Drink tradutor Português
144 parallel translation
Skinner, bir içki daha.
Skynny, outro drink.
Ucuz bir içkiye ne dersin?
O convido para um drink.
Sanırım bir içki hakettim.
Acho que isso merece, outro drink.
Sence bir içki daha haketmedim mi, Albay?
Não acha que eu mereço um drink, Coronel?
Ona bir içki ver.
Sim. Sirva-lhe um drink.
Seni içeri davet etmek isterdim ama Ralph kendini pek iyi hissetmiyor.
Convidá-lo-ia a beber um drink, mas Ralph não se sente bem.
Bak ne diyeceğim, bir daha bir birimizi görmeyeceğimiz için neden birlikte küçük bir veda içkisi içmiyoruz?
Olhe, talvez não nos encontremos novamente... Porque não tomamos um pequeno drink de despedida?
Sefalar getirdin, rahatına bak ve bir içki al!
você é muito bem vindo, sinta-se em casa, tome um drink!
İçki!
Drink!
İçkiye ne dersin?
Um drink?
-... killer of demons, drink of this vessel, gorge on this blood, our offering...
- Matadora de demónios, Bebe deste cálice, Satisfaz-te com este sangue, nossa oferta.
Bir şeyler içeceğiz, sonra da ortalığı toplamana yardım edeceğim.
Vamos tomar um drink e depois te ajudo a colocar em ordem.
- Hayır! Eminim, kızlar daha önce kokteyl almak isterler, değil mi?
Tenho certeza que as meninas vão querer um drink antes, não?
Elimde içki varken karar vermem ben.
Eu não tomo decisões com um drink na mão.
İçelim.
Tome um drink.
İçkiniz efendim.
Aqui está seu drink, senhor.
Sonra içmeye gidelim. İyiyim.
Vamos tomar um drink mais tarde.
- Bir içki iç.
- Tome um drink.
Nerede içki içeceğimizi ona söylediniz mi?
Lhe falou que íamos tomar um drink?
Bir içki içecek vaktim var.
Tenho tempo para mais um drink.
Yumurtalarını tarlaya yumurtlamış Biraz daha içkinin bize zararı olmaz.
She laid her eggs all over the farm Another little drink won't do us any harm
Sana bir içki koyacağım.
Vou trazer um drink.
- Bir seyler içebiliriz. - Evet, bir seyler için.
- Não, fique para um drink.
Hayir, gitmemiz gereken iki parti var, bu yüzden...
- Podemos ficar para um drink. Não, temos outras festas onde ir, então...
Bana 10-İleri'de bir içki ısmarlarsın diye düşünmüştüm.
Pensava que ia me convidar para um drink Bar Panorâmico.
ıçecek ister misin?
Quer um drink?
Drink, sir?
Uma bebida, senhor?
I can hold my drink, sir.
Eu consigo controlar a minha bebida, senhor.
- Drink this.
- Beba isto.
Yoksa içki içmeye mi geldin?
Ou veio tomar um drink?
Bir bardağa ihtiyacım var... Garson!
Eu preciso de um drink...
- Bir içkiyi daha hak ediyorum.
- Mereço outro drink. - Eu sei.
- Biliyorum. Bir içkiyi daha hak ediyorum özellikle de en başından beri böyle olduğu düşünülürse.
Mereço outro drink, especialmente porque tem sido assim desde o princípio.
Olaya baksana, iki tane yetişkin adam içki içmek için karılarından kaçmak zorunda.
Olha para nós. Dois homens adultos, saindo escondido de suas mulheres para tomar um drink.
Acele edelim mi?
Podemos ir tomar um drink?
# Bütün gece çalışır ve rom içerim.
Work all night on a drink of rum
Bu akşamki mutlu saatimiz için, Kıraliyet uçurumunu öneriyoruz.
Durante nossa happy hour hoje à noite, vamos oferecer o Drink Real Espacial.
For your information, that woman asked me to have a drink, and the first thing I said was, " Sorry, I'm married!
Ela convidou-me para uma bebida, e a primeira coisa que disse foi : " Sou casado!
Domuzcuk'u yazan eleman nerede içmiş? Ha?
- Onde esta o gajo que escreveu o Porky's drink?
* Dört bir yanı arasan da Ne var ne yok içip kurutsan da
Oh, you can search far and wide You can drink the whole town dry
* Bulamazsın bu kadar esmer bira İçtiğimize eş kasabamız Shire'da
As the one we drink in our hometown As the one we drink in our hometown
* İçseniz de doya doya İçseniz de koskoca bir maşrapa
You can drink your fancy ales You can drink'em by the flagon
Coca Cola ile VEB İçecek Birliği Karteli Leipzig arasında yapılmış olan antlaşmanın detayları.
"os detalhes do acordo de troca celebrado entre a Coca-cola..." "e a VEB Drink Collective Combine Leipzig."
Kesinlikle, kapitalist basın, Coca Cola'nın VEB İçecek Birliği Karteli Leipzig karşısında patent prosedürü sebebiyle ezilmesini... ve utanmasını sansürlerdi.
"Vergonhosamente, a imprensa capitalista censura a perda que o poderoso..." "grupo Coca-Cola sofreu contra a VEB Drink Collective Combine Leipzig..." " no processo de patente...
* Aşıklar içer ve birbirlerine zarar verecek duruma gelirler *
# Lovers drink up and come to harm #
Bugün doğum günün ve benimle bir şey bile içmedin.
É seu aniversário e você nem tomou um drink comigo.
Evet, orada takviye var.
Sim, só preciso de um drink para me restaurar.
Bir içki al. Dost olalım.
Tome um drink.
- ıçecek ister misin?
- Hey! Quer um drink? - Obrigada.
- Bir dikişte!
Drink all of it!
Sana bir kasa bira alayim.
Vamos deixa te oferecer um drink, tenho muito dinheiro.