Esiniz tradutor Português
1,401 parallel translation
Elbette ama eşiniz Alman.
Não admira. A sua mulher não é alemã.
Eşiniz için mi?
É para ti.
Umarım siz ve eşiniz rahat edersiniz.
Espero que o senhor e sua esposa gozem a vossa estadia.
Eşiniz şahitlik yapmaya karar verdi.
A tua mulher decidiu testemunhar.
Eşiniz Jacques Lavandier ile ilgili bilgi vermek için görevlendirildim, hücresinde kendisini astım.
É meu dever informar que o seu marido, Jacques Lavandier, enforcou-se na sua cela.
Eşiniz vasiyetname olmadan öldüğü için o para sizin artık.
A sua esposa morreu intestada, por isso o dinheiro é seu.
Aile bireyleri, ev satılmadan önce anı seçiyorlar. Belki siz de rahmetli eşiniz adına bir şey seçmek istersiniz.
A família está a escolher objectos da casa antes de esta ser vendida, talvez queira escolher algo em nome da sua falecida mulher?
- Hayır, bayım. Eşiniz sizi korudu.
A sua mulher protegeu-o.
Albay, eşiniz arıyor.
Coronel, é a sua esposa.
Eşiniz Mr. Sanders'a ne oldu?
- E o Sr. Sanders?
Anlamı, eşiniz sağken onun bulmuşsunuz. Ve nefes almak için savaş veriyormuş.
Isso que dizer que a sua mulher estava viva quando a encontrou, e ele foi asfixiada até a morte.
Bayan Jennings, eşiniz size yalan söylemiş.
Na verdade, ele mentiu-lhe Mrs Jennings.
Eşiniz balıksırtı birşey almış gibi.
Parece que a sua mulher gosta de ziguezagues.
Sizin nadiren eve erken geldiğinizde eşiniz onu dolaba saklanmıştı.
O homem que ela escondeu no seu armário... na rara ocasião em que chegou a casa mais cedo.
Bu eşiniz mi, Bayan Dillard?
Este é o seu marido, Srª Dillard?
Bayan Dillard bu sabah eşiniz evden ne zaman ayrıldı?
Srª Dillard, a que horas o seu marido saiu para o trabalho esta manhã?
O sizin eşiniz mi?
Aquela é a sua mulher?
Bay Barnes, görünüşe bakılırsa ilk eşiniz Lisa, ölmüş.
Mr Barnes, parece que a sua primeira mulher, Lisa, está morta.
Eşiniz Hammondları oğulları öldükten sonra hiç aramadı mı?
O seu marido não ligou aos pais quando o filho morreu?
Eşiniz gerekli izni verdi.
A sua mulher consentiu.
12 yıl önce, eski eşiniz bir oyuncak kutusu almış.
Há doze anos, a sua falecida mulher comprou uma arca para brinquedos.
Kapının önünde bekleyen bir eşiniz yok mu?
Nenhuma senhora à sua espera?
Bay Patterson, kendinizi çaresiz hissettiğinizi ve kızgın olduğunuzu biliyorum ama eşiniz hakkında bilgi edinmemiz gerekiyor.
Sr. Patterson, eu sei que está frustrado e zangado, mas eu preciso... Precisamos de informações sobre a sua mulher.
Eğer yardımcı olacaksa sanırım eşiniz bunu almak istiyordu.
Se ajudar... Acho que a sua mulher iria optar por este.
Hey, anlaşılan eşiniz şanslı biri.
Olá, vejo que a sorte está "à mão".
Eşiniz genelde size karşı duyarsız mı?
É normal a sua esposa não levá-lo em consideração?
Eşiniz ne iş yapıyor?
Qual é o trabalho da sua esposa?
Eşiniz ve nasıl öldüğü hakkında bir kaç sorumuz olacaktı.
Temos só umas perguntas sobre a sua mulher, e como ela morreu.
Bir mesajınız var. eşiniz aradı
- A sua mulher telefonou e deixou recado.
Eşiniz bu duruma ne diyor?
O que é que a sua mulher pensa sobre... toda esta estimulação noturna?
Kulağa kötü gelmesini istemiyorum ama Dr Troy Sizin müstakbel eşiniz tam bir sürtüktü.
Não quero parecer mesquinha, Dr. Troy, mas a sua ex-noiva parece ser uma idiota completa.
Bu arada, eşiniz nerede?
Afinal, onde está a tua mulher?
Bana eşiniz hakkında biraz daha bilgi verin. Geçmişi hakkında.
Fale-me um pouco mais sobre a sua mulher... sobre a sua história.
Eşiniz geldi.
A sua esposa está lá fora.
O sizin üçüncü eşiniz mi?
É a sua terceira esposa?
Ve bu da sizin, ismi aklımdan çıkmış olan güzel eşiniz olmalı.
E esta deve ser a sua bela esposa, cujo nome me escapa.
- Eşiniz Joya'yı nerede buldu?
Mostra-nos onde o seu marido encontrou a Joya?
O sizin ruh eşiniz ve sevgiliniz.
Ele é a sua alma gémea e amante.
Ama eşiniz havaleyi dün akşam durdurmuş.
Mas o seu marido congelou as transferências ontem à noite.
Anladığım kadarıyla siz ve eşiniz, yıllar içinde bir sürü çocuk büyütmüşsünüz.
Sei que a senhora e o seu marido tomaram conta de muitas crianças.
Gitmek zorundasınız, çünkü o sizin eşiniz.
Bom... Tem de ir.
Hayır, eşiniz için sorun değilse, bence işimizi özel konuşalım.
Não. Se a sua esposa não se importar, é melhor resolvermos isto em privado.
Evet, eşiniz onların tam da gitmek üzere olduklarını söyledi.
Ela disse que eles vão partir já.
Eşiniz de orada morgda.
Ele está na morgue.
Düşünüyorum da seyahate çıkan siz ve eşiniz olabilir.
Acho que você e a sua esposa vão viajar.
Eşiniz?
A tua esposa?
Siz, Edward L. Wilson, Margaret N. Russell'ı, yasal eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Tu, Edward Bell Wilson, aceitas Margaret Ann Russell para ser tua esposa?
Bir eşiniz daha bulunamazmış.
Só pode haver um.
"Sizleri seven eşiniz ve babanız."
"Do seu amado marido e pai."
Eğer eşiniz önümüzdeki 48 saat içinde bu belgeyi imzalamazsa çamaşırlarınızın kuruyup kurumadığına bile bakmadan sizi bu mülkten zorla tahliye etmek mecburiyetinde kalacağım.
Serei obrigado a expulsá-la desta propriedade Esteja a sua roupa lavada seca ou não.
Neden eşiniz sizinle değil?
É um homem ocupado.