Dvr tradutor Português
56 parallel translation
Ter pantolon, Bud Light Kireç, DVR zaman.
Calças de moletom, cerveja e televisão.
Güvenlik kameralarının hepsi DVR'a bağlı.
As câmaras de segurança estão ligadas a um gravador de vídeo.
O DVR'yi hemen istiyorum, Keith.
Vou precisar do gravador de vídeo, Keith. Quero-o agora.
Leo, kanıt odasından DVR'ı getirip, bölge savcısına teslim eder misin?
Leo, vai buscar o gravador de vídeo à sala de provas e entrega-o ao advogado distrital.
Ama bu DVR.
- Bom, está em DVR.
DVR dijital kayıt yapar, VHS'den daha iyidir.
DVR é digital. É melhor do que VHS.
- Kardeş, senin DVR adlı bir cihazdan naberin var mı?
- Sabes o que é um DVD-R?
Bak bunu ve DVR'ı aynı anda kullanabiliriz.
Veja, podemos ver isto e gravar aquilo, tudo ao mesmo tempo.
Evet, dijital kablolu televizyon Wi-Fi, DVR, DVD ile.
Sim, com televisão por cabo digital, Wi-Fi, DVR, DVD.
Bundan dolayı kaydedicimiz var.
É por isso que temos uma box DVR.
Kaydedicimiz var çünkü... prgramları reklamlarıyla birlikte kaydedip izlemek istediğimiz için.
Temos um DVR para podermos gravar os programas que queremos ver, com as publicidades.
Kaydediciye bakalım.
Vamos ver o DVR.
Cevabım evet. "Mork Mindy" yi kaydetmek için DVR'ı kurdum.
A resposta é "sim". Já programei o DVR para gravar a maratona de "Mork e Mindy".
Kayıt cihazına bağlı VKC'ler 5 gün süreyle kayıt yapıyor ve sonra kendisini resetliyor.
Bem, o DVR a que estão ligadas gravam continuamente durante cinco dias, depois recomeçam.
- DVR'ımız onu bir TV programı olarak okumuyor.
O nosso DVR não o identifica como um programa de televisão. ( DVR - Gravador digital )
Benim video oynatıcımla harika bir tiyatroda gibi hissedebilirsin.
O meu DVR... fazia o teu parecer o "Masterpiece Theater."
Kapalı devre DVR kayıt cihazı. Ama düşük kalitede.
É uma mesa de circuito fechado DVR mas em baixa resolução.
Üçüncüsü ise kadın Scott Bakula gibi bakıyordu ki bu da beni strese soktu çünkü Men of a Certain Age'de bayağı gerideyim ve dvr'ımı * temiz tutmayı ne kadar çok sevdiğimi bilirsin sonra dördüncüsü de neden bu kadar çok terapiste gittiğimi sordu.
O terceiro parecia uma versão feminina do Scott Bakular. O que me stressou pois estou atrasada em "Men of a Certain Age". E tu sabes como a minha mãe gosta de uma DRV limpa.
La, la, la!
Tenho em DVR.
GY olaylarında iyi değilimdir.
Não sou muito bom em coisas DVR.
Neden DVR "The Good Wife" ve "The View" bölümleriyle dolu?
Por que é que o gravador está cheio de The Good Wife e The View?
Çünkü, ben daha fazla "The View" bölümü kaydedemiyorum. Çünkü, benim DVR "The View" bölümleriyle doldu. Ben de burada kaydettim.
Não posso gravar em casa, porque o gravador está cheio, portanto, tive de gravar cá.
Olmaz, DVR doluyor.
Não, o gravador está a ficar cheio.
DVR olmadan önce ne yapıyorduk acaba? Basketbol hayranı mısın?
O que fazíamos, antes de aparecer os gravadores de DVD ´ s?
DVR'ınızı o tarihe ayarlayın.
Programe o gravador.
Buzdolabında biraz "Coq au Vin" var. DVR'ımda Downtown Abbey'nin altı bolümü var.
Eu tenho restos de "coq au vin" no frigorifico e seis episódios de "Downton Abbey" na box da tv cabo.
Evime gidip çantamı hazırlamalı ve DVR'ımı kurmalıyım.
Tenho de ir a casa arrumar a mala e programar o DVR.
Bırak televizyon konuşsun.
Deixa-me ligar o leitor de DVR.
Kayıt cihazın hazır mı?
Já preparaste o DVR?
Umarım DVR'da Sleepy Hollow vardır.
Oxalá tenhamos Sleepy Hollow no DVR.
Penny, yine mi bizim DVR'a dizi kaydettin?
Penny, andaste de novo a gravar programas?
Çinliler neden DVR'ımıza Paul Blart :
Por que gravariam aqui
DVR'da yer açmaya çalışıyorsan zaten izlediğin şeyleri silsene.
Se queres arranjar espaço, por que não apagas o que já viste?
DVR'lar aptalların yardımcılarıdır.
As gravações são ajudantes de idiota.
- Birisi bu DVR'ı konusu at yarışlarıyla ilgili olan "Kazananlar Çemberi" adlı programı kaydetmesi için programladı.
Alguém programou este aparelho para gravar um programa sobre cavalos, The Winner's Circle.
DVR dört gün önce bugün saat 14 : 00'deki Thoroughbred Kupa Yarışı'nı kaydetmesi için ayarlanmış.
Há quatro dias atrás, alguém colocou a gravar a Taça de Thoroughbred às 14h de hoje.
Dvr'da kızların tüm sezonu'nu izleyebilirsin.
Tenho a temporada toda do Girls no gravador.
Demek istediğim, en kötüsü video cihazını tekrar programlamam gerekecek, hepsi bu.
Quero dizer, no pior, tenho de reprogramar o DVR, só isso.
Evet Brooke, videom yıpranıp iflas edinceye kadar izleyeceğiz.
Pois, Brooke, e vamos continuar a ver até o meu DVR deixar de funcionar.
Instagram Twitter, DVR, iPod, Facebook, ne var ne yoksa.
Instagram, Twitter, TV gravada, iPod, Facebook, tudo.
Hard diskte biraz yer açsam iyi olacak.
Melhor arranjar algum espaço no meu DVR.
Yada bilgisayar ya da trafik lambaları, televizyon, DVD, CD, DVR, DVD.
Ou sem computador, semáforos, televisão, DVD, CD's, leitores de DVD...
DVR'ımı bile zar zor çalıştırıyorum.
Mal consigo programar o meu gravador de DVDs.
Daha çok dvr'daki şeyleri bitirmeye çalışıyorum.
É mais um caso de tentar ver tudo o que deixei a gravar primeiro.
- Ne? - Selam. DVR'ını alabilir miyim?
Podes emprestar o teu DVR?
Söylediğin için teşekkürler. Birlikte yaşıyor olsaydık DVR'larımızı karıştırırdık.
Podíamos misturar os nossos DVR's se vivêssemos juntos.
- Onu da hazır gelmişken alayım dedim.
Sim, levar o DVR foi uma desculpa para consertar a porta.
O bir DVR baba.
Pai, é um DVR.
- Televizyon yardım etmeyecek ama DVR edebilir. Televizyonun Ray McKibben'i bulmamıza yardım edeceğini mi düşünüyorsun?
Acha que a TV vai dizer-nos
- DVR'ımı almak için gelmiştin hani?
Pensei que era para levares o meu DVR.
Ya DVR Kayıt Cihazım ne olacak?
E a minha Box!