Eileen tradutor Português
498 parallel translation
Bobby'nin okul konserini, Eileen'ın düğününü ve beni senfoni konserine götürmek için ısrar ettiğin zamanı hatırlamıyor musun? Hadi canım sen de, burnun kanamıştı o zaman.
Não te recordas do concerto na escola do Bobbie, e o casamento da Eileen, e quando quiseste levar-me ao concerto no Town Hall?
Sen bekler misin Eileen?
Quer esperar ali, Eileen?
- Yani Eileen'le mi...?
- Queres dizer, a Eileen...?
Eileen Kobe'ye geliyor.
A Eileen vem para Kobe.
İşte bu, Eileen.
Aqui está a Eileen.
- Eileen nasıl? İyi mi?
- Como está a Eileen?
Eileen'in kıyafetini değiştirmesi gerekiyor.
A Eileen tem que mudar de roupa.
- Eileen seni bu gece kabukiye götürecek.
- A Eileen vai levá-lo ao kabuki, esta noite.
"Bayan Eileen Webster." Ah.
"Menina Eileen Webster."
- Eileen, sen hiç büyümeyecek misin?
- Mas quando é que tu cresces?
Eileen mi? Onu iki gündür görmüyorum.
Há dois dias que não a vejo.
Senin yaptığın her şeyin ucu Eileen'in babası olarak generale dokunacaktır.
Mas tudo aquilo que fizeres reflecte-se no general. Ele é o pai da Eileen.
Eileen'le aranızdaki sorun nedir?
Qual é o problema entre ti e a Eileen?
Benden istenen tek şey Eileen'le olmak.
Tudo isto para eu estar com a Eileen.
Bakın Bayan Webster, size söyleyebileceğim Eileen'in bundan pek emin olmayışı ve ben...
Bem, presentemente, a Eileen não está muito segura disso e eu...
- Merhaba, Eileen.
- Olá, Eileen.
- Hoşça kal, Eileen.
- Adeus, Eileen.
Eileen, neden ona bu akşam yemek sözün olduğunu söyledin?
Porque é que lhe disseste que tinhas um compromisso, esta noite?
Çok önemli. Merhaba, Eileen.
Olá, Eileen.
Eileen, biliyorum... Lloyd, ne yaptığını gerçekten ciddi olarak düşündün, öyle değil mi?
Lloyd, pensaste seriamente no que estás a fazer, não pensaste?
Eileen, bunun nasıl olduğunu sana anlatabilmem için milyonlarca yıl yeter miydi bilmiyorum.
Nem que tivesse um milhão de anos, não saberia contar como tudo isto aconteceu.
Bu söylediğin hiç adil değil, Eileen.
Não é justo, Eileen.
Benimle yan odaya gel, Eileen.
Vem para a outra sala, Eileen.
Çok üzgünüm, Eileen.
Lamento muito, Eileen.
Gitme, Eileen.
Não vás, Eileen.
Bizim şarkımız, Eileen.
A nossa canção, Eileen.
Seni benim ilham perimsin, Eileen.
" Tu és a minha inspiração, Eileen.
Mükemmel bir kombinasyon, Eileen.
Uma perfeita combinação, Eileen.
Senin beni fethetmen ve şimdi de sana büyülenmiş olamam şaşırtıcı olur mu, Eileen? "
É um milagre? Tu conquistaste-me E agora estou sob o teu feitiço, Eileen? "
Eileen?
Eileen?
- Adı ne? - Eileen.
- Qual é o primeiro nome?
Evet, pekâlâ, adresleri neydi?
- Eileen. Qual é a morada dela?
- Ben Eileen Wade.
- Eu sou Eileen Wade.
Eileen, sana bir şey söyleyeceğim.
- Só te quero dizer... tu o quê?
- Arada sırada gel, olur mu? - Gene geleceğim ve seni göreceğim.
Você e Eileen não me entendem.
Peki, Eileen, geçen akşam Augustine Marty burada ne yapıyordu?
Ok, Eileen, o que Marty Augustine veio fazer aqui ontem?
Affedersiniz bayanlar, Bayan Eileen'i arıyorum.
Desculpe, senhoras, estou procurando a senhora...
Bayan Tooks, Bayan Tooks, her kimseniz, bayan, Bayan Eileen Wade'i bulmak istiyorum. O aradığım kişidir.
Sra. Tooks... ouça : eu preciso encontrar a Sra. Eileen Wade.
Wade ona Eileen ve benim hakkımda konuşmuştu, çığlık atmaya başlamıştı.
Wade falou sobre a Eileen e eu. Ela começou a gritar.
Eileen.
Eileen?
Eileen, muhteşemsin.
Eileen, está linda!
Sen ve Eileen.
Você e a Eileen.
Belki sadece sen?
- Talvez apenas a Eileen?
Kimse ; ama tabiki, Eileen onu inceledi.
Ninguém. É claro que a Eileen falou do fim do livro com ele.
- Ne diyorsam onu yap! - Akşam yemeğine ne olacak? - " Bill ve Eileens'e git.
Fica com Bill e a Eileen até eu telefonar.
Eileen. Eileen.
Eileen?
Eileen, özür dilerim.
Desculpe o atraso.
Eileen, sence güzel miyim?
Acha que sou bonita?
İddia makamı Eileen Avery'yi çağırıyor.
O Povo chama Eileen Avery.
Eileen?
Eileen!
Eileen burda yardımcı oldu.
Foi aí que a Eileen o ajudou.