Eggs tradutor Português
96 parallel translation
Tıpkı "peynir ekmek gibi"
Assim como,'bacon and eggs'.
Music To Cook Three Minute Eggs By.
Música Para Cozinhar Ovos em Três Minutos.
- Eggs....
- Ovos e bac...
Egg'ler ve New York arasındaki otoyol, bir noktada demir yoluyla birleşir ve kısa bir mesafe birbirlerine eşlik ederler. Burada, Queens'de cüzdanını şişirmekte olan Dr. T J Eckleburg'ün panodaki gözleri yola gözcülük eder.
A meio caminho, entre as 2 Eggs e Nova lorque, a estrada segue durante algum tempo ao longo da via férrea, sob o olhar do dr. T. J. Eckleburg, ali posto por um oculista, querendo aumentar a clientela.
FUNN, EGGS, BELL PATRONLA RANDEVU - 16 : 30
Funn ( Divertido ), Eggs ( Ovos ), Bell ( Campainha ) Chefe de estudio, 4 : 30
BURT REYNOLDS'U İKNA EDEN FUNN, EGGS VE BELL SIRADAKİ YILDIZA DOĞRU YOLA ÇIKARLAR.
assinam Burt Reynolds Funn, Eggs e Bell são arranjados para obter... suas proximas estrelas.
Bunlar Funn, Eggs ve Bell.
São Funn, ovos e Bell.
Yumurtalarını tarlaya yumurtlamış Biraz daha içkinin bize zararı olmaz.
She laid her eggs all over the farm Another little drink won't do us any harm
TVRip : black _ milk Mart 2008
Baby, I hear the blues a-calling Tossed salads and scrambled eggs Quite stylish Maybe I seem a bit confused Well, maybe, but I got you pegged!
TVRip : black _ milk Mart 2008
# Baby, I hear the blues a-calling # Tossed salads and scrambled eggs # Oh, my
Sırada Sons of Thunder'ın albümünden Scrambled Eggs and Wobbly Legs isimli parça var.
Esta é dos Filhos do Trovão, do álbum de estreia, Ovos Mexidos e Pernas Tremidas
3rd Rock from the Sun Sezon 1, Bölüm 1 ( Brains and Eggs )
3º Calhau a Contar do Sol
Bir bilgisayar programı içindeki saklı mesajlar.
Easter eggs são mensagens ocultas dentro do computador.
Eggs Benedict, kolay sarısı.
Ovos Benedict, gema fácil.
- Yani bu sefer, eggs and bacon yiyordum! -
"Assim, foi ovos e bacon!"
Eggs Benedict.
Ovos Benedict.
İki saatini kalp hastası bir adam için Eggs Benedict yaparak mı geçirdin?
Passaste 2 horas a fazer ovos Benedict para um homem com problemas de coração?
Ben Eggs.
Sou o Eggs.
Eggs mi?
Eggs ( Ovos )?
- Eggs Benedict.
- Eggs ( Ovos ) Benedict.
- Eggs, çalışıyorum. - Farkındayım.
- Eggs, estou a trabalhar.
Eggs'e çıktığımı söyler misin?
Podes dizer ao Eggs que me fui embora?
Eggs?
Eggs?
Şuraya sap. Eggs, neler olduğunu söylesene.
- Eggs, o que se está a passar?
Eggs...
Eggs?
Nereye, Eggs?
Aonde é que vais, Eggs?
"Bilmiyorum" diye bir yer yok, Eggs.
"Não sei" não é um lugar, Eggs.
Eggs, uyan.
Eggs, acorda.
Eggs. Tara. Sam'i gördünüz mü?
Eggs, Tara, viram o Sam?
Tara'nın Eggs'i mi?
O Eggs da Tara?
- Eggs, yeter!
Eggs, chega!
Gidip Eggs'i almalıyım.
Tenho de ir buscar o Eggs.
Eggs'in bir an önce oradan kurtulması lazım.
E o Eggs tem de sair de lá.
Sen başımı beklerken Eggs'e bir şey olursa tek gerçek aşkı yaşama şansımı yok etmiş olursun.
Se me mantiveres aqui e acontecer alguma coisa ao Eggs, destruirás a minha única hipótese de amor verdadeiro.
- Eggs, bırak beni! - Karşı koyma.
- Eggs, larga-me!
Sen de, Eggs.
Tu também, Eggs.
Eggs, çok üzgünüm!
Eggs, lamento muito.
Eggs!
Eggs!
Seni sürtük, Eggs katil falan değildi.
O Eggs não era um assassino!
Sadece Eggs.
É o Eggs.
Eggs'in bir bıçakla onu ve kadınları öldürüp kalplerini söktüğünü itiraf ettiğini söyledi.
Disse que o Eggs foi ter com ele com uma faca e confessou ter morto aquelas mulheres e arrancado os seus corações.
- Eggs'i ben vurdum.
Mas matei o Eggs.
Eggs konusundaki gibi, değil mi?
Como com o Eggs.
Eggs'i ben vurdum.
Matei o Eggs.
Eggs konusunu biliyorum.
Eu sei o que se passou com o Eggs.
Eggs'i benim haricimde kimse umursamıyor.
Ninguém se rala com o Eggs a não ser eu.
Eggs masumdu.
Ele era inocente.
- Paskalya yumurtaları.
Easter eggs.
- Paskalya yumurtaları da ne?
Que diabos são easter eggs?
Belki Eggs de... Hayır.
- Talvez o Eggs deva vir também?
Eggs.
O Eggs.