Dixon tradutor Português
1,777 parallel translation
Dixon!
Dixon.
Dixon'a yardım ettin.
Ajudaste o Dixon.
Dixon, anahtarlarımı alıp, seni idmana götüreceğim.
Dixon, vou pegar nas chaves e levar-te ao treino.
Hadi ama Dixon!
Vá lá, Dixon.
Dixon tek başına değildi.
Dixon não o fez sozinho.
Tabii ki ama üvey baba olarak Dixon'ın gerçek annesiyle babasının burada olmasını ister miydim?
Claro, mas sendo um pai adoptivo, quereria os pais do Dixon por perto?
Dixon bir delikanlı.
Bem, olha, o Dixon é um adolescente.
Bay Dixon sizden evvel Sarah Connor ile evlenmek istemişti.
O Sr. Dixon queria casar com a Sarah Connor antes de si.
Bay Dixon Sizden önce Sarah Connor ile evlenmek istemişti.
Dixon queria casar com a Sarah Connor antes de si.
Cromartie Charlie Dixon'ın karısını kaçırmış.
O Cromartie apanhou a mulher do Charlie Dixon.
- Dr. Dixon geri geldi.
- A Dra. Dixon voltou.
Dr. Virginia Dixon.
Dra. Virginia Dixon.
Dr. Dixon, demek buradasınız.
Dra. Dixon, está aqui.
Ben Dr. Dixon.
Sou a Dra. Dixon.
- Dr. Dixon, sanırım anlatmak istediklerinizi anladılar.
- Dra. Dixon, penso... Penso que já perceberam.
Dr. Dixon, Gününüz nasıldı?
Dra. Dixon, como foi o seu dia?
Hey, Dixon adındaki kalpçi adam hakkında ne biliyorsun?
O que sabes sobre um cardiologista chamado Dixon?
Dixon mı?
Dixon?
Virginia Dixon diye birini duydum.
Já ouvi falar da Virginia Dixon.
Dr. Dixon'a Seattle Grace'in ne olduğunu göster.
Mostra à Dra. Dixon o que é o Seattle Grace.
- Ne yani, Dixon kafayı yemiş biri mi?
- O quê? A Dixon é uma maluca?
Bugünkü işimiz Dr. Dixon'ı etkilemek.
Hoje a nossa missão é impressionar a Dra. Dixon, portanto, sê impressionante.
- Yani, etkileyici ol. - Dr. Dixon için dosyayı getirdim.
- Tenho o processo para a Dra. Dixon.
Dr. Dixon.
Dra. Dixon!
Karev, Dr. Dixon'a hastanın son dosyalarını getirir misin?
Karev, fazes o favor de dar à Dra. Dixon os exames mais recentes?
Lütfen Dr. Dixon'a hasta hakkındaki son bilgileri ver.
Por favor, informa a Dra. Dixon sobre o estado do paciente.
Dr. Dixon genel anlayışı pek umursamıyor ama kuralları anlıyor.
A Dra. Dixon não é de cortesias comuns, mas compreende regras.
Dr. Dixon, ben Cristina Yang.
Dra. Dixon, sou a Cristina Yang.
Dr. Dixon, bir kuralımız var tıbbi çöpü hastalara verebileceğimiz konusunda.
Dra. Dixon, há uma regra em relação aos desperdícios médicos de um paciente.
Dr. Dixon.
Dra. Dixon?
Harika bir iş çıkardınız Dr. Dixon.
Excelente trabalho hoje, Dra. Dixon.
Dixon bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
Dixon, em que estás a pensar?
Dixon bana yeni kardeşinizden bahsetti.
Então, o Dixon contou-me sobre o novo irmão.
Dixon çok sevimli birisi.
O Dixon é adorável.
Dixon'ın kardeşi da burada ve midesi bulanmaya başlıyor.
Irmã do Dixon na sala e a ficar enjoada.
Dixon bizimle yaşamaya başladığı ilk zamanlarda, tamamıyla tepetaklak olmuştum.
Sabes, quando o Dixon veio morar connosco, passei-me completamente.
Dixon!
Dixon!
Dixon bana doğum günü partinde kareoke yapacağını söyledi.
O Dixon disse-me que vais fazer karaoke na tua festa de aniversário.
Evet ama Dixon bunu tek bilen benim.
! Sim, mas Dixon, eu sou a única que sabe disto.
Biliyorum. Evde dokuz yatak odası var ama banyoyu Dixon ile paylaşmak zorundayım.
Nove quartos e ainda tenho que partilhar a casa de banho com Dixon.
Ooh, zavallı Dixon çünkü hatırladığım kadarıyla hiç iyi bir paylaşıcı değildin.
Coitado do Dixon. Se bem me lembro, nunca foste lá muito boa em partilhar.
Jason, Dixon'a bu gece Kansas'a geri döneceğini söylemiş.
O Jason disse ao Dixon que vai apanhar o avião esta noite para Kansas.
- Annie!
Annie! Dixon!
Dixon'ı gördüm, buraya geleceğinizi söyledi. Sence de Bay Jackson hafta sonu için çok ödev vermedi mi?
Eu vi o Dixon, ele disse que vinhas, por isso...
Silver, burada olduğun için gerçekten çok mutluyum eğer olmasaydın,... bence Dixon ve Annie çok daha mutsuz olacaklardı.
Silver, estou mesmo contente que estejas aqui, porque se não estivesses o Dixon e a Annie estariam ainda mais miseráveis.
Dixon, babana söyle diye anlatmadım sana bunları.
Dixon, eu não... Não te contei para teres que contar ao teu pai. Hei, espera, escuta.
Silver, ışıklarla ilgili... Dixon, şimdi sırası değil.
- Silver, sobre a iluminação...
Aradım, kapalıydı.
Dixon, agora não. Eu liguei, está desligado.
Dixon, sana ihtiyacım var. Hemen!
- Dixon, preciso de ti agora.
Bayan Dixon.
Sra. Dixon.
Navid! Dixon!
Dixon.