Dönmüşsün tradutor Português
675 parallel translation
Şimdi doğal ortamına dönmüşsün işte.
Agora estás natural.
- Geri dönmüşsün!
- Voltaste!
Kendine bir bak Dr. Petersen, ümit vadeden psikanalist şimdi birden bir oyuncuya aşık olan bir lise kızına dönmüşsün.
Olhe para si, Dra. Petersen, promissora psicanalista é agora uma miúda de escola, apaixonada por um actor, nada mais.
- Dönmüşsün.
- Já estás em casa. - Sim.
Geri dönmüşsün.
Você voltou.
Şimdi geri dönmüşsün ve onu kandırıyorsun.
Agora voltaste e tentas fazê-lo acreditar que é para sempre.
Dönmüşsün tabii.
Claro que conseguiste.
Eski haline dönmüşsün, Al.
- Recuperou a mira hein Al?
ve Bretodeau avından.. eli boş dönmüşsün.. Çünkü "do" değil, "to" olacaktı.
E vem de mãos a abanar da caçada ao Bretodeau, porque não é "do" mas "to", como o Totó.
Yine işe dönmüşsün.
Ouvi dizer que estás activo de novo.
Dönmüşsün.
Tu voltaste.
Canavara dönmüşsün!
Tornaste-te um demónio!
Geri dönmüşsün.
Voltar!
- Resmen tebeşire dönmüşsün.
- Estás um palito.
Wendy, dönmüşsün. Bay Baxter, benimle ilgileniyordu.
- O Sr. Baxter tem cuidado de mim.
Sırılsıklam olmuşsun. Korkuluğa dönmüşsün.
Estás toda molhada, espantalho!
- Savaştan dönmüşsün. - Evet.
- Regressado da guerra.
- Herod, dönmüşsün.
Vem passear um pouco comigo.
- Loretty, dönmüşsün!
- Loretty!
Connie, erken dönmüşsün.
Connie, voltaste cedo.
Hey, enkaza dönmüşsün dostum.
Estás todo destroçado.
Hey, dönmüşsün!
Voltaste!
KITT'in hemşireliğine geri dönmüşsün bakıyorum.
A tratar do KITT?
Tanrım, dönmüşsün!
Meu Deus, estás de volta!
Zenda Mahkumu'na dönmüşsün.
Parece o "Prisioneiro de Zenda"...
Babam dostum olduğunu söylüyor. Benim için geri dönmüşsün.
O meu pai disse-me que é meu amigo, que foi buscar-me.
Tanrım, kamyon çarpmışa dönmüşsün.
Rapaz, estiveste metido num belo sarilho, não foi?
- Şehre dönmüşsün.
- Você voltou à cidade? - Sim.
Dönmüşsün! Vay be!
Mas quem desligou a música agora?
Eve dönmüşsün. Nasıldı?
Ah, então voltaste Olá
Sonunda dönmüşsün.
Estás finalmente em casa.
- Eski haline dönmüşsün.
- Recuperou a figura.
Tianqing, dönmüşsün!
Tianqing, estás de volta!
Eve sağ salim dönmüşsün.
Vejo que chegaste bem a casa.
Yani, Tanrı aşkına, sana, geri dönmen için izin vermiş ve sen de geri dönmüşsün.
Quer dizer, meu Deus, ele deixou-a ir para os Estados Unidos... e você voltou.
Çocuklarının babası hayatından çıktıktan sonra, kutsal kitaba göre bekarlığa geri dönmüşsün demektir.
Uma vez que o pai dos teus filhos está fora de cena, a única solução é ser celibata o resto da vida.
Geri dönmüşsün.
Voltaste.
Kemik torbasına dönmüşsün.
Parece um saco de ossos!
Bakıyorum şehre dönmüşsün. Evet...
- Vejo que voltaste à cidade...
Pillsbury Çöreğine dönmüşsün.
Estás a ficar parecido com o menino mimado do Pillsbury.
Büyükelçi G'Kar, bakıyorum da küçük keşif gezinden dönmüşsün.
Embaixador G ´ Kar, de volta da sua pequena expedição, pelo que vejo.
İnanamıyorum. Şu haline bak. Büyük anneme dönmüşsün.
Olha para ti, pareces a minha avó.
Osaka'dan buraya, eski sevgilinle evlenmek için dönmüşsün.
Voltaste de Osaka para casares com a tua amada.
Öyle görünüyor ki geleceğe gitmiş sonrada ayrıldığın zamana geri dönmüşsün.
Parece que viajou mesmo ao futuro e regressou ao mesmo momento de quando tinha partido.
Belli ki, geri dönmüşsün.
Obviamente, que voltaste.
Amerika'dan dönmüşsün!
Regressado da América!
Geri dönmüşsün, Kenshin!
Estás de volta, Kenshin!
Geri dönmüşsün.
Voltas-te para mim.
Bugün erken dönmüssün.
Voltaste cedo.
Yasli adamlara dönmüssün.
Tal e qual um velho.
Eve dönmüşsün.
Já chegaste?