Elan tradutor Português
38 parallel translation
Elas'ın Dohlman'ını bölgeye taşımak zorunda kaldığımız bir günü hatırlıyorum.
Lembro-me que certa vez tivemos que transportar a Dohlman de Elan.
- Paul Elan.
- É o Paul Allen.
Paul Elan'ın kartını da görelim.
Vejamos o cartão do Paul Allen.
Paul Elan'ın dairesine geldiğimde cesedi yok etmeden önce cebinden aldığım anahtarlarla kapıyı açtım.
Quando chego a casa do Paul, uso as chaves que tirei do seu bolso... antes de me desfazer do corpo.
Sadece Paul Elan hakkında sorular soracağım. - Kahve? /
Só tenho algumas questões acerca de Paul e de si.
- Paul Elan'ın kaybolması. - Evet, elbette.
O desaparecimento de Paul Allen.
Adım Paul Elan.
O meu nome é Paul Allen.
Adım Paul Elan.
Sou o Paul Allen.
- Elan Portnoy'i hatırladın mı?
- Lembram-se do Elan Portnoy?
Elan Valley Polis Departmanı, Ben Memur Burroughs.
Departamento de Polícia de Elan Valley, Oficial Burroughs.
Elan Valley Polisi.
Polícia de Elan Valley.
- Polisin 15 kişiyi öldürmekten aranan bir şüpheliyi tutukladığı yerden...
- Em directo de Elan valley onde a polícia acabou de prender um suspeito..
Elan Valley'den bildiriyorum.
procurado pelo assassinato de 15 pessoas.
Kurbanlar genç kadınlar ve çocuklardı... - en son kurbanlar Elan Valley'in 125 mil batısında bulunan... - Burford County'deydi.
Elas eram mulheres jovens, a vítima mais recente foi no Condado de Burford, a 200 quilómetros ao oeste de Elan Valley.
Elan, Teddy seninle çiçekçi hakkında konuşmak istiyor.
Alan! Teddy quer falar contigo sobre as flores da lapela.
- Siyah mantarlara dikkat et, Elan.
Cuidado com os cogumelos, Edith.
Kimliğe ve belgelere göre kurbanın adı, Dr. Elan Cirreux.
Licença e registo indicam que a vítima é um tipo chamado Dr. Elan Cirreux.
Ellen Cirreux hakkında süren bir dava var.
Existe um processo pendente contra... Elan Cirreux.
Beni kaybettin.
- Espera, já me perdi. - Elan.
- Elan.
O Elan está aqui?
Elan'ı tanıyor musun?
Elan, Elan. Sim.
Elan benim hastam. Burada içeride.
Ele é meu paciente.
Elan benim "novio" m.
Obrigada. Elan é meu namorado.
Elan'ı iyileştirebilirim ama kişiliğini değiştiremem.
Eu posso... ajudar o Elan medicamente mas não posso mudar a sua pessoa.
Elan, bak, kızlar kırılgandırlar.
Elan, olhe, as raparigas gostam de vulnerabilidade.
Elan'a dair hiçbir iz yok.
Bem, não temos tido sinal do Elan.
Her ne kadar bir cep şişesi bulsak ta... Elan'ın ne kadar şey olduğunu biliyoruz...
No entanto, encontrámos um frasco, e o Elan é conhecido por ser um pouco...
Hayvanlara neler olduğu zaten elan malumum olduğundan... durumu tersine çevirmek için elimden geleni arkama koymayacağım.
Mas, até lá, agora que sei aquilo que está a acontecer aos animais, farei o meu melhor para reverter a situação.
Elan Bolivya ve Brezilya arasında sınırlarını neyin tesis ettiği hususunda ciddi bir mesele mevzubahis.
Existe agora uma considerável discussão Entre a Bolívia e o Brasil no que concerne à sua fronteira.
The individual personality, having hardly had time to become conscious of itself... dissolved in the mass, and the mass itself became dissolved in the revolutionary élan.
A personalidade individual, que mal tivera tempo de se tornar consciente de si... dissolveu-se nas massas, e as próprias massas se dissolveram no impulso revolucionário.
O Paul Elan değil.
- Não é o Paul Allen.
Bu büyük bir değişim çünkü o zamana kadar "Élan vital" ya da maddeden farklı, tamamen ayrılmış bir ruh ya da bir şekilde bilinçli, kontrollü ve güdümlü bir şekilde yaratıcı, hesaplı, akılcı vb. süreçler gibi bir takım nedenlerin hayatın başlangıcı olduğu düşünülmüştü.
e que, de algum modo, desse forma, controlasse e guiasse... o processo de criação, o processo de pensamento, o senso moral e por aí vai... Essa ideia estruturada da moral, do eu e da alma era... muito plausível, até Darwin.
Elan, evet.
Grande, com tatuagens.
Onu buradan çıkar.
Elan. - Tire-a daqui.
Çık dışarı!
Elan... Vai-te embora!
Cüzi bir miktar karşılığında bu eve stil ve ivme kazandıracak kişiler.
Pessoas que podemos contratar para vir aqui, por um valor nominal, e dar uma marca de estilo e élan a esta casa.
Yaşam atılımı.
Élan Vital.
Fetüsün yaşam atılımı... ruhuna dolaştı.
O élan vital do feto está misturado com a tua alma.