya gitmek zorunda kalayım ki, hem de bizim seksüel tête-à-tête ya da pas de deux yıldönümümüzde.
Porque sou forçado a ir com ela San Diego no dia do primeiro aniversário do nosso "tête à tête" sexual ou "pas de deux", se preferes.
Seni aptal İngiliz, Le Kurbağa'yı yenebileceğini mi sandın?
Ingleses tontos, com seus pudins yorkshire, e peixe frito e papas. Pensavam que derrotavam a Rã? Um deux trois!
Folie à deux. ( Paylaşılmış Psikotik Bozukluk )
"Follie à deux" ( Folia à dois, em francês )
- İki fileto daha sipariş edildi.
- A pedir deux filetes.
Çocuğunu cuma geceleri Les Deux'a bile yollamaz.
Quer dizer, o gajo nem sequer deixa o filho dele ir ao Les Deux, sexta à noite.
Seni seviyorum 1, seni seviyorum 2 seni seviyorum 3...
Amo-te, un. Amo-te, deux. Amo-te, trois.
Ange, bu akşam, sen ve ben, saat 8 : 00'de Les Deux Copains'de rezervasyon.
Ange, esta noite, tu e eu temos reserva no Les Deux Copains, às oito.
Çok ilerlemiş bir beyin anevrizması var. Çok trajik bir "Pax de Deux" sırasında ölüyor.
Ela tem um grave aneurisma cerebral e morre no meio de um trágico "pas de deux".
Ee Bayan çok zengin ve dul kalmış Getty Part Deux, neden senin odana çekilip kendimize özel bir "dinoir" yapmıyoruz?
Então, Sr. Muito Rico e Recentemente Viúvo Getty Parte Dois, porque é que nós os dois não nos retiramos para a sua cabine para um pequeno "jantar" privado?
Pointe sınavından sonra adagio ile devam edeceğiz, sonra da pas de deux için eşleşeceksiniz.
Depois dos testes de ponta, faremos os do adágio, e então formarão duplas para o pas de deux.
Pas de deux için yardıma ihtiyacım var.
Preciso de ajuda com o pas de deux.
- Pas de deux mü?
- Pas de deux?
Pas de deux'nün anlamını biliyorum.
Sei o que é pas de deux.
Bu dağcılarla ilgili hikaye oldukça ilginç.
Alguém do Deux Moulins?
Daha birçoğu.
Saint-Julien, Entre-deux-Mers e cito só os melhores.
Bu, onda kötü izler bıraktı.
Recusaram-lhe seis vezes o prémio "Deux Magots", marcou-o muito.
Sanırım ikili dansımızdan hoşlanmadılar.
Não gostaram do nosso pas-de-deux.
Gevşek durmalısın. Gevşe. Ayakların ayrık dursun.
Tens de estar solto... relaxado, com os teus pés afastados e... 10 : 00, 2 : 00... um quarto para as três, tour jete... twist, por cima, pas de deux.
Un, deux, trois, quatre, cing, six. Tamam, SD-6 bunu duysun.
Vamos deixar que a SD-6 ouça isso.
Buna paylaşılmış psikotik bozukluk denir.
Isso chama-se "folie a deux".