Dip tradutor Português
300 parallel translation
Dip akıntısıyla ölen av, sürükleniyor.
Rolando a caça morta para fora da ressaca.
30'da dip yok.
Nada a trinta.
On beş kulaç, dip temiz!
27 metros e tudo limpo!
Yirmi altı kulaç, dip kayalık.
47 metros, fundo de rocha.
Krug ile dip dibeydim.
Estive tão perto do Krug como estou de si agora.
Hiç duymadım. Fon dip.
Nunca ouvi falar.
Dip çabuk yükseliyor.
É cada vez menos profundo.
Biraz uyumalıyım. Yarına dip diri olurum.
Tenho de ir dormir, tenho de estar descansado amanhã.
Kötü şans dip ağındaki suya benzer, çekersin ve şişer.
Má sorte é como a água na rede de pescar. Você puxa e ela escorre.
Defterdeki son dip koçanı çekilecek 15.000 dolarlık bir çeki gösteriyordu.
O último canhoto mostra que ele levantou um cheque de 15.000 dólares.
Baş tarafı buradayken, dip tarafı hala St. Louis'deymiş.
A fachada começa aqui e acaba em Saint Louis.
Hayır, varoluşumun en dip noktasıydı.
Foi o pior momento da minha vida.
Şu dip köşedeki masada en az iki uyuşturucu kaçakçısı var.
Reconheço pelos menos dois traficantes de heroína naquela mesa lá ao fundo.
Fon dip!
Saúde!
Topu dip çizgiden aldı.
Ele tem que enterrar essa bola bem fundo no território de Navy.
Fon dip.
Bebe.
Onların da altına inip, dip notlara bakarsan General Motors'u görürsün.
E debaixo deles, vês a General Motors em nota de rodapé.
Dip Not : "Gözünü yaralarsın"?
" Vais disparar contra o teu olho?
Dip dibe kümelenmiş evler artık harabeden ibaret olsalar da aklıma yaşlı bir eşekarısının yuvasını getirdi ve buralarda bir zamanlar bir çeşme ya da bir ihtimal kuyu olmalıydı diye düşünmeme neden oldu.
Aquelas casas aglomeradas, em ruínas, como um velho ninho de vespas, me levaram a pensar que um dia deve ter havido por lá uma fonte ou um poço.
Sonra difteri-tetanos var kısaca dif-tet diyorlar.
E há a difteria-tétano, que eles dizem dip-tet.
Her yıl dif-tet aşısı lazım, yoksa tetanos olup geceleri kabus görürler.
Precisam de actualizações da dip-tet, senão apanham trismo e visão nocturna.
- Olmasa bile, dif-tet aşısı lazım.
- Mesmo que não, tem de ter a dip-tet.
Dif-tet aşısı lazımmış, tatlım.
Tem de ter a dip-tet.
Bebeğe ne lazım, dif-tet mi?
Vai apanhar a dip-tet?
Terebentin, aseton, benzin. Buna "Bandırma" diyor.
Terebintina, acetona, benzina, Ele chama-lhe "O Banho ( The Dip )".
Dip Not :...
P.S.
Size bu mektubu yazarken, hayatımın en dip noktasında bulunuyorum.
Estou no pior momento da minha vida... agora, enquanto lhe escrevo.
Ve jambona sarılı midye. Tavada "coq au" dip sos eşliğinde.
É servido com molho de amêijoas.
Dipte, basta... "Dip Hammond" bizimle.
No fundo, no baixo, temos Bottom Hammer.
"Dip Hammond." Tenor ve soprano saksafonda...
No saxofone, soprano e tenor, Sombra Henderson.
Dip çizgi.
É a decisão final?
Hala dip dinç adamsın.
Continuas em plena forma.
Her şeyinle. Örneğin çukur işaretinle.
O teu sinal de Dip, por exemplo.
- O ayrıca size sürat tümseklerini getirdi, ve çukur işaretlerini,
Ele trouxe-vos as lombas. O sinal de Dip.
Emin misin? Dip not :
Estará ele certo?
Bu sucuklu fasulyeli dip ruloları misafir geldiğinde çok hoş oluyor.
Sabem, estes enroladinhos de mortadela e feijão são tão fáceis, quando surgem os amigos.
- # Suya batır beni - # Batır beni
- # Dip me in the water - # Dip me
- # Suya batır beni, bebek - # Batır beni
- # Dip me in the water, baby - # Dip me
- # Batır beni suya - # Batır beni
- # Dip me in the water - # Dip me
# Batır beni
# Dip me
- # Götür beni, götür beni nehire - # Bir kez daha batır beni diyorum, bebek
- # Take me, take me to the river - # I said dip me one more time, baby
- # Batırman gerek beni - # Götür beni, götür beni nehire, yeeaa
- # You gotta dip me - # Take me, take me to the river, yeah
# Batır beni suya, yeaa...
# Dip me in the water, yeah...
Ve tuhaf bir dip not TGRI'in esrarengiz kayboluşu ile ilgili olarak bu mesaj erken saatlerde istasyona iletildi.
E uma última e bizarra nota sobre o misterioso desaparecimento da TGRI esta mensagem foi entregue na redacção hoje de manhã.
Onu bugün neşelendirecek bir şey varsa ancak piyangodan çıkacak bir ceset olur.
A única coisa que o deve animar hoje é a descoberta de um corpo no "Lucky Dip".
Dip not :
PPS :
Dip akıntısı da bizi dışarı atmak yerine içeri alıp hırpalayan kötü koruma.
A contracorrente é como o segurança mau que, em vez de nos expulsar, nos leva para as traseiras e nos dá uma coça!
Dip not, öyle mi?
Letras pequenas, eh?
Hadi Maggie, fon dip. - Yapamam, Cliff.
Vamos, Maggie, vira esse copo.
"Gölge". "Dip."
Sombra.
Ama dip not arabamız çalındı.
Mas a questão é...