Dörtnala tradutor Português
99 parallel translation
Daha seni dörtnala koşturacağım.
Ainda hás-de galopar.
Yeni arkadaşlığımızı kutlamak için fundalıkta dörtnala gidelim mi?
Bem, permita celebrar a nossa nova amizade com um galope pelos pântanos. - Vamos?
Dörtnala!
Galope!
Atlıyorlar, zıplıyorlar, dörtnala koşuyorlar.
Saltam e dão voltas, não há quem os siga!
Dörtnala at koştuduktan sonra bacakları ağrımaz mı?
depois do galope não esticaram as pernas?
- Dörtnala!
- A galope!
Dörtnala Hayalet. 1'e 15 ve bu yarış tam ona göre.
Fantasma Galopante. É 15 para 1. É o tipo de pista dele.
Sanki dörtnala giderken üstümü değiştiriyor gibiyim.
Tente vestir-se durante um galope.
Güzel bir duş alayım, sonra Roma'ya doğru dörtnala koşacağız.
Depois dum belo duche... fazemos uma corrida e antes que anoiteça estamos em Roma.
Çabuk dörtnala uzaklaşın buradan.
Sumam, a galope.
Dörtnala gidelim oğlum.
A todo o galope.
Stepan dörtnala nereye gitti?
Para onde foi Stepan?
Dereyi dörtnala geçip yukarı çıkalım atların ne kadar susuz olduğunu, takdir edersiniz.
Subiremos a galope até o arroio... os cavalos correrão bem, pois estão sedentos.
Yolun kısalması için adamları dörtnala koşturup, Mesquite Springs'te...
Reúna os homens e galopem até a Mesquite Springs, ele vai por lá.
Kasaba meclisi şerifin peşinden dörtnala gitti.
O conselho municipal está fora, com o Xerife.
Dörtnala!
Canter!
Dörtnala gidiyor çayırlarda
A galopar por campos verdes
Amca, zaten kafamın içinde atlar dörtnala, bu kekelemenle daha da berbat ediyorsun!
B-b-b... Tio, já tenho a cabeça a latejar e essa gaguez só o está piorar.
Atlar dörtnala koşuyor içinde. Toynakları tepişiyor.
Parecem cascos de cavalos a bater.
Kafamın içinde atlar dörtnala koşuyor ve toynakları tepişiyordu...
Senti um latejar na cabeça.
Dörtnala geçerken bana baktı.
Eu parei e ele, a galope, lançou-me um olhar.
Bu günü çok uzun zamandır hayal ediyordum ama bu kadar cesur, yiğit ve akıllısını beklemiyordum. Benim için yedi denizi aşıp gelen. Yanımda olabilmek için çölleri ve kanyonları dörtnala geçen.
Eu sonho com este dia há tanto tempo mas não esperava alguém tão bravo, e valioso e sábio alguém que atravessou os sete oceanos por mim e galopou através de desertos e desfiladeiros para estar finalmente a meu lado.
Ve ilk doğan oğul, kalenin etrafında dörtnala giderek borusunu öttürecek.
E em torno do castelo o primeiro filho nascido, anda a galope e sopra no seu chifre...
Ama dörtnala değil, değil mi?
Mas não a galope, não é?
Ben her zaman dörtnala giderim.
Eu desço sempre a galope.
- Dörtnala geleceklerini söylemiştim.
- Eu disse-te que eram dificeis.
Siste dörtnala giderken kimi görmüş tahmin et.
E o que viu ele galopando através da neblina?
Charlie Deen'i getirdim, dörtnala makinesi.
Trouxe o Charlie Deen, a máquina galopante.
Dörtnala koştururken bir tekerleğe ateş açıp madalya beklenen lanet bir piknikte değil.
Mas cavalgar, disparar e dar duro por medalhas isto não é um picnic.
Koşar dörtnala rüzgara karşı
'De Jerez'
Dörtnala koşar rüzgara karşı
'De Jerez'
Dörtnala koşar rüzgara karşı.
'De Jerez'
Yaratmak için bir eser Dörtnala koşar rüzgar gibi
'Que voa como ao vento para erguer um monumento à bravura'
Taraftarlar onu dörtnala giden ceylan diye çağırır.
Eles chamam-lhe a Gazela Galopante.
Çarpışmış dörtnala haydutlarla... KıIıçIı yüz kötü adamla...
Com muita gente lutou E muitos mais enfrentou
Bu biyo-birimleri içeri koyup, onları düşmanın üzerine dörtnala salabiliriz, sonra sadece içeride gezinip, onları dondururuz, ve bir dahaki sefere kadar onları paketleriz.
A gente envia uma destas armas biológicas direto para o inimigo espera, neutralizamos eles e os guardamos para uma próxima vez!
Charles yaralı omzunu sıkıca tuttu dörtnala avluya girdi!
Charles agarra-se ao ombro ferido á medida que penetra no pátio.
Dörtnala!
Galopa!
Bense 70 km. yolu dörtnala geldim.
E eu galopei 45 milhas.
Dörtnala kaçma.
Não fuja a galope.
Böyle her gece dörtnala geçer aşıkların kafasından Onlar da görürler... sevda düşleri ;
E neste estado galopa ela noite-a-noite por cérebros de amantes, que então sonham com... o amor ;
Dörtnala gidiyor oraya.
Vou galopar nele.
O gece yüreğim, göklerde dörtnala koşup sürümün yanına, ait olduğum yere gitti.
O meu coração galopou através dos céus naquela noite... ao encontro da minha manada, onde eu pertencia.
Onca beygir gücü var ama, dörtnala koşacak yer yok!
Raios! Tantos cavalos e sem espaço para galopar!
- Dörtnala koşan timsahlar aşkına!
- Monstros me mordam!
Dörtnala sürdüğün beyaz bir at olmak zorunda mı? Kişner ve bütün hareketleri yapar.
Tinha de ser um cavalo branco em que tu galopavas e relincha e faz tudo e mais alguma coisa?
Dörtnala!
Avancem!
Hadi, dörtnala gidelim.
Vamos, a galope.
Tek bir bakışla mı? Hem de dörtnala?
Só por olhar para ele a galopar?
Burada Akademiye dörtnala koşan genç bir subaydan mı bahsediyoruz?
Pai.
Dörtnala, dörtnala gelecek.
Galopando.