Dümdüz tradutor Português
998 parallel translation
Evet o çıkış yolundan, dümdüz devam edin. Teşekkürler binbaşı.
Desculpe, senhor, tenho a uns feridos aí fora.
Tarzan dümdüz gidin dedi.
Tarzan disse em linha recta.
- Saidi, dümdüz mü gidiyorduk?
- Saidi, estamos a ir em linha recta?
Dümdüz yürümüş olsak Bomba ve Kaptan Fry'la karşılaşırdık.
- Oh, não, menina. Não, se tivessemos ido a direito, teríamos visto o Bomba ou o Capitão.
Dümdüz devam edin.
Uns belos lugares. Parem à vontade.
Dümdüz uc.
Sempre em frente.
Bırak onu, yoksa dümdüz ederim!
Deixe-a em paz, ou o deixo duro!
Şimdi dümdüz git.
Agora em frente.
Sonra bir kat daha tutkal, azar azar. Dikkat et kırışmayacak, dümdüz olacak. Anladın mı?
E depois outra demão muito fina de cola, para que o cartaz fique estirado e sem rugas.
Kol dümdüz.
Braço bem direito, isso.
Kapa gaganı yoksa o suratını dümdüz ederim.
Cala-te ou levas!
Şüpheli Arango Bulvarı'nda dümdüz ilerliyor.
A suspeita continua em frente na Arango Blvd.
C, böyle dümdüz ilerle.
C, continue em frente.
A, dümdüz ilerle.
A, continue em frente.
Dümdüz mükemmel bacakları var görmüyor musunuz?
As pernas? Olhe bem! Ela tem pernas perfeitas!
Dümdüz bacakları olması yeterli değil.
Não basta ter pernas rectas e outras coisas mais.
Dümdüz ilerlemeye devam et Prewitt.
Continua em linha recta, Prewitt.
McNully ve King sokaklarının oradaki mağaza dümdüz olmuş!
A drogaria na McNully com a King desapareceu!
Sağdan ikinci yıldız, sabaha kadar dümdüz.
A segunda estrela à direita e é sempre em frente até ser de manhã.
Şehri dümdüz edecekler
Eles vão arrasar a cidade.
Alçaktan ve dümdüz onlara doğru.
Aproximamo-nos a baixa altitude e a direito.
Ben beşikten altın bir kampa dümdüz gitmedim.
Não fui direita do berço para um acampamento de ouro.
Dümdüz yukarı gidiyordu.
Siga sempre em linha recta.
- Dümdüz git, dümdüz.
Sempre em frente, muito obrigada.
Aman tanrım, o şeyi kesinlikle dümdüz ettin.
Raios, já sabes mesmo o truque de cor e salteado.
Ama bu iş böyle devam ederse, Almanlar bizi dümdüz eder.
Como as coisas estão, o espírito desta unidade está um lixo.
Bizi dümdüz edecekler.
O tipo não estava a mentir. Vão-nos esmagar.
Bak, buradan görüldüğü gibi, benim istikametim dümdüz.
Podes ver por este mapa como é claro o meu objectivo.
Bak, ok gibi dümdüz!
Directa que nem uma flecha.
Öyle hızlı ve güçlüler ki, bizi dümdüz edecekler.
Movem-se tão depressa e atingem-nos com tanta força, que nos arrasarão.
Dokusu yok, enerjisi yok, dümdüz bir resim.
Não tem textura, não tem energia, é tudo plano.
Dümdüz.
Plano.
Dümdüz git.
Avance.
Bir kişi de çıkıp şarkıyı dümdüz söylese çok memnun olacağım.
Eu gostaria de ouvir alguém cantar uma canção com simplicidade.
Bana her yaklaştığında, seni dümdüz edeceğim.
Sempre que te aproximares de mim levas nas trombas.
Onu dümdüz edeceğim.
- Eu vou avisá-lo... - Segure-o!
Düztaban olmasaydım benim de karnım dümdüz olabilirdi.
Oh, bem, o meu estômago também seria liso se eu não tivesse pés chatos.
Dümdüz devam et.
Siga em frente.
Baksana, kilometrelerce dümdüz yol ve hiçbir hız limit yok.
Olhe para isto, centenas e centenas de quilómetros em linha recta, praticamente sem limites de velocidade.
- Dümdüz ileri denizci.
- Avante, marineiro.
Hava ve Deniz Kuvvetleri gerçekten dümdüz etmiş.
A Força Aérea e a Marinha deram mesmo cabo disto!
Dümdüz git, şu anayolun altında.
Vai dar a uma avenida e a estação está ao fundo.
- Çocukkenki gibi dümdüz.
Vermelhas e magras como em pequeno.
Saray merdivenlerine doğru dümdüz bir hat aç.
Abram uma linha directa até aos degraus do palácio.
Willie, bu kez yataya geçmeden önce 10 metre dümdüz aşağı kazacağız.
Willie, desta vez cavaremos para baixo, uns 30 metros antes de seguir horizontalmente.
Dümdüz yoluna devam eden, kimseyi de umursamayan.
Todo a saltar e a andar sem nenhuma consideraçäo por ninguém.
- Dümdüz.
- Direita, direita.
Önünde dümdüz bir yol var ve kendisi de o yoldan gitmek zorunda!
Se segue numa linha recta tem de segui-la até o fim!
Dümdüz.
Sempre em frente.
Dümdüz gidiyoruz.
Sempre em frente.
Tralala la la la Tralala la la lay Yürüyoruz dümdüz şu sözleri söylüyoruz
Vamos a marchar E é isto que dizemos