English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Dijon

Dijon tradutor Português

64 parallel translation
Özel antrenörü üstad Dijon'lu Doutreval ile hergün alıştırma yapıyor.
Pratica todos os dias com o seu tutor, o grande Doutreval de Dijon.
kılıç uzmanı Dijon'lu Doutreval'i arıyorum.
Procuro Doutreval de Dijon, mestre de esgrima.
Fakat hiçbirinin Dijon'lu Doutreval gibi olmadığını söylüyorlar.
Dizem que ninguém é como Doutreval de Dijon.
- Bunu en son ne zaman içmiştin? - Dijon'da.
Desde Dijon que não vias uma destas.
Bayan Merrill Fransız hardalı ister.
Mrs. Merrill tinha de ter mostarda de Dijon.
Ve üç gün boyunca, mahzenler boyunca savaştık. Üçüncü gün şaşkın bir şekilde Dijon'a doğru baktım ve farkettim ki Burgonya'yı kurtarmıştık.
e durante três dias lutamos pelas adegas e no terceiro dia, desorientado olhando em direção a Dijon, reparei que tínhamos libertado a Borgonha.
Dijon'da güneşli otellerde kalırsınız, büyük yataklarda beyaz geceler geçirirsiniz.
Dormem em Dijon em hotéis rascas. Não dormem no comboio.
Ben Andre Botot, Dijon'dan hardal satıcısı.
E eu sou André Botot, vendedor de mostarda de Dijon.
Dijon'dan. Nasılsınız? Sergeant Yard'a şimdi çavuşum tarafından kayın pederimin kız kardeşini anlatıyordum.
Estava aqui a falar ao Sargento Yard da irmã do meu sogro do lado do meu sargento.
Ekmeğe bulanmış ve kızarana kadar sote edilmiş taze hani balığı. Tereyağı, arpa soğan karşı konulamaz Dijon hardalıyla.
É panado, salteado em manteiga e limão e com uma pitada de mostarda de Dijon.
Deniz pirinci ve radicchio maruluna yatırılmış... Fransız siyah mantarı aldım. Kenarına da Dijon hardal sosu koydurdum.
Escolhi o arroz selvagem com cogumelos franceses... sobre alface, com molho de mostarda para acompanhar.
Çok kalabalıktı, Merlok. Ve Dijon tek başınaydı.
Demasiadas pessoas, só um Dijon.
Devam et, Dijon.
Continua, Dijon.
Dijon, tuzağa basacak.
O Dijon desarmadilhará a armadilha.
Gel haydi, Dijon!
Anda, Dijon!
- Dijon!
- Dijon!
Sağol, Dijon. Ver.
- Obrigado, Dijon.
Hayır! Beklemene gerek yok. Dijon yetişir.
Quer dizer, não espere, o Dijon vai a caminho.
Dijon'un yanında geçmediler.
Eles não passaram pelo Dijon.
Sahip Dijon!
Mestre Dijon?
Dijon her şeyi aldı. Ev, fabrikalar.
O Dijon tem tudo - a mansão, as fábricas.
Büyük ve güçlü Dijon'un karşısına çıkmaya cesaret edemez.
Ele não se atreveria a confrontar o grande e poderoso Dijon.
Sağımda, Pierre Guillot, Dijon Üniversitesi'nden.
À minha direita, Pierre Guillot, da Universidade de Dijon.
Hayır, Ben hardal dedim, Jerry. Dijon ( Bir hardal çeşidi ).
Eu disse mostarda, Jerry...
Dijon olmadan sandviç yiyemezsin.
Não posso comer um sanduíche sem Dijon.
Pazartesi günü Dijon'da hazır bulunmam lazım, yoksa beni tekrar hapse gönderecekler.
Tenho de estar em Dijon na segunda, ou metem-me de novo na prisão. Eis o meu passaporte.
Dijon'daki şartlı tahliye memuruma gitmek zorundayım. Sonra ne olacak?
Tenho que ir ao meu agente da condicional em Dijon e depois?
Dijon hardal bu.
É comprado na loja.
Dijon topunu biliyor musun?
Sabeis o que e uma colubrina de Dijon?
Hardallı mı? Acılı Dijon.
- Dijon, picante.
Dijon.
Dijon.
Sen Dijon musun?
És o Dijon?
Dosyaya göre dostun Dijon'un üvey oğlu.
Segundo o registo, é o enteado do teu amigo Dijon.
Dutch, Dijon sana Jaden geldiğinde kaldığı odayı göstersin.
Dutch, o Dijon que te mostre onde o Jaden fica, quando cá está.
Dijon için sürücülük yapıyordum.
Eu estava a fazer o serviço para o Dijon.
Hala Dijon aleyhinde kanıt yok bunun bulanık hafızası da işine yaramaz.
Mas ainda não temos provas contra o Dijon, e a memória nublada dele não te leva longe.
# Merhaba bebeğim, Dijon'daki armutum. #
- Bom dia, senhor Bom dia, meu balcãozinho de câmbio
Kendime özgü, hamur mayası üzerinde Tonlu Dijon'umu yapacağım.
Vou fazer atum no pão sourdough à lá Dijon.
Yapalım mı?
Queres? Molho Pesto, Tomates cereja, mostarda de Dijon.
GREY POUPON DIJON HARDALI
MOSTARDA DE DIJON
Biraz Dijon ister misin?
Um pouco de mostarda?
Bayan Dijon...
Menina Dijon...
Eğer bayan Dijon haklıysa, kadın onları bu yoldan ayrılırken görmüş ve muhtemelen kaçmıyorlardı çünkü bir mil sonra bu yol bitiyor.
Se a Menina Dijon estiver certa e esta for a estrada que ela viu o J.Johnny e a Nikki tomarem quando saíram e eles não estavam a fugir, acaba sem saída numa milha.
Sarı mı fındık mı?
- Amarelo ou Dijon?
Dijon hardallı.
Mostarda.
Pekala Pierre : Dijon hardalı aşağılık herif
Bom, Pierre, fifi vien ici, mostarda de Dijon, cabrão.
Affedersin. Hardal olarak Dijon'u tercih ederim.
Prefiro a mostarda de Dijon à normal.
Bu arada, Müdür Bey yemeği iptal etti. Kendisi Dijon'da.
O almoço com o Chefe foi anulado, ele está em Dijon.
Dijon?
Dijon?
- Dijon.
Dijon.
Hayır, Dijon.
Não há cá mostarda de Dijon!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]