English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ E ] / Eff

Eff tradutor Português

114 parallel translation
Bu arada izolasyon için... En önemlisi EPH-3,... yada "eff" - 3 dediğimiz madde,... sadece tarayıcı deneklerde bulunan moleküler elementler tarafından elektronik sensor ile tetiklenene kadar pasif kalıyor.
De maneira a hmm... isolar o mais importante EPH-3,
Adım Ajan Eff, Ajan Jay'in yeni ortağıyım.
Eu sou o Agente Eff, o novo parceiro do Jay.
6E FF 32 39.
6 EFF 3239.
Eff...
Eff...
Eff? Sen neden bahsediyorsun?
Eff, do que estás a falar?
Uzatma, Eff.
Amas? Deixa-me, Eff.
Nereye gidiyoruz, Eff?
Onde vamos, Eff?
Evet. Nereye gidiyoruz, Eff?
- Sim, onde vamos, Eff?
Salata. Eff!
Salada.
Çok güzel, Eff!
Isto é ótimo, Eff!
Kağıt peçeten var mı, Eff?
Tens papel aí, Eff?
Eff? Eff.
Eff?
"ah," "kuh," "ay," "eff"'e ihtiyacım var
"eh", "oh", "ah", "kuh", "ay", "ef".
Tamam. Şimdi sadece "eff," "uh," ve "kuh" a ihtiyacım var
Ok, agora só já preciso de "ef", "uh", e "kuh".
EÜÖ. Eğitimdeki Üniversite Öğrencisi yani.
EFF, Estudante de Faculdade em Formação.
Vay canına! Bu okul epey hareketli geçecek, Eff!
- Vamos divertir-nos à grande, Eff.
Kimden nefret ediyorum, Eff?
Quem é que odeio, Eff?
Tarif edilemez. Tarif edilemezin anlamı ne, Eff?
O que significa "inexplicável", Eff?
Vay anasını! Sence benimle aşna fişne yapar mı Eff?
Achas que ele me mudava o óleo, Eff?
Eff gerçekten öyle.
A Eff morreu para o mundo.
- Sonra ne yapmıştık, Eff? - Hatırlamıyorum.
- Depois, fizemos o quê, Eff?
Ama yaptılar.
- Não é de propósito, Eff.
Eff...
Sim.
Sen, Eff, Emily ve Naomi.
- Tu, a Eff, a Emily e a Naomi. - A Naomi?
Evet, gönüllü çalıştığın iş hakkında Eff.
- Pois, Eff, do trabalho missionário.
Hadi, Eff. Pijamalar.
- Vá, Eff, veste um pijama.
- Eff... - Siktir git!
Não posso ser outra pessoa que não eu?
Panda...
- Eff... - Desaparece. Eff, eu...
Hadi.
Nem imaginas o que a mãe da Pandora... Vamos para casa, Eff.
Hakkımda bilmediğin bir sürü şey var, Eff.
Há bué coisas que não sabes sobre mim, Eff.
Bunu sen söyledin.
Ele não é teu, Eff.
Ama yeterince çaba göstermiyorsun, Eff.
Mas tu não te esforças o suficiente, Eff.
Daha yeni ot aldık, değil mi Eff?
Acabámos de comprar, não foi, Eff?
Bize Irn-Bru verir misin Eff?
- Passa aí a gasosa, Eff.
Ama bu doğru değil.
- Queres a Eff, e ela não é...
Sen Eff'i istiyorsun...
- Estamos num país livre, JJ.
Ef, bunun gidilecek yerle alakası yok.
Eff, não importa o destino.
Hadi Ef, diskoya gidiyoruz.
Anda, Eff, vamos dançar.
Otur bakalım, Ef.
Senta-te, Eff.
Uk Yayınının alanın yüzeyindeki malzeme - Gördünmü, Eff? - Hayır.
Aquele bocadinho de nada de tecido não consegue tapar a superfície exigida pelas leis da televisão no Reino Unido.
Eff mi?
- Eff?
- Deliler! - Aşna fişne ne demek, Eff?
O que é "mudar o óleo", Eff?
Öyle değil mi, Eff?
Não achas, Eff?
Hangisiydi, Eff? - Cips.
- Como é que foi, Eff?
Öyle demek istemediler, Eff.
- Eles lixam-nos.
Bundan kaçamazsın.
Foda-se, Eff.
Bu, pijama partime gelemiyorsun demek mi oluyor?
Eff, não chores.
Pandora'nın annesinin ne yaptığını asla tahmin... Biz eve gidiyoruz, Eff.
Não necessariamente.
O senin değil, Eff.
- Ele nunca será de ninguém.
- İstediğin o değil, Eff.
- Cala-te.
Eff.
Eff, já dei um linguado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]