Door tradutor Português
108 parallel translation
O ve kadın "The Hidden Door" adlı bardalar.
Eles vão para o bar "The Hidden Door".
"The Hidden Door" mu?
"The Hidden Door"?
- This trap door.
- É aqui. Tem um alçapão.
Ve karım da çok pahalı bir sağlık köyünde kilo kaybetmeye çalışıyor. "Golden Door" da.
Num caríssimo acampamento em Vancouver. A minha esposa está num spa tentando perder peso.
* Kapıdan çıkana kadar * * Çıkana kadar *
- Till you were out the door - Out the door
Ama... [Door Opens]
Mas...
# Ve bu yaşlı dünyanın arka kapısı yok
# And this old world ain't got no back door
# Zaten bu yaşlı dünyanın # arka kapısı da yok
# And this old world ain't got # No back door
# Koşarak gelip # kapımı çalma
# Runnin'or # Knockin'on my front door
Jim Lowe'ın "Green Door" albümü.
"Green Door" de Jim Lowe.
Çevirmen : ömeres İyi seyirler.
Sincronização Bruno Door Speed CineMOB 2008 AS AVENTURAS DE TINTIM
Demek ki tasarımcıları vardı.
- Oh, they had designers then. - [Garage Door Opening]
He robs your nest ( yuva ) egg to bail ( kefalet ) out that little troll next door... Benim kızım giysilerini nehirde yıkarken.
Rouba o pé-de-meia, para o dar ao anão aí do lado, e a minha filha tem de andar a lavar a roupa no rio.
Tag'le, Door County'de göl kenarında bir kulübe kiraladık.
Eu e o Tag arrendámos uma casa em Door County, no lago.
# At your front door in the night time
# Na porta da tua casa à noite
Then the door burst open wide
E a porta abriu-se
Seni dinlemek için Double Door'a giderdim.
Eu costumava ouvi-lo pôr música no Double Door.
San Diego Door'daki bazı yazılarını okuduk.
Temos cópias dos artigos da San Diego Door.
"Kiler Kapısı" da nedir?
O que é "Cellar Door"?
Ünlü bir dilbilimciye göre İngilizce'deki bütün kelime ve harf kombinasyonları arasında, ve tarihteki tüm kelimeler içinde "Kiler Kapısı" en güzel olanıymış.
Um linguístico famoso um dia disse, que de todas as frases da língua inglesa... de todas as combinações possíveis... de palavras em toda a História, "Cellar door" era a mais bonita.
"Kiler Kapısı"?
"Cellar door"?
Huh, kiler kapısı.
"Cellar door."
Arka kapının kraliçesidir.
É a rainha do "back door".
Hem Pipe hem de arka kapı açık.
"Pipe" e "back door" bons para surfar.
Don't just sit and watch as your true love walks out the door.
Não fique sentado a ver escapar-te aquilo que tu mais querias!
Let's get the lady next door.
Vamos convidar a vizinha do lado.
Arka kapıyı bulabileceğini söylüyor ama şartları var.
Ela pensa que consegue encontrar a "back door". Mas ela tem condições.
Derevko'nun Swarm'la ilgili verdiği bilgiyle bir arka kapı bulmayı başaramadık.
Pelas informações da Derevko sobre o "Swarm", o sector de informática não teve sucesso na procura de uma "back door" do ponto de acesso.
Ama umarım gülümsüyorsunuzdur kapıdan çıkarken topluca
"But I hope you're smiling " As you're filing out the door
Sanki "Knockin'on Heaven's Door" çalıyor.
Parece o "Knockin" on Heaven "s Door".
Back Door Man'den Back That Azz Up'a... tüm şarkılar acı ve seks hakkında.
De "Back Door Man" até "Back That Ass Up." É tudo sobre dor e... e ratas.
- Ben dur gibi birşey.
- Van Door ( porta ), ou assim. - Van den Bergh. Ele não é o ferreiro deles?
Şifre bizi kapıya ulaştırdı, ve duvar aşağı indi.
A senha levou-nos a uma "door" e as "walls" foram abaixo.
Serbest Kapı'da altı ay gönüllü çalışmıştım.
Fui voluntária na Open Door, durante seis meses.
Geldiğiniz için çok teşekkür ederim, Dinle, benim için çok şey ifade ve kapı ile çiçek bırakacak?
Listen, thank you so much for coming, it means so much to me and will you leave the flowers by the door?
O kapıda sizin için bıraktı.
He left this for you at the door.
Heaven's Door ( Cennet Kapısı ) parçanı dinledim!
Adoro aquela tua música, a "Heaven's Door"!
Anneciğin Golden Door Spa'da kalacak. Sanırım gün boyu kürde olurum.
Só que devo estar em tratamento o dia todo, por isso não posso telefonar.
Yemeğe gidiyorum. Küçük kapı'ya
- Vou jantar fora, ao The Little Door.
There's a lion right next to the door.
Há um leão ao lado da porta.
You go up to the door.
Vai chegar até a porta.
Door open
Porta aberta
Just to be the man who walks 1,000 miles, And falls down at your door...
# Só para ser o homem que anda 1000 milhas # # e cai à tua porta... #
Polkaru, Ontario Televizyonunda yaynlanan "Poladot Kapısı" adlı çocuk programındaki hayali yaratıktır.
Polkaroo é uma criatura imaginária do programa de TV Polkadot Door, que passa na TV Ontário.
Heather bizim için Red Door'da 6 : 30'da bir rezervasyon yaptırdı.
A Heather fez uma reserva para as 18 : 30 no restaurante.
Bu kapının çarpmasını önleyen bir alet, tamam mı?
O que temos aqui é o nosso Boo Boo Buster No-Slam Door.
Onun adı... Doktor... Door ( Kapı ).
O nome dele é Dr. Door. ( porta )
Doktor Door?
Dr. Door?
Ardımdan tekrar edin. - Kapı.
- Repitam comigo. "Door"
Üç kilo kaybetmek için haftada bin dolar.
O Golden Door.
Peki tatlım.
Vou ficar no "spa" Golden Door.