Edouard tradutor Português
73 parallel translation
- Merhaba Lisette. - Merhaba Edouard.
- Bom dia, Lisette!
Nasıl istersen.
- Se quiseres, Edouard!
Ben Polis Merkezinden Dedektif Edouard Grandpierre.
Sou o Inspector Edouard Grandpierre da policia judiciária.
SOS 9999 44 Ave Edouard Vaillant'a gelebilir misiniz?
Estou? É o S.O.S. 99-99? Podem vir imediatamente à Av.
Şimdi, "Dondurarak uyutma" konusunda uzman, Profesör Eduard Loriebat'ın Polyken Hastanesi'nde düzenlediği basın toplantısını, canlı yayınlıyoruz.
Vamos em directo para o Hospital Poliquen, onde assistiremos à Conferência de Imprensa do Professor Edouard Loriebat, perito em hibernação artificial.
- Bir gözün bende olsun, Edouard.
- O Edouard vigiar-me-á.
- Edouard Foucade.
- Edouard Foucade.
Normal biri gibi görünüyorsunuz. Kuzeniniz Edouard bir dostum. Bu yüzden alışılmamış da olsa, hareketinizin bir izahı olduğunu sanıyorum.
O senhor é um homem aparentemente normal, o seu primo é meu amigo, pelo que tenho a certeza que a sua atitude tem uma explicação, mesmo que pouco usual.
Edouard
Edouard. - Incomodo?
Evet Edouard.
Sim, Edouard.
Edouard?
- Edouard?
Ah, Edouard!
Edouard...
Tabi vereceğiz Edouard!
Claro que lhe daremos tempo.
Edouard, bunu nasıl söyleyebilirsin?
Edouard, como podes saber isso?
Gerçekten iyi iş, Edouard.
Edouard esteve mesmo muito bem.
İki yıl Edouard.
Dois anos, Edouard.
Çünkü sen istedin Edouard.
Ora, porque me convidaste.
Hayır, sevgili Edouard, bitmedi.
Não, caro Edouard, não acabou.
Edouard'ın seni ikna edebileceğini düşünmemiştim.
Nunca acreditei na capacidade persuasora do Edouard.
Edouard'ı hiç aramadın mı?
- Já não lhe chamas Edouard?
Hayır, Edouard'ı hiç aramadım.
- Não, já não lhe chamo Edouard.
Edgar ve Edouard birlikte... kolay di mi?
O Edgar e o Eduardo juntos... não são para brincadeiras.
Michelin Guide'da, şimdiki adıyla Red Guide'da iki yıldız kazanan en genç Fransız şefi.
Edouard Loubet é o mais novo'chef'francês a conquistar duas estrelas no guia Michelin, agora intitulado'Guide Rouge'.
Şaşırtıcıdır ki Edouard da doğuştan bir toplayıcı ya da daha doğrusu koparmayı tercih ediyor.
Surpreendentemente, Edouard é um respigador nato, ou melhor, um recolector.
Sahne 57 : hepimiz merak ediyoruz Jean - Edouard ve Odile neden Venedik'te geçen sahnede öpüşmüyorlar.
Ficamos todos admirados porque é que o Jean-Edouard e a Odile não se beijaram na cena da tempestade em Veneza...
- Herkes Jean-Edouard ve Odile nihayet nasıl aşık olduklarını görmek isteyecektir!
Toda a gente precisa de saber como é que o Jean-Edouard e Odile irão finalmente apaixonar-se!
Bakın : Jean-Edouard yakışıklı, Odile güzel Venedikteler, dünyanın en güzel şehirlerinden birinde..
Pensa : o Jean-Edouard é bonito, a Odile é bonita, eles estão em Veneza, uma das cidade mais bonitas do mundo...
- Neden Jean-Edouard?
Porque o Jean-Edouard?
- Başroldeki karakterin adı "Jean-Edouard".
Bem, de acordo. - a personagem principal é Jean Edouard
- Jean Edouard.
- Jean Edouard.
Èdouard Laboulaye.
- É Edouard Laboulaye.
Èdouard Laboulaye mi?
Laboulaye? Como em Edouard Laboulaye?
Adım Edward Triboulet ve Belçika Kral Bankasında çalışıyorum.
Eu chamo-me Edouard Triboulet e trabalho no Banco Real da Bélgica.
Söylesene Edouard?
Olá, Edouard.
- Edouard.
- Jack. - Edouard.
Edouard, sen tatildeyken de hayatının aşkıyla yattı!
A propósito, Edouard. Ele andou a fornicar a tua a mulher nas férias.
Tuvalete gitme bahanesiyle yataktan kalkmıştım. Edouard ile yaşadığım şeyin böyle olamayacağı hissi vardı içimde.
Deixei com a desculpa de usar o banheiro, com o sentimento minha experiência com Edouard não poderia ser assim.
Edouard ile yaşadığım o ilk deneyimden 14 yıl sonra şimdi Barcelona'da hâlâ bedenimde aynı keşfetme güdüsüyle yaşıyorum.
1 quatro anos depois da minha primeira experiência com Edouard, I ao vivo em Barcelona e ainda tem o mesmo desejo a experimentar através do meu corpo.
Pek bir şey hissetmedim. Tıpkı Eduard'la ilk kez olduğu gibi.
l dificilmente senti nada, como da primeira vez com Edouard.
15 yaşımda Eduard'la birlikteyken olduğu gibi.
O mesmo em 1 de 5, com Edouard.
- Biraz daha! - Konuştu.
Edouard!
Edouard 9 yaşındaydı.
Edouard tinha... nove anos, na altura.
Edouard, yanlış günde mi geldim?
Edouard, enganou-se no dia?
- Benim için zevkti.
De nada, Edouard.
Benim üveybabam, Edward Tézac oradaymış... dayın Michel'i bulduklarında.
E... o meu sogro, Edouard Tézac, estava presente, no dia que... encontraram o seu tio Michel.
Şimdi de sırada 1649 numaralı sanat eserimiz var ; Eva Gonzales'in Portresi. Edouard Manet tarafından yapıldı.
E agora, apresentamos o artigo 1649, Retrato de Eva Gonzales, óleo sobre tela por Edouard Manet.
Ben iyisi mi gideyim. Beni bekleyen birisi var.
- Édouard Manet.
Neville Chamberlain, Muhafazakâr İngiliz Başbakanı ve Fransız Başbakanı, sosyal radikal Edouard Daladier.
Do outro lado, as democracias ocidentais, victoriosas, porém exaustas devido à Grande Guerra.
Sonunda kabul edilmezi kabul etmişlerdi :
Neville Chamberlain, o conservador primeiro-ministro britânico, e Edouard Daladier, o radical socialista e première francês, querem manter a paz.
1925'ten sonra, oğlu Édouard devralmış.
O filho dele assumiu, até 1925.
Edouard.
Estava com sede.