Doughboy tradutor Português
30 parallel translation
Arkadaşına vuran sensin, Pillsbury Doughboy gibi gözüken bir doktora bağıran sensin, benimle oynayan sensin ve tüm bu zaman boyunca ne olacağını önemsemeden bu işi çözmeye çalışan da sensin.
Andas à pancada com o teu amigo, berras com o doutor... Jogas hootchy-koo comigo e o tempo todo só tentas terminar esta viagem aconteça o que acontecer.
- Merhaba, Doughboy?
- Olá, Doughboy?
- Beladan uzak duruyor musun?
- Doughboy, tens-te portado bem?
EVİNE HOŞ GELDİN DOUGHBOY
BEM-VINDO A CASA, DOUGHBO Y
Küçükken Doughboy'un en iyi dostuydu.
Ele e o Doughboy eram unha e carne quando eram pequenos.
Brenda, Ricky'yle Doughboy kavga ediyor.
Brenda, o Ricky e o Doughboy estão a lutar cá fora.
Hayır. Sonunun Doughboy gibi olmasını istiyorsun.
Não, não, queres acabar como o Doughboy.
Doughboy.
Doughboy.
Pillsbury Doughboy da "Hazır olduğunda beni ye" diyor.
E o Pillsbury Doughboy disse, "Come-me quando estiveres pronto".
Pillsbury Doughboy'la öpüşmüş gibi görünüyorsun.
Parece que andaste aos linguados com os bolinhos de Pillsbury.
Hareketleri kısıtlayıcı bir yanı yok. Bu sayede bütün ürünü satabiliriz.
Não inibe os movimentos dele de maneira nenhuma, e penso que vende realmente a coisa do Doughboy.
Big Daddy's Chocolate ve Doughboy... başabaş mücadele ediyorlar.
Senhores e senhoras, Big Daddy's... e Doughboy chocam cabeça com cabeça.
Hiçbir şeye dokunma Doughboy.
Não toque em nada, gorducho.
100 km uzakliktaki bir esir kampi için yola çikmis, 1917'nin eski piyade eri migferleriyle 30.000 Amerikali ve esit sayida Filipinli.
30.000 americanos com os seus capacetes velhos "Doughboy" de 1917 e um número igual de filipinos, vão para seu campo de detenção a 100 km de distancia.
Burada Pillsbury Doughboy gibi oldum, hareket edemiyorum.
Estou a transbordar como o boneco da Michellin!
Doughboy'un kusuruna bakma.
Tem que desculpar o Homem Massa.
Pillsbury Doughboy'a ne demeli?
E o Pillsbury Doughboy?
Neden asker olan yaşadı da Ricky öldü?
Porque deixam o Doughboy viver e o Ricky morrer?
Asker olan kötü elemandı, kuzen!
O Doughboy era um preto diabólico, primo!
- Tabii ki. Pillsbury Doughboy.
Pillsbury Doughboy.
Ona çok dikkat etmedim ama en azından bana "Doughboy" demiyorlar.
Bem, não sou grande coisa, mas, pelo menos, não me chamam "doughboy".
D.B. "Doughboy."
D.B... D.B. "Doughboy."
Kayıtta Pepper, Lionel Hubbard'a "Doughboy" diyordu.
O Pepper chamou ao Lionel Hubbard "doughboy" na gravação.
Ben, dostum Ricky ve Doughboy.
Eu, o meu amigo, Ricky, e o Doughboy.
Doughboy'un gerçek adı Russell'dı.
O Doughboy chamava-se Russell.
Ben ve Doughboy bir yöne gitmek istedik. Ricky başka bir yöne.
Eu e o Doughboy fomos por um lado, o Ricky foi pelo outro.
Doughboy'la döndüğümüzde Ricky yerde yatıyordu.
Quando demos a volta, vimos o Ricky no chão.
Doughboy " Haydi, dostum, kalk.
O Doughboy disse : " Vamos, deixa-o.
Doughboy dedi ki :
O Doughboy disse :
Doughboy'a suçu üstleneceğimi söyledim.
Disse ao Doughboy que assumiria a culpa.