Emer tradutor Português
192 parallel translation
Gece boyunca Nosferatu kurbanına kenetlenir ve onun kanını emer, adeta igrenç bir içki gibi.
Durante a noite Nosferatu agarra a sua vítima e suga-lhe o sangue como uma macabra bebida que lhe salvasse a vida.
Gece boyunca Nosferatu kurbanına kenetlenir ve onun kanını emer, adeta igrenç bir içki gibi.
Durante a noite, Nosferatu agarra a sua vítima e suga-lhe o sangue como uma macabra bebida que lhe salvasse a vida.
Dokunduğu her şeyi eşit derecede emer. Kendisini öldürecek zehri bile.
Absorve igualmente tudo o que toca, até mesmo o veneno que a mataria.
Mastürbasyon yapmak tüm gücünü emer, mümkün olduğunca az yap.
E o mínimo possível de masturbação. Gasta energia.
"Baş parmağını mı emer?"
Se chupa o dedo?
Beyin dalgaları ile beslenir. Canlıların konuşma merkezlerinden yaydıkları tüm telepatik bilinçaltı frekanslarını emer ve onlardan bir matris oluşturarak beyninize yollar.
'Alimenta-se da energia das ondas cerebrais,'absorvendo todas as frequências inconscientes'e excretando telepaticamente uma matriz formada'a partir das frequências conscientes e sinais neurológicos recolhidos dos centros de fala do cérebro.
Çünkü bunu yapmazsan göğsüne tırmanıp üstüne oturur ve tüm nefesini emer, işte böyle.
Porque se não o fizeres, eles trepam e sentam-se no teu peito e roubam-te todo o fôlego assim...
Evet. O zaman bütün kasabanın kanını emer.
Pois é, depois ele pode sugar à vontade a cidade inteira.
Çekilin yoksa bu kahrolası orospu çocuğu..... ölene kadar bunu emer!
Afastem-se senão este filho da puta dum cabrão vai chupar nisto até morrer!
Triktiklorat, magnezyumu emer.
Tricticloreto. Corrói o magnésio.
Hemen emer misin?
Podes chupar já?
Aynı annesinden emer gibi, geminin enerjisinden besleniyor.
Alimenta-se da energia da nave como o faria de sua mãe.
Cep, içine giren her şeyin... elektromanyetik enerjisini emer.
O buraco absorve a energia eletromagnética de qualquer objeto que o penetre.
Güçlü olan fetüs diğerini emer ve tek çocuk olarak doğar.
O feto mais forte absorve o mais fraco e nasce como filho único.
Onu öper misin yoksa emer misin?
Beijava-lo? E chupá-lo-ias logo de seguida?
Kuru hava her nefes alışta nemi emer ve aynı zamanda onları öksürtür.
O ar seco aspira humidade a cada respiração, e fá-los tossir.
Boynuna sarmısaktan bir kolye taksan bile yanına gelir ve kanını emer! Sarmısak mı?
Alho... quer tentar alho?
Güzel bir ağaç ama yakınındaki bütün suyu emer.
Bela para o qual olhar, mas a única coisa que faz é absorver a água à sua volta até nada sobrar.
Yüzeydeki yolculuğu boyunca su, topraktan karbondioksit emer ve hafif asitli bir yapıya ulaşır.
Durante a sua jornada desde a superfície a água absorve dióxido de carbono da terra tornando-a ligeiramente ácida.
Kötü resimler nesnelerdeki hayatı emer kurutur Çünkü nicelikleri noksandır.
Pinturas ruins desbotam a vida de suas imagens pois falta-lhes essa qualidade.
Bu sahip olduğun tüm gücü emer.
Gastarás os poderes que ainda restam.
Kindestod, avını hareketsiz bırakmak için üstüne oturur ve sonra yavaş yavaş yaşam gücünü emer.
O Kindestod alimenta-se, sentando-se em cima da sua presa e imobilizando-a. E depois suga a vida dela, lentamente.
"Javna gençlerin hayat enerjisini emer, her hafta beslenir."
Javna alimenta-se uma semana por ano, roubando a força vital dos jovens.
Flax'ın yapısı bize ulaşamadan ışığı emer. İşte böyle serseri bir şey.
A malha magna absorve até a luz.
Işığı mı emer?
Isso é ruim. Absorve a luz?
Nemi emer.
Absorve a humidade.
Karının şeyini emen, her şey emer diye düşünürler.
Porque acham que se comemos ratas, comemos tudo.
Acil durum ne...?
Então, qual é a grande emer...
Mutantların ise bir süre için yeteneklerini emer.
No caso de mutantes, absorve-lhes os poderes por um tempo.
İnsanlardan sahip oldukları yaşam gücünü emer.
Ele suga a vida das pessoas.
Sadece olduğu gibi emer.
É um sanguessuga.
" Gerçek gölgede kalamaz çünkü günesi bir sünger gibi emer, Dipsiz bir atlayis yapar.
" A verdade não arroja sombra porque absorve o sol como uma esponja, e faz saltos bungee ao abismo.
Ucuz ve madeni, yağlı bir metal parayı emer gibi?
Barata e metálica, como chupar uma moeda suja?
İki dakika içinde 40 GB'ı emer.
Deve "sugar" 40Gb em menos de 2 minutos.
O da etrafındaki hücreleri bozar, pire bunları emer ve ardında kırmızı, kaşındıran bir şişlik bırakır.
Assim, o acarídeo suga-as e deixa um inchaço vermelho e pruriginoso.
Mideyi kaplar ve pislikleri emer.
É óptimo quando se transporta droga no corpo para os EUA.
Bu kâğıt, bluzdaki bütün yabancı maddeleri emer.
Este papel deverá ter ensopado qualquer material na blusa.
Bu talaş hız trenindeki kusmukları emer.
A serradura absorve o vómito da montanha-russa.
Böylece makarna sosu emer, sadece kaplanmaz.
Assim, o macarrão absorve o molho, em vez de ficar apenas com uma película.
Yavruları sadece dört gün meme emer bu da memeliler arasındaki en kısa bakım süresidir ve kutup ayıları tehlikesi yüzünden... dengesiz buz üzerinde çiftleşirler.
As suas crias mamam apenas durante quatro dias, o período de amamentação mais curto de todos os mamíferos, porque a ameaça de ursos polares os leva a procriar em gelo instável.
Sadece dişi sinekler kan emer.
Apenas os mosquitos fêmeas podem chupar o teu sangue.
60 metre içindeki bütün sesleri iptal eden bir ses sinyalini emer.
Emite um sinal auditivo que cancela qualquer som num raio de 70 metros.
Vampir, avcıyı öldürür. Kanını emer. Dişlerini kemiklerine batırır.
Vampiro mata caçadora suga até ela secar e palita os dentes com os ossos dela
Ve elektrikli süpürge süperdir çünkü emer.
E os aspiradores são bestiais porque... sugam.
Orada biriken kanın hepsini emer... ve kangren olmasını önlerler.
Aspiram o excesso de sangue, evitando que gangrene.
Sonsuz yaşamı emer.
Suga a vida eterna.
Hollow güçleri emer!
O Vazio consome poderes!
Görüyorsun, Luxan... Devrelerce yaşı sıyırıp atan süreç, canlı ete değdiğinde... dokunduğu şeyin molekül imzasını emer.
Veja, luxano... o processo que remove ciclos de idades... quando toca em carne viva... absorve a assinatura molecular do que tocar.
Etrafındaki bütün havayı emer.
- Ela suga o ar à sua volta.
Başkasının aletini emer misin?
Vais chupá-la a outro?
Kertenkele, zehri emer.
Lizard para tratar veneno.