Duster tradutor Português
36 parallel translation
Bir Dodge Duster arabam vardi.
Eu tinha um Dodge Duster.
Beyaz plastikten koltuklu Gold Dodge Duster.
Dodge Duster dourado com acentos de vinil branco.
- Duster mı?
Um Duster?
1981 Plymouth Duster nasıl çalışır biliyor musun?
Sabes como pôr a trabalha um Plymouth Duster de 1981?
Bütün suçu benim üzerime atmaya çalıştı. Sadece düzenli olarak çektiğim acıların derinliğini anlamasını istiyordum. O zamanlar Ollie'nin kullandığı araba...
Ele não parava de mandar a culpa para cima de mim quando lhe disse que só queria que ele compreendesse a profundidade da dor que eu sofro regularmente e de como cada vez que vejo um Dodge Duster, o carro que ele conduzia na altura,
Ben steyşını alacağım, sen de öbürünü al sonra arabaları değişiriz.
Eu trato da Station, e tu tratas do Duster e, depois, trocamos.
Ya sen Duster?
E tu, Dunster?
Kelimenin başındadır ama onu telâffuz etmezsiniz. Muşta sözcüğündeki gibi.
É quando uma palavra começa com K, mas este não se pronuncia, como knuckle-duster ( soqueira ).
Mermi kovanları. Bir iz bulunamadı.
O Duster não conseguiu impressões.
Bunu rapor ettigimde, kendini Duster larla uctugun icin sansli sayacaksin.
Quando eu o denunciar, será uma sorte pilotar aviões agrícolas.
Duster larla sorunumyok.
Não há nada de errado com esses aviões.
Mavi bir Plymouth Duster.
É um Plymouth Duster azul.
Duster, olağanüstüydün, Satürn roketi bile sana yetişemezdi!
Não. Duster, foste o maior! Nem um foguete te apanhava!
Hadi, Duster!
Vai, Duster!
- Başardın, Duster!
Isso mesmo, Duster!
Büyük yıldızlarla yarışmak nasıl bir şey, Duster?
Como é competir com os grandalhões, Duster?
Endüstriyel Tasarım bölümü müdürüyüm.
John Sniff. Sou o director da Duster Design.
Eğer sarı bir'73 Coward Duster görürsen, bu kardeşimdir
Se vires um Coward Duster amarelo de 73, é o meu irmão.
Envanterine bakacak ve senin için haber salacak Duster.
E ele vai verificar o inventário dele e passar a palavra aos amigos, Duster.
Artık otoyol açık Duster.
A auto-estrada está livre, Duster.
Duster, bil bakalım ne oldu.
Duster, sabes uma coisa?
Her neyse, Margaret'la ben kod adı Duster olan bir Delta birimi tarafından gizli operasyon serisine gönderilen bir miktar parayı keşfettik.
De qualquer forma, a Margaret e eu descobrimos verbas atribuídas a uma série de operações escondidas conduzidas por uma unidade Delta com nome de código Duster.
İkisi de Delta birimi, Duster hissesine yatırılmış ama ufak bir değişik vardı.
Ambos tiveram uma alocação de verbas para a Unidade Delta Duster, mas havia uma diferença.
Hayır. Sanırım Delta birimi Duster'ın operasyonlar için aldığı para asla kayıtlara geçmiyordu.
Pensamos que a Unidade Delta Duster recebeu por operações que nunca ocorreram.
Delta birimi Duster'ın başındaki Generalin adını bul bana.
Tragam-me o nome do general do exército responsável pela Unidade Delta Duster.
Gerçek Duster Delta birimiyle tanışın.
Apresento-vos a verdadeira Unidade Delta Duster.
Eğer, Duster ne düşünüyorsunuz?
O que achas, Duster?
Hawkman, Crop Duster Operasyonu.
Gavião Negro, operação Pulverização.
Neyse ben "Port Mary'deki Huzur Denizi Etkinliği'ne gidiyorum." "İşte bu yüzden Teğmen Duster gibi giyindim." dedim.
E eu disse-lhe : "Vou à convenção em Port Mary. É por isso que estou vestida de Tenente Duster."
- Teğmen Duster olsa gerek. - Harika bir kadın.
Tem de ser a Tenente Duster, ela é fantástica.
Teğmen Duster'ın belirlenmiş bir cinsiyeti yoktur.
Tenente Duster não tem género.
crop Duster.
É um Stearman PT-17.
Crop Duster?
Um avião agrícola?
crop Duster babamindir.
O avião agrícola é do meu pai.
- Hadi, Duster!
- Força, Duster!
Helal olsun Duster!
Boa, Dusty!