English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Değişken

Değişken tradutor Português

803 parallel translation
Herr Frankenstein çok parlak bir genç, ve çok da değişken.
O Herr Frankenstein é um jovem muito brilhante, e contudo tão errático.
Kadınlar ne değişken!
Como a mulher é volúvel!
Güven çok değişken bir özelliktir.
A confiança é uma qualidade variável.
Ruh halim çok değişken.
Tenho um temperamento confuso.
- Elimizde değişken hızlı...
- Há uma velocidade variável...
Daha çok değişken, ince, gaz bileşimi gibi.
É mais instável, ténue, como um conjunto de gases.
- Ayın üzerine yemin etme. değişen ayın, yörüngesinde her gece yön değiştiren ayın üstüne yemin etme. Senin de aşkın onun gibi değişken olur sonra.
- Não jureis pela Lua, a inconstante Lua que muda mensalmente, na sua órbita, a menos que o vosso amor se mostre tão inconstante.
Değişken.
Variável.
- Kadınlar çok değişken mizaçlı.
- Hitler? - Mulheres são temperamentais.
Kararlarınız hava gibi değişken.
A sua mente é tão instável como o clima.
2 ) Dünya'dan uzaklaşan Ay'ın hareketine bağlı, değişken yerçekimi güçleri.
Dois : Níveis de força G em constante alteração devido ao afastamento da Lua da Terra.
Engin, muazzam örülmüş, etkileşimli, sürekli değişken... bir para egemenliği.
Um vasto e imanente, entrelaçado, de acção conjugada multi-variante, multinacional domínio dos dólares!
Senin DNA'ndaki de aynı değişken.
O mesmo desvio está no teu DNA.
- Bilmiyorum. Ama ne kadar değişken olduklarını göz önüne alırsak, bu olabilir.
- Não sei mas tendo em conta o quão volátil eles são, é bem possível.
Mars'ta hayat aramak, keşifler ve keyifler bulmak için değişken yapılı ortamın bize sunduğu başka bir yol da var.
Há uma outra maneira de pesquisar a vida em Marte, e a série de prazeres e descobertas, que esse meio heterogêneo nos reserva.
Her kültürün değişken değerleri olduğuna inanıyordu.
Ele acreditava que cada cultura tinha a sua própria validade.
Sapık ve değişken bir kişilğe sahip.
Sua personalidade é hábil e perversa.
Bu değişken çok aktif.
A variável está muito activa.
- Kim değişken?
- Quem é que está taciturno?
Tahminince Zelig'in değişken makyajı... metamorfozlarının fiziksel dışavurumudur.
"É a sua maquilhagem instável", sugere ela... "que conta para a sua metamorfose."
Bu değişken çapını değiştiriyor.
Esta variável altera o seu diâmetro.
- Sir Harry ne kadar değişken bir adam.
- Que cata-vento o Sir Harry é.
Değişken, standart sapma değerlerinin içinde, Dr Ludlum.
A variável encontra-se dentro dos limites aceitáveis, Dra. Ludlum.
Müzede değişken yumuşakçayla ilgili çok ilginç bir sergi olacak.
O museu vai ter uma exposição muito interessante sobre o molusco mutante.
Solunum değişken, nabız düzensiz, kan basıncı neredeyse sıfır.
Respiração irregular, pulso irregular, pressão sanguínea quase nula.
Gücü Atılgan'dan mekiğe aktarabilmek için... değişken fazlı bir çevirici gerekecek.
Vamos precisar de um inversor de fase variável para alinhar a energia da Enterprise com a da nave.
"... değişken ve saldırgan bir ruh hali, oldukça zeki, dengesiz.
" muito inteligente. instável.
Yaptıkları herşey çok değişken.
Tudo o que fazem é subtil!
Fakat küçük bir üçlü by-pass ve kalp piliyle Krusty kendine geldi. Ancak, o değişken bir palyaçoydu.
Mas depois de um triplo bypass e um pacemaker, o Krusty voltou.
Çok değişken bir iştir ve yavaşlatırsak işi, hafta sonları da çalışmamız gerekir.
É um negócio cruel, e se for em equipa, temos serviços até aos fins-de-semana.
Değişken bir indüksiyon alanı.
Um campo de indução variável.
Öyleyse çok değişken bir dönemde yaşadığımızı düşünmeliyiz.
Então você e I deve considerar isto nós estamos vivendo em tempos muito, muito variáveis.
Dr. Gallo'nun HTLV-III prototip izolatının genetik dizisi bizim LAV virüsümüze göre % 1'den az değişken.
A sequência genética do HTLV III de Dr. Gallo se difere do nosso vírus, LAV em menos de um 1 %.
- Başkanın programı değişken.
- O Presidente não tem horário fixo.
Sizin değişken garip ve zararlı olabilecek davranışlarınızdan ötürü, masum çocukları velayetinize vermeyi uygun bulmadım.
E eu me recuso a submeter três crianças inocentes ao seu comportamento potencialmente malígno.
DNA değişken hale geliyor.
O DNA se tornou móvel.
Değişken, ben Bıçak, mesaj almaya hazırız, tamam.
Variable, fala Knife, estás a ouvir? Câmbio...
Bıçak, ben Değişken, sinyaliniz beşe beş, tamam.
Knife, fala Variable, oiço claramente, câmbio.
Değişken, ben Ufak Gergedan.
Variable, fala Easy Rhino.
- Bıçak, ben Değişken, tamam.
- Knife, fala Variable, câmbio.
Ben Değişken.
Fala Variable.
Değişken, ben Bıçak, tamam.
Variable, fala Knife, câmbio.
Değişken, seni duyamıyorum.
Variable, não oiço nada.
Değişken, ben Bıçak, tamam! Kanal değiştir!
Variable, fala Knife, câmbio.
Değişken, ben Bıçak!
Variable, fala Knife!
Değişken, ben Bıçak.
Variable, fala Knife.
Değişken, ben Bıçak, hangi cehennemdesiniz?
Variable, fala Knife. Onde diabos está?
- Ölçümler değişken.
- Os valores estão a variar. - Como deviam.
Betazoidlerin çok başarılı hayvan terbiyecileri olmasını beklerdim. Yaratığın değişken arzularıyla çok fazla içli dışlı olurduk.
Estas são as viagens da Nave Estelar Enterprise.
- Değişken.
- Sim.
Ve onların sevgisi çok değişken.
A sua fortuna era tão tentadora, o seu carinho tão condicionado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]